Gitmeliyim...

47.2K 1K 46
                                    

BÖLÜM 6

Uyandığımda yarı çıplak yatıyordu yanı başımda. Onu seyretmeye öyle dalmışım ki komodinin üzerindeki saati görünce apar topar yataktan kalktım. Çok geç kalmıştım buluşmaya, aceleyle Victoria Secret dolabından üzerime bir şeyler uydurdum. Giydiğim kotun düğmelerini kapatmak için nefes almamıştım resmen ona rağmen patlayacaktı neredeyse, kaç beden kızlarla yatmış bu adam böyle ? Çalı süpürgesi gibi sanırım hepsi, sinir olmuştum. Acil zayıflamam gerekiyordu ya da hepsini atmalıydım. Kendi kendime söylenirken uyandı ve bana doğru dönerek "Geç mi kaldın bu acelen ne?" Sanki suçlusu kendi değil gibi sırıtıyordu. Hain kurt. Bense hala içinde can çekiştiğim kot ile uğraşıyordum.

"Dün gece biri uyutmadı da, sanırım yıllardır kadın teni görmemiş. Halim perişan ve bu salak kıyafetler çok dar içlerine girmem için zayıflamam lazım"

"Hımm!O zaman hepsini atmalıyız "yataktan kalkarak yanıma geldi ve belime sarıldı "çünkü ben seni böyle beğeniyorum" daha sonra elleri aşağıya inerek kalçalarımdan tuttu "Bu güzelim kalçaların zayıflamasını istemiyorum. Anladın mı beni? Sakın zayıflamaya çalışma yoksa zorla yediririm" dudağıma ufak bir öpücük kondurdu.

"Sen ciddi misin?" balık seven bir erkek. O zaman neden biz yıllardır zayıflayamaya uğraşıyoruz.

"Evet, hem de oldukça ,kalçaların çok güzel. Onları böyle görmek istiyorum. Benim olan şeyler konusunda kararlarım kesindir ve bu değişmeyecek. Sözümden çıkma Küçük Prensess"

"Neden bana küçük prenses diyorsun ya? Çocuk muyum ben? Kaç yaşındasın sen bakalım?" diklenmiştin ona doğru daha önce sormak aklıma hiç gelmemişti. En fazla 32 filan gösteriyordu. Buna rağmen yine fark vardı, ama küçük olacak kadar da değil.

"Senden 12 yaş büyüğüm"

"Neeeee!!!!!" Aklım çıkmıştı."12 yaş mı? Hiç göstermiyorsun? Benim de aklıma hiç gelmedi sormak açıkçası ,baya yaşlıymışsın sen ya" gülerek "Gösteririm yaşlıyı sana ,benim kadar meraklı değilsin sanırım" diyerek banyoya geçti. "Ben senin hakkındaki her şeyi biliyorum." dedi.

Banyoya doğru geçip duşun kapısını açtım, ıslak ıslak bütün vücudu karşımdaydı yine fenalaşmaya başlamıştım ama çıkmam gerekiyordu. Saçlarını sabunlarken bana döndü ve dudaklarıma dille karışık sabunlu bir öpücük kondurdu ve "istersen geç kalma yoksa duşun içine alıp seni, akşam yapmayı planladığım her şeyi şimdi yapacağım." dedi. Öyle bir topukladım ki arkama bile bakmadım. Ben kaçarken kahkahası evin içinde yankılanıyordu resmen. Kelebekler fır fır içimden çıkı verdi. Çiçekler böcekler, kuşlar kelebekler. Biraz daha gecikirsem adamlara ayıp olacaktı. Koş Bahar koş!

Nefes nefese kalmıştım koşturmaktan. Lobide tam teşekkül beni bekliyorlardı. Bana öyle bir liste vermişlerdi ki, ben bile bu yaşıma kadar bunların hepsini yapmaya cesaret etmemiştim. Bütün İstanbul'u bir günde gezmek istiyorlardı. Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Halimi görünce Bayan Takahashi "Sanırım biraz abartmışız değil mi?" dedi gülerek. "Sadece bunların hepsini tek günde yapamayız. İstanbul'da trafik buna izin vermez ama mümkün olanı yapmaya çalışırız." Önce aç karınlarını doyurmak için onlara simit ile güzel bir kahvaltı ettirmiştim. Yazık, garipler ekmek yemiyor, pilava talim ,simite bayılmışlardı o yüzden yanımıza annemin değişi ile azıklık birkaç tane daha simit aldık. Tabi ki bütün hesaplar benden, yani Mert'ten ,umarım ödemede sorun çıkartmazlardı. Neyse, müdürlerden biri canım boğaz manzarası yerine beni kesmeye başlayınca biraz gerilmiştim. Bu adamları hep çekingen sanırdım, ama bu baya fettan birine benziyordu. Eminönü, Mısır Çarşısı, Sultan Ahmet, Ayasofya, baklava, mantı derken anam ağlamıştı. Akşam otele döndüğümüzde adım atacak halim kalmamıştı. Vedalaşırken ben bitmiş olsam da onlar çok memnun görünüyorlardı. Ben misafirlik görevimi en kral şekilde yapmıştım. Hani bir hikaye vardır? Horoza sormuşlar? Tavuk mu yumurtadan çıkar? Yumurta mı tavuktan? Oda demiş ki "Ben sikerim gerisine karışmam" Ona benzemişti aynı, ben üstüme düşeni yaptım arkadaş gerisi de onlara kalmış artık. Arabamı almak için restorana doğru giderken o kadar yorgundum ki evime gidip uyumak istiyordum. Her halde bir kaç gün daha sokak yüzü görmezdim. Acaba paramı ne zaman yatırırlardı? Annemlere de para gidecekti. Yine dım dızlaktım bu ay. Arabaya binince açtım bir Barış Manço Nane limon kabuğu bütün yorgunluğum gitmişti. Bu şarkıyı bağırarak söylemeyi çok seviyordum ama aklım yine Mert'te idi bugün beni hiç aramamıştı. Bütün gün ondan bir mesaj gelir diye telefonu elimden bırakmamıştım. Acaba derdi sadece seks miydi ki? Hevesi hemen geçti mi? Şu banyo fantezisini de yapsaydık..:))Pehhhhhhhhh..İyice manyaklaştım ya, o seks bana bir yıl giderdi. Gece saat 12 gibi telefonuma bir mesaj geldi.***üzgünüm seni arayamadım. Evle ilgili ufak bir problem çıktı. Ama hep aklımdaydın. Yarın seni ararım. Tatlı rüyalar prensesim.***Yuppii! Hop hop altın top. Çok sevinmiştim rahat rahat uyuyabilirdim artık. Ertesi sabah bütün günüm ev toplamayla geçti nede olsa annemler geleceklerdi bir kaç gün içinde, yani benim bekar hayatı son bulacaktı. Akşama doğru telefon çaldığında kalbim fırladı yerinden .Telefonda isminin yazması bile yetiyordu bana "Selam nasılsın" ağzım kulaklarımda konuşuyordum.

KIRMIZI (SAMURAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin