Medya: Alya Yılmazer
19. B Ö L Ü M
————"Yatağın çok rahatmış." İki seksen yatağıma uzanan ve ayaklarını da üst üste atıp kollarını başının altında toplayan Cihangir'e baktım.
"Sen kafayı yemişsin!" dedim sessizce çığırarak. Yarı kapalı gözleri beni buldu. Uykumdan uyandırmıştı gıcık! Camımı taşlayıp ben açana kadar durmamış, açtığımdaysa hemen içeri tırmanmıştı.
Öyle bakıp sırıtmaya başlamasıyla üzerimdeki pijamaya takımına bakma ihtiyacı hissettim. Vişne çürüğü rengi, V yaka kısa kollu gömlek üstü ve şortum. Kıkırtısını duymamla gözlerimi diktim ona susması için. Gece lambanın loş ışığı ortamı aydınlatıyordu hafif.
"Allah aşkına, niye geldin sen?!" diye devam ettim. "Nişanlımı görmek istedim." dedi bundan daha doğal ne olabilir der gibi. "Tertip demek istedin galiba?" dedim dik dik. Yine sessiz gülüşü yayıldı odaya. Masadan kalkarak yattığı yatağa oturdum. Loş ışık kara gözlerini cam gibi parlatıyordu.
"Hem sabahlar çöpe mi girmiş?" dedim konudan sapmamak için. Yanağı kıvrıldı çapkınca ve parlayan gözlerinin nasıl hareket ettiğini içim eriye eriye izledim.
Sol kolunu kaldırdı ve yatağa dayadığım kolumu çekiştirerek üzerine düşmemi sağladı. Burun buruna kaldığımızda yutkunduğunu ilk kez böylesine işittim. Yutkunuşuyla sanki ağzımda atan kalbimin geri yerine kaydığını hissettmiş gibi oldum. "Girmiş..." diye fısıldamasıyla sarf ettiği nefesini soludum. Neye cevap verdiğini çoktan uçan aklımla kavrayamadım.
"Gecenin böyle bitmesine içim el vermedi," diye çıkan cılız sesiyle dikkatimi verdim. "Gecem aymadan, günüm doğmaz ki.." Gözlerimin dolduğunu ve görüş açımın bulandığını hissettim.
Sevgisi kalbime zarar veriyordu. Yeterince karşılık verememekten, onu üzmekten ölesiye korkuyordum. Üstüne eğildiğim için yanağıma düşmeden onun yüzünü ıslatan göz yaşımla elleri yüzümü kavradı hızla. Kendimi geri çekmeme izin vermemişti. Beni yanına çekti ve yan dönerek beni kıskaçladı.
Sıkıca sardı beni önce, sonra dökülen yaşlarımı öptü bir bir. "Ağlama..." dedi güçsüzlükle "Ağlama vallahi dayanamam. Sıkışıyor şurası nefes alamıyorum." diye fısıldadı sakince. Etrafıma sarılı kolu saçlarımla hafifçe oynamaya başladı. Cihangir o güzel sesiyle çok sessizce bir şeyler mırıldanıyordu. Mayıştığımı ve uykuya daldığımı hissediyordum.
"Alya!" diye içerden böğüren abimin sesiyle yerimden sıçradım ve gözlerim sonuna kadar açıldı. Anında kolarından çıktım ve ayağa fırladım. Cihangir'de yerinden kalktı. "Ya ne oturuyorsun kalk çabuk!" dedim hızla. Kollarının üzerine, arkaya doğru yaslanan Cihangir, "Bassın mı bizi?" diye birden aptalca sırıtmaya başlamıştı.
"Saçmalama Cihangir!" diye fısıldadım. Kıkırdamaya başladığında kolundan tuttum ve cama doğru iteledim. Maşallahı vardı, yerinden kıpırdatabilene aşk olsun!
"Ya Cihangir lütfen ya," dedim ağlamaklı bir edayla. Ağzının kenarıyla gülümsedi ve baştan aşağı yüzümü süzdü. Ardından dudak kenarıma derin bir öpücük bıraktı. Ben daha bu ana eriyip bitmeden abim yine bağırdı.
"Lan kime diyorum ben?" İçeriden Burak'ın sesi öylesine sinir bozucuydu ki. Ne diye bağırıyordu sanki herkes içerideydi zaten. O bağırdıkça stres oluyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Şahidim
Ficțiune adolescenți"Seviyorum lan!" Kükreyişi kaldırımlarda değil, kalbimde yankılandı sanki. İçim titredi, beynim sarsıldı ama yinede yerime mıhlanmış gibi hissettim. "Var mı lan? Seviyorum. Suç mu?" dedi yağmurun altında ve bana iki adım yaklaştı. "Suç!" diye bağıra...