Kanat

10 6 0
                                    

"Beni evime kadar bıraktığın için çok teşekkür ederim." deyip boynuna sarılacakken geri adım attı.

"N'oldu?"

"En son sarılmamızı unuttun herhalde. Bir daha hayatta sarılmam." kurduğu cümlelere karşılık gözlerimi devirdim.

"Hoşça kal, Oğuz." deyip evime girdim.

Anneme selam verip direkt odama girdim. Çantamı tam kenara atmamla aklıma gelen şey ile tekrardan çantama uzandım; kitap.

Kitapta rastgele bir bölüm açtım ve gelene baktığımda ilgimi bu kadar çekebilecek şeyler olduğunu sanmıyordum. Kanat çıkarma büyüsümüymüş. Ne bu? Şaka dükkanından alınmış bir kitap mı?

Kıkırdadım ve alayla kelimeleri söylemeye başladım.

"Beni bir kuş yap, belki bu bir buluş, bu yeniden doğuş."

Birden sırtımda hissettiğim acıyla inledim. Bu neydi böyle? Acı gittikçe artınca haykırmamak için işaret parmağımı içeriye doğru katladım ve ısırmaya başladım. İçimden bir hayvan çıkıyormuşcasına çırpınıyordum.

Canım acıyordu, canım çok acıyordu.

Kanatlar derimi aşarak kanın içinden çıkıp öne doğru katlandı. Gördüklerim ile gözlerim kocaman açılırken acıdan dolayı ağzımdan küçük bir ses çıktı. Sırtımdaki acı, ağrıyla karışırken kamburlaştım ki can acısı azıcık olsa bile azalsın.

Yavaşça yatağa yürüdüm, yatağa yüzüstü yatıp rahatlamak için ellerimi yatağa dayadığım zaman ısırdığım parmağımın kanadığını fark ettim.

Güzel sıkıntılar Melisa, keşke benim de böyle dertlerim olsaydı (!)

Şu an acılarımı arttırmamak için yatağa uzandım ve düşünmeye başladım. Bu kanatlar nasıl çıktı? Bu büyü kitabı mıydı şimdi? Neden ben? Bunu bana kim yapar ki? Bu kanatları nasıl saklayacağım?

Kanatlar? Saklamak? Eğer bunları saklayamazsam bilim insabları beni alacaklar farelere yaptıkları gibi bir parmaklıklar ardına atacaklar ve üzerimde yüz binlerce deney deneyecekler.

Kitaba bakmak için doğrulmaya çalıştım sonuçta çıkartıyorsa geri sokabilirdi fakat yatağa geri yığılmam uzun sürmedi hatta sırtımdaki acı çoğaldı ve beni güçsüz kıldı.

O kadar yorgundum ki acı içinde uykuya daldım.

*

"Melisa, kalk artık!" kulaklarım sesleri algılasada gözlerim açılmayı reddediyordu. Aklıma kanatlarım gelince gözlerimi aniden açtım ve yattığım yerden doğruldum.

"Sonunda kalktın, yemek birazdan hazır olacak kalk elini yüzünü yıka ve yanımıza gel." deyip odadan çıktı.

Ben ise hala arkama bakıyordum. Acaba rüya mıydı? Rüya olmasaydı kanatlar olurdu demek ki rüya.

Sevinçle banyoya giderken sırtımdaki acı kendisini belli etti ama umursamadan banyoya girdim ve aynanın karşısına geçtim. Üstümdeki tişörtü yavaşça yukarıya doğru sıyırdım.

Lütfen bu bir rüya olsun, yalvarırım.

Gözlerimi sımsıkı kapattım, hafifçe olduğum yerde döndüm ve gözlerimi açıp sırtıma baktım.

Yok artık!

Sırtımda dikey pozisyonda iki adet yara vardı.

İyi de ben şimdi ne yapacağım?

Kanatlarım birden çıkmasıyla sırtımdaki ağrı ve acı şiddetlendi.

Suratımı acıyla buruşturdum ve kanat çıkartma büyüsünü seçtiğime küfrettim.

İntikamın Nazik HediyesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin