Ey kalbim!
Ey derin acıların güzergahı kalbim.
Seni yerinden, yurdundan mı ettiler?
Ey sevdasına hasret kalbim.
Bir damla göz yaşını mı sana reva gördüler?
Ey derin sırların odası olan mahzun kalbim.
Sendeki bu hüznün sonu ne zamandır?
Ey sonsuz kudrete sahip Allah'ın yerleşebildiği mekan.
Nasıl olurda insanlar seni bilmez,seni görmez,kırmamaya itina etmez?
Ey benim mahzun kalbim.
Hangi denizin içinde boğuldun?
Aşk denizi mi sana ağır geldi?
Hasret denizi mi?
Yolun hangi zalimin yoluna düştü?
İçinde çiçeklerin açması gerekirken hangi zalimin eli soldurdu?
Ey sessizlik içinde boğulan kalbim.
Hangi havanın kokusu seni boğdu?
Aşk kokusu mu?
Hasret kokusu mu?
Ey kalbim!
Bırak artık hüznü, arkadaş kıldığın acıyı.
Sen yücesin ve kutsalsın.
Ey kalbim bırak artık dünyayı.
İçindeki kırıklıklarla yolculuğa hazırlan.
Şikayetin için Rabbine kavuşmayı bekle.
Göz yaşının her damlası için ölümü iste.
Bilirsin sen susunca ruh susar, beden binası yıkılır.
Ölüm acı mıdır ey kalbim?
Onca kırıkla, hasretle,yarım kalmışlıklarla yolculuğa çıkmak acı mıdır?
Sineye çektiğin onca şeyi kendinle alıp götürmek acı mıdır?
Ey kalbim yorgunluğunu bir kenara bırak sonsuz yolculuğa çıkma vaktidir.
Ey kalbim artık ağlama vakti değildir.
Kederin sonsuzlukta son bulacağı kavuşma vaktidir.
Ey kalbim kendini bil!
Başka kalpleri bil!
Kırıl ama sakın kıran olma!
Varlığını ve varlığının sebebini bil.
Belkide içinde onca kırgınlıklarla, acılarla gideceksin ama varacağın yeri bil.
Ey kalbim sana nasihatim geçer mi bilmem.
Ama hüznü içinde barındır.
Allah'a sığınmak için, yalnızca senin sahibin O'nun olduğunu bilmen için hüznü içinde taşı.
Ey kalbim susma vakti.
Kalem dile gelmekten yoruldu.
Defter sana ağlamaktan bitap düştü.
Beden diyarı ağırlığını çekmeye yoruldu.
Ey kalbim şimdi yolculuk vakti.
Şimdi sonsuza kadar susma vakti...