Duyduklarımla başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Elim ayağım birbirine dolanmış sokakta koşturuyordum. Yunus emre arkadan adımı seslensede onu takmadan hızla koşmaya devam ettim. Gözlerimden yine yaşlar dökülüyordu.
Ya ona birşey olursa diye içim içimi yiyordu.
Halbuki 2 saat önce onu bu denli üzen bendim.
Hastanenin kapısından içeri girdiğimde evrimle karşılaştım.
Evrim: geldiniz mi?
Nisa: barış nerede?
Evrim: uyandı, kan şekeri düşmüş birşeyi yok, yemek yiyordu en son
Yunus emre: ee siz napıyorsunuz?
Evrim: bugün burada kalacakmış gece 12de döneceğim ben cemal ve berkan burada kalacaklar.
Nisa: hangi akla hizmet verdiler acaba bu kararı?
Koridorda adımlarımı hızlandırarak barışın odasının önüne geldim. İçeri girdiğimde berkan yemesi için barışa dil döküyordu.
Berkan: barış oğlum bebek misin ye artık şunu gebercen
Barış: berkan midem kötü diyorum salak mısın? Kaçmıyo ya yemek
Nisa: şey merhaba
Berkan: hoşgeldin niso
Barış: hoşgeldin
Nisa: evrim arayınca hemen geldim iyi misin?
Barış: iyiyim ama midem kötü biraz
Nisa: cemal nerede?
Berkan: biraz hava almaya çıktı o
Nisa: peki
Al işte kıyamıyorum olum anlasana gelmiş karşımda yatıyorsun yine vicdanım tuttu, trip atçaktım aq
Gidip barışın yatağının kenarına oturdum. Önünde duran tepsiden bir kaşık çorba aldım.
Nisa: hadi ye şunu
Barış: ama niso
Nisa: hadi barış çorbadan birşey olmaz
Barış: kanka gerçekten kötüyüm, yiyeceğim söz
Nisa: barış
Barış: söz verdim
Nisa: iyi öyle olsun bakalım
Bir hemşire odaya gelip barışı kontrol ettikten hemen sonra cemal yanımıza gelmişti. Beni görünce elini ensesine atmış mahcup bakışlarıyla yerlerdeki parkeleri izliyordu. Barış başına giren ağrı ile dudaklarından bir inilti döküldü.
Nisa: iyi misin?
Barış: başıma ağrı girdi birşey yok
Cemal: nisa sen git istersen saat geç oldu
Nisa: saçmalama
Barış: hadi güzellik yarın söz beraber kahvaltıya gideceğiz
Nisa: ama barış nasıl bırakayım seni böyle
Barış: bitanem bak ben çok iyiyim hadi git uyu dinlen yunus götürsün evrim ve seni
Nisa: son kez size itaat ediyorum haberiniz olsun
Yunus emre kapıda evrimle beraber beni bekliyordu. Beraber dışarı çıkıp sahil kenarındaki kahveciden kahve alıp yurda yürümeye başladık.
Yunus emre: ona hala kızgın mısın?
Nisa: onlara kıyamıyorum
Birkaç dakikalık sessizlik sonumda evrimin kulak tırmalayan sesi duyulmuştu.
Evrim: hadi ama beybitoşkolar moral bozmayınn
Beraber yurda vardığımızda elimdeki bitik kahve bardağını çöpe atıp içeri girdim. Gri renklerle boyanmış duvarları izleyerek odamıza çıktığımızda evrim aşağıdan akşam yemeğimizi almaya gitmişti.
Yunus emrede duştan çıkmış ıslak saçlarıyla yanımda duran sandalyeye oturdu. Beni izlediğini farkettiğimde gözlerimi mavi gözleriyle buluşturdum. İçimden bir ses ona sarılmamı söylemişti sebepsizce. Kollarımı boynuna doladığında yavaşça belimi sardı.
Nisa: teşekkür ederim
Evrim odaya girip tabakaları masaya yerleştirdi. Aslında epey uykum gelmişti. Gözkapaklarım kendini zorlarken birkaç lokma birşey yiyip yatağıma uzandım. Barışın rafındaki fotoğraflara takıldı gözüm. Ve gözümden bir damla yaş düştü.
Selamm! Yorum yapında az eğlenek, sevirem sizi ortalığı karıştırcam eheheheh, yunisçiyim artık slm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secret -cemnisbarber
Fiksi Penggemar6 kişi, çocukluk arkadaşları, bir anda tüm sırları açığa çıkar. -nolur üzülme barış ben sana kırgın değilim -ve siz üçünüz benim en değerlimsiniz