Yedi.
Dün geldi ve gitti. Güneş Ay'ın battığı kadar hızlı yükseliyor.
Yedi yıldır yoksun, Wei Ying. Bazıları yedi yıl kısa bir süre, der. Bazıları yedi yıl uzun bir süre, der. Senden ayrı geçirdiğim her an bana çok uzun bir zamanmış gibi geliyor. Sonsuzluk gibi. Çok aptalım, biliyorum. Benimle dalga mı geçeceksin? Kahkahalarını duymayı özledim.
Beni Caiyi Kasabası'na gidip dört şişe İmparator'un Gülüşü almaya iten şey neydi bilmiyorum.
Dün olanlar sadece bulanık.
Ama... galiba şimdi hatırlıyorum. Pek iyi bir durumda değildim. Onu neden olduğum karışıklıkların üstünü kapatmak zorunda bıraktığım için Xiong-zhang'dan özür dilemeliyim. Bazen onun yüzünü kara çıkarmış gibi hissediyorum. O çektiğim acıları görüyor ve ben de benim yüzümden çektiği acıyı görebiliyorum.
Bugün göğsüme çaprazlama bağlanmış bezlerle uyandım. Onların altında, aynı senin göğsünde olduğu gibi bir damganın izi var, Wei Ying. Bana bir adam bazen yara almalı, bazı yaraların izi kalmalı, dediğini hatırlıyorum.
Sonsuza kadar izi kalsa bile seni hayatının sonuna kadar hatırlayacak birini kurtardığını simgeleyecek, demiştin. Sırtımdaki otuz üç kırbaç yarasının izleri, göğsümdeki mührün izi... bunlar hiçbir şey çünkü bana seninle olan anılarımızı hatırlatıyorlar. Sanırım bu yaraları seni korurken almışım gibi farz edebilirim. Yani beni hayatın boyunca unutmayacaksın.
Ayrıca, İmparator'un Gülüşü benim için değil. Şişeleri senin için ayırdığım küçük kutuda saklayacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Wei Ying, [Türkçe]
FanfictionBu kitapta Wangji'nin, Wuxian'ın yokluğunda, Wuxian'a yazdığı mektupların çevirisini bulacaksınız. Çeviri hariç hiçbir şey bana ait değildir. Link: https://archiveofourown.org/works/24660799 |Tamamlandı.