BÖLÜM 25 - BANA AİT

41 29 1
                                    

   "Ben ona aitim ve o da bana."

    Sabah kalktığımda dolabımdan siyah kot şortumu ve kırmızı tişörtümü giyip aşağıya indim. Ama herkesin yüzü beş karış idi. Ne olduğunu anlamamıştım.
"Ne oldu?" diye sordum.
"Okuldan atılmışız. Devamsızlıktan." dedi Gabriela.
Olamazz...
"Kahretsin" dedim sinirli bir şekilde.
Aklıma bir fikir gelmişti. Lodwooddaki üniversiteye gidicektik.
"Lodwooddaki üniversiteye gideceğiz." dedim.

    Herkes kabul etmişti. Ama bir kişi haricinde; William. Kevindan nefret ediyordu. Neden anlaşamıyorlardı ki?

    Üniversitenin önünde bir bankta oturduk. William,çevredeki herkese öldürecekmiş gibi bakışlar atıyordu.
"Will,sakin ol."dedim onu rahatlatmak için.
"Burada mı?"diyip alaycı bir şekilde gülüp gitmişti. William neden bu kadar endişeliydi? Onun gizemini çözmek, labirentten kurtulmak gibiydi. Sonrasında zil çalmış idi. Sınıflarda boş bir yere geçtim. William da sınıfa girmişti. Omzuna çarpan Kevin'a bir bakış attı.
"Önüne bak!"
"Neden?" Kevin resmen dalga geçiyordu.
"Neden mi?"
"Will!"diye bağırdım. William,kafasını bana çevirdi ve boş bir yere geçti.

    Onu resmen bir yokuşa sürüklüyordum. Ama burada kimse, bizim gerçek kimliğimizi bilmemeliydi.

    O sırada hoca derse girmişti. At gözlükleriyle bizi süzdükten sonra kitaplarını masaya koydu.
"Yeni gelen öğrencilerimiz var, hoşgeldiniz."
Hoca,soğuk birisiydi. Bu kadar mıydı? Kendimizi tanıtmamıza fırsat vermeden derse başlamıştı. Ders boyunca orta sıralarda oturan bir kıza gözüm çarptı. William'ı kesiyordu. Hatta bütün kızların gözü Jason ve William da idi. Şaka mıydı bu?
Zil çaldığında kızlar ona doğru yönelirken William'a yaklaştım ve elimi omzuna koydum. Kızlara baktığımda bana mide bulandırıcı bir bakış atarak kapıdan çıktılar. William'ın bu hoşuna gitmişti. Beraber kantine indik. Boş ve en arka cam kenarlarında bir masaya oturduk. Herkesin gözü üzerimizdeydi.

    "Neden herkes bize bakıyor?"dedi Gabriela.
"Muhtemelen yeni olduğumuz için." dedi  Jason.
"Buraya gelmek bir hataydı. Özür dilerim." dedim pişman bir şekilde.
"Hayır, gelmemiz daha iyiydi. Kimliklerimizi saklayın sadece."dedi William.

    Ne,daha demin burdan rahatsız olan kişi burayı sevmeye mi başlamıştı?

    Sessizce yutkundum. Kızlar kantine gelmişlerdi. Gözlerimi onlara odakladım.
"Hey,üniversiteliler, bir partiye ne dersiniz?"dedi kumral olan.
"Bu akşam 7 de evde parti var."diyip William ve Jason'a gülmüşlerdi. Kızlar iki kişilerdi. Biri kumral,diğeri sarışın idi.
"Gitmeyeceğiz değil mi?"dedi Madison.
"Elbette."dedim.
"Elbette..."diye duraksadı William. Aslına bakarsanız biliyordum bunu diyeceğini.
"Gidicez."diye devam etti. Sinirlenmiştim. Hızlı adımlarla kantincinin yanına gittim. Kevin da beni görünce yanıma geldi.
"Selam." dedi nazik bir sesle.  Kafamı ona çevirdim ve gülümsedim.
"Selam,"
"Dışarı çıkmak ister misin?"
Masaya baktığımda William'ın kıskançlıkları başlamış idi. Demek kozlarımızı paylaşmanın zamanı gelmişti.
"Olur." diyip iki kahve aldık ve dışarıda gezinmeye başladık.

    Kahvemden bir yudum aldım. Kevin,sanki bir şeyler söyleyecekmiş gibi bir hali vardı.

    "Kevin,bir şey mi söyleyeceksin?"
"Aslında, partiye gelicek misin?"
Bu soru aslında sinirlenmeme neden olmuştu.
"Şu tiki kızların ki mi?"
"Evet, onlarla anlaşamadın demek."
"Anlaşmam mı gerekiyor?"
"Hayır,sadece bu okulun müdürünün kızı."
Bunu duyunca şok olmuştum. Bu okulun müdiresi bir öğretmen ile yasak ilişki yaşıyordu. Bunu  duymaları lazımdı. Parti daha eğlenceli olurdu.
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır, partiye gelicem." dedim ve zil çaldı. Sırama geçtim ve arkama döndüğümde kızlar, William ile konuşuyorlardı.
Ah bu kızlar tam bir keneydi!

    Önüme döndüm ve akşamı bekledim. Derin bir nefes vererek kendimi rahatlattım. O sırada telefonumdaki gelen mesaja baktım.
William Black 13:08 : Kıskançlığını seziyorum.

"Ben de senin." diyerek ona mesaj attım.

    "Telefonları cebe indirin."dedi o sırada derse giren hoca. Telefonumu cebime koydum ve kızlara baktım. William'ı yiyecek gibi bakıyordu sarışın olan. Nedir benim bu sarışınlardan çektiğim? Okul çıkışı William'ı sarışın kızla gelirken gördüm. William, neden bu kadar tuhaf davranıyordu? Beni sevdiğini söylüyor, ertesi gün kızlarla takılıyordu.
"Ben bir kaç işim var. Partide görüşürüz." dedi William bana bakarak. Ona yaklaştım ve kulağına bu yaptığından pişman olucağını söyledim. William,gittiğinde bende eve gittim.

    Hava kararınca kısa göbeği açık siyah tişörtümü ve altıma da siyah düz eteğimi giydim. Siyah kolyemi taktım son olarak da topuklumu giydim. Göz alıcı şekilde görünüyordum aynaya baktığımda. Partinin olduğu yere geldik ve kapıyı tıkladım. Kapıyı kızlarla gelen William açtı. Sinirli bir bakış atıp onları ittirdim ve içeri girdim. Herkes ayrı bir kafada idi. Bir yerde içki içenler,bir yerde kızlarla takılanlar...

    Partiye geleli yarım saatten fazla olmuştu. Çok sıkıcı olmaya başlamış idi. Williamların yanına gittim.
"Allison?"
"Merak etmeyin sadece içki bitmiş, depoya gidebilir misiniz?"
Kızlar kabul etmiş, depoya doğru ilerlerken,William kolumu tuttu.
"Ne işler peşindesin?"
"Neden?" diyip kızların peşinden gittim. Kızlar depoya çoktan girmişti.
"Al bakalım içkin."
Içkiyi aldım ve kızlara seslendim.
"Annenizin okuldaki bir öğretmenle babanızı aldattığını biliyor muydunuz?"
"Ne saçmalıyorsun sen!"
"Birazdan,bunu kendin söyleyeceksin."diyip onu telkin edip depodan çıktım.

    Partiye geri döndüğümde Kevin'ı gördüm.
"Hey,selam."diyip yanağımı öpmüştü.
"Selam."
"Eğleniyor musun?"
"Evet,birazdan."diyip asıl bombayı bekliyordum. Kızlar gelmiş idi.
"Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Ama bugün size açıklamam gereken bir şey var. Annem babamı bir hocayla aldatıyor."
Telkin bittiğinde, kız ağlama durumuna gelmiş ve koşarak odaya gitmişti. William'ı bana doğru yönelirken gördüm.
"Bu ağır oldu Allison."
"Umrumda değil."diyip ona sert çıktım. Kızın arkadaşı kumral olan yanıma geldi.
"Bunun bedelini ödeyeceksin."
"Benim olana göz dikmeyecektiniz."
"William'a mı?"
"Bak tatlım,"derken birden şarkı çaldı, "Him and I" şarkısı.
"Ben ona aitim ve o da bana ait. Ayağınızı denk alın." diyip William ile ordan uzaklaştım.

    William'ın sırıtma seslerini duydum. Ona baktığımda gülüyordu.
"Neye gülüyorsun?"
"Beni kıskanman hoşuma gitti sadece."
"Gülme."dedim sinirle.
Mutfaktaki tezgaha dayandım. Kafamı kaldırdığımda, William'ın bana yavaş ve cazibeli gelişini izliyordum. Yanıma oldukça yaklaşmış idi. Çenemi yukarı kendine çevirmişti. Ne yapacağını merak ediyordum.
"Sadece sen ve ben."
"Kevin ve diğerlerini unut." diyip dudağıma yaklaştı. Iki elimi onun boynuna koydum ve onu dudağından öptüm.
Onu seviyordum!
"Seni seviyorum."dedim.
"Ben de."
Sonrasında William, elimi tuttu ve partiye gittik. Kevin, bizi görünce şoka uğramış idi. William,birer içki aldı bize ve onları içtik. Böylelikle insan kanına dayanıklı kalacaktım.

    O sırada tiki kızlar  yanımıza geldi.
"William,bizimle takılmak ister misin?" diye kur yaptılar.
William,bana baktı ve elimi tutarak kızlara gösterdi.
"Üzgünüm kızlar, ama artık oyuncağım değilsiniz." diyip lafı koymuştu. Kızlar, sinirli bir şekilde gittiler. Ona baktığımda William,tek gözünü kırptı ve içkisinden bir yudum daha aldı.
"Gidelim mi?"
"Bizimkilere haber verelim."dedim.
Hepimiz dışarı çıktık. Jason biraz sarhoştu,ama Madison onu idare ediyordu. Eva, evde muhtemelen büyü yapıyor idi. Eve gittiğimizde, tahminim doğruydu.
"Parti nasıldı?" diye sordu Eva.
"Efsaneydi."dedi Madison.
Eva'nın yanağını okşadım ve neler yaptığını sordum. Iyileştirme büyüsünü geliştirmek için pratik yaptığını söylemişti. Herkes yorgundu ve bir an önce kendimi yatağıma atmak istiyordum. Ama önce gecenin en güzel yerini söyleyeyim.

    Gecenin en güzel iki cümlesi vardı.
"Sadece sen ve ben"  
"Ben ona aitim ve o da bana ait."

   

KÜLLERİNDEN DOĞUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin