Lara teyzemlerin evine vardığımda, bir sürü polis ve olay yerini inceleyen insanlar vardı. Şeridin altından atlayıp içeriye girdik. Teyzemin ölü cesedi karşımda duruyordu. Gözlerimden süzülen yaşları tutamadım.William'ın beni kendine çekip sarılması beni birazcık olsun rahatlattı. Onu çok seviyordum. Ama şundan emindim, onu öldüren kişiyi bulacaktım. Ağlamalarım durmayınca William ile dışarı çıktık. Eliyle gözyaşlarımı sildi ve çenemi yukarı kaldırdı.
"Sana söz veriyorum,bunu yapanı bulucaz"demişti.Ben de derin bir nefes aldım ve başımı onun göğsüne yasladım. Bir süre sonra teyzemin cesedi bir sedyenin üzerinden geçerken boynundaki kolye dikkatimi çekti. Onu daha önce hiç görmemiştim. Teyzem otopsi için götürülürken Şerif Ellie'nin yanıma yaklaştığını gördüm.
"Allison,birkaç soru sormak istiyorum sadece tatlım." Şerif Ellie, bana her zaman iyi davranmış idi.
"Sizi dinliyorum."
"Teyzenle birisinin sorunu var mıydı?"
"Hayır."
"Peki kuşkulandığın bir şey?"
"Hayır,yoktu."
"Pekala, bir şey olursa haber verin."diyip gitmişti.Aklım hala o kolyede idi. Hepimiz benim evime gittik. Kimsenin Lara teyzemin nasıl öldüğüne dair bir fikri yoktu.
"Teyzemin boynunda daha önce hiç görmediğim bir kolye vardı."dedim bir anda.
Bütün hepsi gözlerini bana çevirdi.
"Ne?" dedi Jason anlamsızca.
"Yanımdan geçerken gördüm o kolyeyi, her şey çok tuhaflaşıyor."
Derin bir nefes alıp tekrar konuştum.
"Bu sabah cama bir karga çarptı ve sonra da kayboldu. Ardından gelen garip olaylar, barda gördüğümüz adam, teyzemin ölmesi ve o kolye.Sizce hepsi bir tesadüf mü?" diye onlara kuşkuyla baktım."Teyzene o kolyeyi kim vermiş olabilir?" dedi William.
Kafamı yavaş yavaş sağa sola salladım "bilmiyorum" dercesine.
"Kolye nasıldı?"
"Bilmiyorum,ama o kolyeyi hiç görmedim."
"Bu akşam, otopsi için hastaneye gidicez." dedi William.Akşam hava kararınca, vampir hızımız ile hastaneye gittik. Hastanenin bazı yerlerinde ışıklar açıktı. Kısa süre içinde bir plan yaptık. Ben ve Gabriela kolyeyi ararken, William Eva ile birlikte danışmanı oyalayacaktı. Jason ve Madison ise otopsi kapısının önünde duracaklardı.
Williamlar danışman kızı oyalıyorlardı. Ben de hızlıca otopsi kapısını yavaşça açtım ve içeri girdim. Burası morgtan farklı değildi. Bir kaç tane daha ceset vardı. Gabriela ile teyzemin cesedinin önüne geldik. Teyzemde ne ısırık ne de vücudunda bir iz vardı. Teyzem nasıl esrarengiz bir şekilde ölmüştü?
Kolyeye elimi uzattım. Kolyenin elimi yakmasıyla "ah" dedim. Elimi ağzıma götürdüm. Elimde iz yoktu.
"Iyi misin?" diye sordu Gabriela.
"Evet,sadece kolye elimi yaktı." dedim.
Kolyeye tekrar elimi uzattım. Ama bir elin bana dokunmasıyla korktum. Elimi onun elinden kurtarmak istedim ama yapamadım. Elimi tutan kişi bir ölü cesetti. Gabriela korkudan dona kalmıştı.
"Bırak elimi!" diye sessiz bir tonla bağırdım.
"Bi-bize y-ardım et." diye cızırtılı bir ses çıktı adamdan.
Elimi adamdan kurtarmış, Gabriela'yı arkama aldım.Adam, ölüydü ama nasıl konuşuyordu?
"Sen de kimsin?"
"Biz eski çağlardaki vampirleriz, 5000 yıldır burada tutsağız. Eşim de." diyip karşıdaki kadın cesedi gösterdi.
"Neden?"
"Burası onun yeri."
Söylediklerinden bir şey anlamıyordum.
"Kimin?"
"Malkow'un."
Bu ismi hiçbir yerde duymamıştım.
"O kim ve neden burada sizi tutsak tutuyor?"
"O çok güçlü ve buraya bizi tutsak yapıp kanlarımızdan güç alıyor ve sonra da ölüyoruz."
"Malkow, bir vampir mi?"
"Hayır."
"Kurt?"
"Hayır."
"Peki ya cadı?"
"Hayır, o bir ırktan değil, o bir-" duraksamış ve nefes almakta zorluk çekiyordu.Adamın yanına gidip onu ne kadar ayakta tutmaya çalışsam da olmamış idi. Karısı çoktan ölmüştü.
"Burdan gitmemiz gerek." dedi Gabriela. Işler çok tuhaflaşmıştı.
"Teyzemi burada bırakamam."
"Geri gelicez Allison." dedi.
Kolyeyi gömleğimin cebine koydum ve dışarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLLERİNDEN DOĞUŞ
VampireEskiden herşey çok normaldi. Şimdi ise bir vampirdim. İnanması güç bir durum ama bir insan değildim. Yaşayan da değil. Bir ölüydüm ben. Peki beni ayakta tutan neydi? Sevdiklerim, değer verdiklerim mi ? Hayatımın bir yalandan ibaret olduğunu öğrendi...