♡7

587 32 14
                                    

Duyduklarımla başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Elim ayağım birbirine dolanmış sokakta koşturuyordum. Yunus emre arkadan adımı seslensede onu takmadan hızla koşmaya devam ettim. Gözlerimden yine yaşlar dökülüyordu.

Ya ona birşey olursa diye içim içimi yiyordu.

Halbuki 2 saat önce onu bu denli üzen bendim.

Hastanenin kapısından içeri girdiğimde evrimle karşılaştım.

Evrim: geldiniz mi?

Nisa: barış nerede?

Evrim: uyandı, kan şekeri düşmüş birşeyi yok, yemek yiyordu en son

Yunus emre: ee siz napıyorsunuz?

Evrim: bugün burada kalacakmış gece 12de döneceğim ben cemal ve berkan burada kalacaklar.

Nisa: hangi akla hizmet verdiler acaba bu kararı?

Koridorda adımlarımı hızlandırarak barışın odasının önüne geldim. İçeri girdiğimde berkan yemesi için barışa dil döküyordu.

Berkan: barış oğlum bebek misin ye artık şunu gebercen

Barış: berkan midem kötü diyorum salak mısın? Kaçmıyo ya yemek

Nisa: şey merhaba

Berkan: hoşgeldin niso

Barış: hoşgeldin

Nisa: evrim arayınca hemen geldim iyi misin?

Barış: iyiyim ama midem kötü biraz

Nisa: cemal nerede?

Berkan: biraz hava almaya çıktı o

Nisa: peki

Al işte kıyamıyorum olum anlasana gelmiş karşımda yatıyorsun yine vicdanım tuttu, trip atçaktım aq

Gidip barışın yatağının kenarına oturdum. Önünde duran tepsiden bir kaşık çorba aldım.

Nisa: hadi ye şunu

Barış: ama niso

Nisa: hadi barış çorbadan birşey olmaz

Barış: kanka gerçekten kötüyüm, yiyeceğim söz

Nisa: barış

Barış: söz verdim

Nisa: iyi öyle olsun bakalım

Bir hemşire odaya gelip barışı kontrol ettikten hemen sonra cemal yanımıza gelmişti. Beni görünce elini ensesine atmış mahcup bakışlarıyla yerlerdeki parkeleri izliyordu. Barış başına giren ağrı ile dudaklarından bir inilti döküldü.

Nisa: iyi misin?

Barış: başıma ağrı girdi birşey yok

Cemal: nisa sen git istersen saat geç oldu

Nisa: saçmalama

Barış: hadi güzellik yarın söz beraber kahvaltıya gideceğiz

Nisa: ama barış nasıl bırakayım seni böyle

Barış: bitanem bak ben çok iyiyim hadi git uyu dinlen yunus götürsün evrim ve seni

Nisa: son kez size itaat ediyorum haberiniz olsun

Yunus emre kapıda evrimle beraber beni bekliyordu. Beraber dışarı çıkıp sahil kenarındaki kahveciden kahve alıp yurda yürümeye başladık.

Yunus emre: ona hala kızgın mısın?

Nisa: onlara kıyamıyorum

Birkaç dakikalık sessizlik sonumda evrimin kulak tırmalayan sesi duyulmuştu.

Evrim: hadi ama beybitoşkolar moral bozmayınn

Beraber yurda vardığımızda elimdeki bitik kahve bardağını çöpe atıp içeri girdim. Gri renklerle boyanmış duvarları izleyerek odamıza çıktığımızda evrim aşağıdan akşam yemeğimizi almaya gitmişti.

Yunus emrede duştan çıkmış ıslak saçlarıyla yanımda duran sandalyeye oturdu. Beni izlediğini farkettiğimde gözlerimi mavi gözleriyle buluşturdum. İçimden bir ses ona sarılmamı söylemişti sebepsizce. Kollarımı boynuna doladığında yavaşça belimi sardı.

Nisa: teşekkür ederim

Evrim odaya girip tabakaları masaya yerleştirdi. Aslında epey uykum gelmişti. Gözkapaklarım kendini zorlarken birkaç lokma birşey yiyip yatağıma uzandım. Barışın rafındaki fotoğraflara takıldı gözüm. Ve gözümden bir damla yaş düştü.

Selamm! Yorum yapında az eğlenek, sevirem sizi ortalığı karıştırcam eheheheh, yunisçiyim artık slm

secret -cemnisbarberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin