Altı.
Bazen senden hiç anlayamayacağım kadar değerli bir şeyi çalmışım gibi hissediyorum. Kelimelere dökülemeyecek bir hisle dolduğumu hatırlıyorum. Buna hiçbir sözüm yoktu. Bunun yapmamam gerektiği halde bir kıskançlık, çekememezlik hissi olduğunu anlamak yıllarımı aldı. Böyle yapmamalıydım. Kendimden utanmam gerek. Daha iyi bilmem gerekirdi.
Eğer bir şey varsa, senden aldığım şeyler üzerine düşünmek beni suçluluk duygusuyla dolduruyor. Hiç yoktan şakayık çiçeği; galiba en sonuncu, Yunmeng Jiang ve çokça sevdiğin ablanla yollarınızı ayırmadan önce ablanın sana ettiği hediyelerden biri.
Bana birçok kez bir başkasının ablandan ne daha saf ne de daha kibar olabileceğini söylemiştin. Onun kibarlığına ve diğerlerini kendinin önüne koyarkenki iyi niyetine şahit oldum. Özellikle de kampta yaralı efsunculara yardım ederken. Hemen hemen hiç dinlenmiyordu ve yemek pişirebilmek için herkesten önce kalkıyordu. Sabah saat beşten bile önce uyanırdı. Takdir edilesi bir kadın tabii. Benim gibi o da geri dönmen için bekledi. Sen üç gün boyunca kendinde değilken benim gibi o da başında bekledi.
Eğer şimdi beni görebilseydi sence öyle küçük -ama yine de anlamlı- bir hediyeyi aldığım için bana kızar mıydı? Yoksa abimin yaptığı gibi acır mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Wei Ying, [Türkçe]
FanfictionBu kitapta Wangji'nin, Wuxian'ın yokluğunda, Wuxian'a yazdığı mektupların çevirisini bulacaksınız. Çeviri hariç hiçbir şey bana ait değildir. Link: https://archiveofourown.org/works/24660799 |Tamamlandı.