Gazel:
Gazel: Alptekin'le birlikteyiz sanırım...
Aslı: Lan o fotoğraf ne
Aslı: Düştüm aq
Gece: Ben de 🥺
Gece: Manitanın tek fotoğrafını paylaşıp altına şiir yazmak mı...
Gece: Allah'ım rica etsem nasip eder misin?
Gazel: Manita da demeyelim şimdi
Barın: Birlikte fotoğraflarımızı paylaşıyorum ya?
Gece: Tamam be bir şey demedim
Barın: Sen benim koltukları falan seçtin mi?
Gece: Ennnn keyifli kısımdayım
Gece: Aksesuar
Barın: 🙄
Göktuğ: Oha ayrılıyor musunuz????
Gece: Bi sn
Gece: Tövbe der misin rica etsem?
Göktuğ: E evleri ayırıyorsunuz işte aq
Barın: Gerekirse araya köprü yaparız
Gece: Gel de düşme şimdi
Göktuğ: 🙄
Telefondan başımı kaldırıp yeniden bana bir şeyler satmaya çalışan kadına döndüm. Barın sağolsun tüm ev işini bana kilitlemişti, kendisi sadece evin neresi yıkılacak neresine duvar örülecek o kısma bakıyordu.
Kadının elindeki iğrenç bibloya yüzümü buruşturduğum sırada omzuma atılan kolla irkildim. "Fıstığımı özledim." Barın'ın yanımızda kimse yokmuş gibi konuşmasıyla kadın yanımızdan sessizce uzaklaştı. Ben de kollarının arasında ona dönüp kollarımı beline sardım. "Hmm..." diye mırıldandım, "bir daha uzaklaşmayayım o zaman kollarından." Sözlerime gülüp saçlarımdan öptü.
"Annem haftaya bir davet verecek." Kollarının arasında gerildiğimi fark edince sırtımı sıvazladı. "Ece'nin yıl dönümü biliyorsun." Zorlukla kurduğu cümleyle yutkundum. "Senin de orada olmanı istiyor." Buruk bir şekilde gülümsedim. Yıllardır böyle bir girişimde bulunamamıştım bile, cesaret edemiyordum.
"Bilmiyorum... ben," Sözümü kesti. "Lütfen." diye mırıldandı üzgün bir şekilde. "Yanımda olmanı istiyorum, her seferinde daha da dayanılmaz oluyor sanki." Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım ve önüme dönüp pencereden dışarıyı izlemeye başladım.
***
Gazel'den
"Çocukmuşum daha! Hah!" Karşımda bezgin bir şekilde bana bakan Alptekin'in bakışlarıyla iyice sinirlenip sehpanın üstündeki bibloyu alıp duvara çarptım. Az önceki bezgin bakışlarının yerini şaşkın bakışlar almıştı sonunda.