Gece uykusuz geçen saatlerin yorgunluğu var üstümde.
Yataktaktan bir an önce kalkıp umut simgelerim olan güneşi ve martıları selamlamak istiyorum.
Bir güne yine umutla uyanmıştım.
Pencereyi açıp dışarı baktığımda ne güneş gözüküyordu ne de martılar vardı yerinde.
Onlar da benden umudu kesmiş olmalılar ki görünmüyorlardı.
Oysa umut içinde uyanışımın karşılığını almaya ne çok ihtiyacım vardı.
Hayatın yorgunluğu alışkanlık yaptı da şu uykusuz geçen gecelerin yorgunluğuna alışamadım bir türlü.
Delicesine uyku hasretine kapılıp yatağa kendimi attığımda düşüncelerin kafamın içinde savaşa tutulmalarına engel olamıyorum.
Uykuya daldığımda bile birden bir yerden, maziden kalan bir bomba patlar düşünce içinde kendini gizlemiş kafamda.
Hayatın savaşına biraz olsun alıştım da kafamda düşünce savaşlarına alışamadım.
Güne uyanıp umutla başlamak başlı başına hayatla savaş halinde olmaktı benim için.
Gece umutla yatıp, sabah umutla uyanmak ne büyük mücadeleler ama.
Bunu yaşamayan bilemez, yaşamayan varsa tabi.
Hayata kafa tutup ‘hadi bakalım sen mi güçlüsün yoksa benim inatla bitmeyen umudum mu’ diye savaşa tutulmak.
Yaşamayan bilemez bu sözün dahi ne umutlar taşıdığını.
Bakmayın böyle laflar ettiğime ben umut elçisiyim.
Güvenim kendime değil sonsuz kudrete sahip Hz. Allah’adır.
O “Ol” demeden hiç bir şey olmaz acizliğim mucibince bilirim.
Lâkin umut olmadan da, mücadele olmadan da o “Ol" sözü gelmez bunu da acizliğimden bilirim.
Sahi bulutlar, neden bugün güneşi yeni gelin edasıyla benden saklıyorsunuz?
Penceremin karşısında hergün hür bağıran martılar nerdesiniz?
Oysa her sabah sesinizle ‘biz de bu mücadelede varız’ derdiniz bana.
Gecenin yalnızlığına, sessizliğine alıştım da sesinize alışamadım.
Güne farklı bir ritüelde aynı umut içinde başladım.
Varsın güneş ve martılar beni terketmiş olsun.
Biliyorum bu kadar beklemenin, bu kadar sabrın sonunda umut bir gün kapımı çalacak.
‘Sayın kişi beklediğinize değdi. Bugün kapısı çalınacak kişilerden sıra sizde’ diyecek.
Sabretmeye alıştım da her gün umudu beklemeye ‘evet biliyorum o gün bugün’ demekten kendimi alıkoyamamaya alışamadım.
Her gün penceremin önüne konan güvercin bugün de umudu bana sen getir martılardan hayır yok.
Bilmiyorum belki de umudun simgesi olan güneşi görme çabasından vaz mı geçmeliyim?
Ya umut, güneşi saklayan karanlık bulutlardaysa?
Ya yere bıraktıkları her yağmur damlasındaysa?
Bilemiyorum...
Her gün yaşamak için uyanmaya alıştım da ucu dahi görünmeyen umut içinde yaşamaya alışamadım.
Kapkaranlık gecelerde, bulutsuz gündüzlerde, sonsuza kadar sürmesini istediğimiz mehtapta umudu ararken biz neredeyiz bilemiyorum.
Günün her dakikasını sayıp saatlerle arkadaş olmak nedir size söyleyeyim mi?
Umut içinde olan bir insana saati sorduğunuzda kolundaki saate bakmadan doğru saati söylemesidir.
Çünkü o her gün bu saatlerde farklı bir umut içindedir.
Saatlere alıştım da günleri karıştırır oldum sanki.
Çünkü hepsi aynı, hepsi umuda yeniden doğuş demek.
Günün sabahı, öğleni, ikindisi, akşamı, gecesi hepsi farklı birer umut taşır.
Allah bu saatlerde umut isteğini O'na iletmen için sana fırsat vermiş ne güzel değil mi?
Umutsuzluğa düşmek istemiyorum.
Güneşi görmedim diye battığını bilmeyecek değilim ya.
Ama işte insan yine de bir umut görmek istiyor.
Martıları görmedim diye şimdi bir yerlerde uçmadıklarını bilmeyecek değilim ya.
Ama işte...
Onlar bilmese de benim umut simgelerimdir güneş ve martılar.
Umutsuzluğa düşmek, yok olmak istemiyorum.
Nefes alıp vererek yaşamaya alıştım da ölüme her gün umut içinde yaklaşmaya alışamadım.
Umut fakirin ekmeği derler.
Ben her gün o ekmekten beslenirim.
Umudun bile bir kimliğe büründüğü bir dünyada yaşıyoruz.
Sanki zengine umut hiç lazım değilmiş gibi.
Ben umudu adlandırmaya alıştım da belli bir kimliğe bürünülmesine alışamadım.
Şimdi akşam vakti.
Penceremin önünde geçte olsa kendini gösteren güneşin batışını izliyorum.
Martıların yerlerini almasını bekliyorum.
Yavaş yavaş geliyorlar, 'sayım var kimse eksik olmasın.'
Bir umut içinde uyanılan günün yine bir sonucun alınmadan karanlığa gömüldüğü vakit.
Ben umut etmeye alıştım da umudumun karşılığını bir türlü almamaya alışamadım.
Güle güle güneş, merhaba martılar.
Yarına bir daha umut etmek için sağlıcakla kalın.
Şarkınıza başlayabilirsiniz sevgili martılar.