BÖLÜM 8 - GİZEMLİ VAMPİR

65 36 0
                                    

Dün gece saat 01:49

"Şüpheli kuzey yönünde street caddesinde."dedi telsizden birisi.
Memur, telsizi eline aldı,
"Çok hızlı ilerliyor."
Adam,ellerini sıkı bir şekilde direksiyona bağladı ve yola baktı. Şüpheliyi kaçırmamak için gözlerini yoldan ayırmıyordu. Şüpheli,çıkmaz sokağa girdi ve ortadan kaybolmuştu. Memur,kafası karışık bir şekilde arabadan indi ve etrafına bakındı. Bir anda yukarıya doğru çekilmesiyle bağrışları kısık sesle çıkmıştı. Geriye kalan tek şey hızlıca memurun yere ölü halde düşüşüydü.
"Orda neler oluyor?!" demişti telsizden gelen ses."

Salı, saat 06:40

    Alarmın sesiyle uyanmıştım. Aşağı indiğimde William'ı televizyondaki habere bakarken gördüm. Geldiğimi görünce televizyonu işaret etti.
"Dün gece bir memur esrarengiz bir şekilde ölü bulundu, memurun otopsisinde iki diş izlerine rastlandı. Kasaba da dikkatli olmanızı öneririz."demişti televizyondaki spiker...

    Gözlerim kocaman oluvermişti. William'a dönerek,
"Ben yapmadım,"
"Ben de."
"Kasaba da bizden başka vampirler olabilir mi?"
"Imkansız."
Ikimiz de bu durumdan şüphelenmiştik. Ama kimdi bu gizemli vampir?

    William'ın arabasına bindim ve okulda soluğu aldım. Herkes haberi duymuş olmalıydı. Okulun dilinde dolaşan şu cümle vardı.
"Kasabada vampirler mi var?"
Hayatımız tehlike de söz konusuydu. Çünkü çoktan vampir avcıları tarafından izlerimiz sürülüyordu. Sınıfa girdiğimizde Madison ve Gabriela bana endişeli ve korku dolu gözlerle baktı.
"Haberi duydun mu?"dedi Madison.
"Evet,saçma sapan bir haber işte." diye geçiştirmeye çalıştım.

    Ders başlamış, biyoloji hocası derse girmişti.
"Arkadaşlar, herkes kendine yanındakiyle eş olsun, size dağıttığım mikroskoplarda verdiğim şeyleri inceleyip not alıcaksınız."

    Çaprazımda William vardı, ama bana doğru yöneldi ve yanıma oturdu. Anlamsız ifadelerle yüzüne baktım. Hoca, her masaya birer tane mikroskop ve saç teli,soğan cücüğü koydu. Sonrada yerine geçti.

    William,inceliyor ben yazıyordum. Bir yandan da şu gizemli vampiri konuşuyorduk.
"Dolunaydan önce şu vampiri bulmalıyız."
"Dolunaydan önce mi? Dolunaya bir gün kaldı,bulmamız imkansız!"
"Masum insanların ölmesini istemezsin diye düşünüyordum."
Ağzımı düz bir çizgi haline getirdim ve birşeyler karalamaya başladım.
"Bayan Parker ve bay Black,umarım konuşmanızı bölmüyorumdur."demişti hoca sinirli bir şekilde.
Bütün sınıf dikkatini bize verdi.
"Oh hayır, sadece dersle alakalı,biliyoruz ki bu okulda yeniyim."diyerek ağzının payını vermişti.

    Sınıfta uzun bir sessizlik oluştu ve ardından zil çaldı. Sınıfta herkes William'ı konuşuyordu. Bu durum garipti. William bu kadar çok dikkatleri üzerine çekmesi vampir olmasından kaynaklanıyordu. Bir kapalı şişenin içindeki kanımdan bir yudum aldım ve yanıma Ethan gelmişti.
"Selam."diye samimi bir şekilde yüzüme gülümsedi.
"Selam."
"Yarın kasabanın şenliğine gelicek misin?"
Gözüm William'ı aramıştı. Onu gördüğümde konuştuklarımızı duymuş ve "evet" dercesine gözlerini kırpmıştı.
"Ee... evet."diyip zoraki bir gülümseme attım.

    Okul çıkışı hava oldukça kararmıştı. Yarın dolunay vardı ve Tyler da. Şenliğin olacağı yerden geçiyordum. Cadde soğuk ve esintili idi. Soğuk bir rüzgar yüzüme çarptığında yanımdan birisinin geçtiğini farkettim . Ani bir panikle soluk soluğa kaldım.

    Bir an da önüme birisi çıktı. Gözlerinin içine baktığımda onun vampir olduğunu anlamıştım.
"Sen o vampirsin."
Pis pis sırıtmaya başladı ve sonra da konuşmaya.
"Ben Jason Black. Tanıştığımıza memnun oldum. Doğru tahmin."
"Allison Parker,"

    Bir süre yüzüme baktıktan sonra hızlıca gelen William'ı gördüm. William şaşırmıştı.
"Jason!"dedi William şaşkınlıkla.
"Abi."
Birbirlerine sıkı bir şekilde sarılmalarını izliyordum. Demek William'ın kardeşiydi Jason.
"Biri bana burda neler döndüğünü anlatabilir mi?"dedim ifadesizce.
"Jason benim kardeşim. Gizemli vampir oymuş."

    Derin bir iç çektim. Ordan uzaklaşarak eve gittim. Sıcacık yatağıma girerek rahat bir uyku çekmeyi diledim...

KÜLLERİNDEN DOĞUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin