Refleks ile elimi ona doğrulttum. Ellerimden yayılan mor bir ışıkla beraber önümdeki şahıs yerle bir oldu.
Bunu beklemiyor olacaktı ki gücümü kullanacağımı tahmin edemedi, kullandığımda ise yeterince hızlı olamadı ve büyüye çarptı.
Hızlıca ayağa kalkıp zar zor söylediği cümle tekrar kulaklarımda çınladı. "Seni. akik taşına. dönüştüreceğim." teker teker söylediği bu cümle hayatımda ki duyacağım son cümle olduğunu anladım. Hazır ol Melisa ve ölümü kucakla. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve olacakları bekledim. Duyduğum tek şey adım sesiydi ve onlar da birkaç saniye sonra kesilince dayanamayarak meraktan gözlerimi açtım, etrafa göz gezdirdim.
Yoktu, gitmişti.
Ee, ben nasıl dönecektim ki?
Beni ölüme mi terk etmişti? Açlıktan, susuzluktan...
"Buraya gel!" diye bağırdım. "Korkak!" dememle önümde belirdi.
"Ölüme ne meraklısın sen böyle." deyip sırıttı. "Cesur mu yoksa aptal mı olduğunu düşündüm de." duraksayıp kesik bir nefes aldı. "Aptal olduğun kesin." ellerini önünde bağladı.
"Ne oldu?" bir öyleydi bir böyle. Öldüreceğim derken ki öfkesi benim düşüncelerimden daha hızlı değişmişti. Bana rakip çıktı.
"Vazgeçtim." deyip omuz silkti. Tek kaşımı kaldırdım.
"O niye?" ölmek istemiyordum ama merak ediyordum işte.
Omuzlarını tekrar silkti.
"Günümde değilim, henüz değil."Bu ne güzel yalan böyle. Bana ihtiyacı vardı. Yoksa niye bana gelsin ki? Gidebilirdi.
"Beni geri gönder." ilk başta şaşırsa da dediğimi yaptı ve beni odama geri gönderdi.
Geri döner dönmez masanın üstüne oturdum ve büyü kitabını açtım.
Eğer ki bu büyü kitabını ve kolyeyi elimden alacaksa kendime bir plan hazırlamalıydım. Bu kitapta her büyü vardı değil mi? Bir nesneye büyü yükleyebilirdim belki oradan gücümü alarak kitaptaki büyüleri kullanabilirdim. Büyüleri de defterime kopyalarsam ona gerek kalmazdı.
Fakat ben bunu yaparken beni yakalamamalıydı oturduğum sandalyede sağıma ve soluma baktığımda küçük bir hareketlilik sezdiğimde sandalyede arkama döndüm. Halının belli bir yerinde ezilmişlik olduğunu gördüğümde yanılmadığımı anladım. Buradaydı.
Oturduğum sandalyede masaya geri dönerek büyü kitabımı çekmeceme koydum.
"Sapık mısın?" diyerek elime telefonumu alarak yatağa yattım.
"Görünmez olman seni burada olmadığını anlamayacağım anlamına gelmez." diyerek açtığım telefonu kapatarak yatağın üstüne geri koydum.
Bunu dememle görünür olduğunda gözlerinde daha önce görmediğim bir ışıkla bana baktığını gördüm. Etkilenmiş miydi? Emin değildim.
"Nerden anladın?" dedi heyecanla.
"Bir Melisa asla sırlarını açıklamaz." deyip göz kırptım. Bu dediklerim hoşuna gitmiş olacak ki güldü ve yaklaşarak yatağımın diğer ucuna oturdu.
"Seni hafife almışım." dedi.
"Almışsın." diyerek onu onayladım.
"Belki de o kadar kötü değilsindir."
"Değilim."
"Sanırım zannettiğimden daha iyisin."
"İyiyim." diyerek her cümlesinde kendime övecek kelimeyi bulduğumdan inceden sinir ettiğimi anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikamın Nazik Hediyesi
FantasíaBir kızın yazmak istedikleri? Aklına gelenleri? Kız o kadar çok ve hızlı düşünüyordu ki ya yazmaya zaman bulamıyordu ya da cümleyi kurmak için yeterince hızlı değildi. Cümleleri alışılmadık, cümleleri düşündürücü. Peki siz bu hikayeye başladığınızd...