On dört.
Buz gibi soğuk ve ayazlı günler Bulut Kovuğu'nu donatmış durumda. Dünün dünyasını görüyorum. Her yeni sayfada olduğu gibi bunun da beyazla kaplandığını görüyorum.
Kalın kar tabakası kuş tüyü yastıkmışçasına, ılık ve yumuşak, Sessiz Oda'nın duvarlarına dayanıyor. Bu, yoğun ve koyu ahşabı mükemmel beyazlıkla kaplıyor.
Ne zaman kar yağsa annemi düşünürüm. Sana annemin olmadığını söylemiştim. O zaman bana inanıp inanmadığını merak ediyorum. Kendimi açmaktan korkuyordum. Keşke sana daha fazlasını-içimdeki gerçek hisleri söyleyebilecek kadar cesaretli olsaydım.
Annem öldüğünde Gentiana Evi'nin¹ dışında kar aşırı derecede yağıyordu. Abimle ben onun gittiğini söyledik. Gitmişti. O zamanlar bu kelimenin anlamını bilmiyordum. Ondan geriye hiçbir şey kalmamıştı. Sanki hiç doğmamış, hiç yaşamamış gibiydi. Başta sadece uzağa gittiğini sandım.
Shufu'ya abim ve benim yeterince çok çalışıp çalışmadığımızı, kılıç yeteneklerimizi yeterince çok geliştirip geliştirmediğimizi sorduğumu hatırlıyorum. Her gün ve her gece karın altında kapısının önünde diz çöktüm. Bekledim, bekledim, bekledim. Kimse kapıyı açmadı. Annem kapıyı açmadı. O... artık orada değildi.
Gitmişti. Ancak o zaman 'gitmek' kelimesinin gerçek anlamını kavrayabildim.
Ve şimdi sen de gittin. Sonsuza dek sevdiklerimi yanımda tutamamaya mı mahkumum ben?
--------
1: Annelerinin kaldığı ev.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Wei Ying, [Türkçe]
FanfictionBu kitapta Wangji'nin, Wuxian'ın yokluğunda, Wuxian'a yazdığı mektupların çevirisini bulacaksınız. Çeviri hariç hiçbir şey bana ait değildir. Link: https://archiveofourown.org/works/24660799 |Tamamlandı.