"Oraya gitmemeliydiniz!" diye bize söyleniyordu Şerif Ellie.
"Orada bir cinayet işlendi ve siz ne cüretle oraya gidersiniz?"
"Açıklayabilirim."
"Hayır!"
"Ve bu kitaplar bende kalıcak."
Onu telkin etmekten başka şansım yoktu. Şerif Ellie, giderekn ona seslendim. Yanına yaklaştım ve gözlerinin içine baktım.
"O kitapları bana ver ve bizi sal." diye ona emir verdim. Şerif Ellie'yi telkin ettiğim için bizi salmış ve kitapları vermiş idi.Eve gittik ve kitapları birer birer incelemeye başladık. Okuduğum günlükte şunlar yazılıydı:
"Birine aşık olduğunuzu düşünün, onun da size. Ondan kalan herşeyi sakladığınızı da. Ama o yanlış kişiyse?
Ben Lara. Malkow adında ırkı olmayan birine aşık oldum. Çok güçlü ve karizmatik birisi. Onu görünce kalbim yerinden çıkıyordu sanki. Ama bir kanun vardı. Irkı olmayan birisine aşık olamazdın. Bizimkisi bir yasak aşktı,olamaması gereken bir aşk. Ama Malkow benim için yanlış kişiydi."
"Lara teyzem ve Malkow eskiden birbirlerini seviyorlarmış."
"Nee?"dedi William.
Günlüğün o kısmını onlara gösterdim. Sonra da günlüğün devamını okudum."Malkow, beni hep sevdiğini söylerdi. Ta ki ırklar ve Vanessa ile tanışana kadar. Vanessa,alçak adinin tekiydi. Malkow'u bir şekilde etkileyip bana karşı sevgisini yitirmişti. Ben de Malkow'un elinden gücünü aldım,kolyesini. Kolye,onu güçlü yapıyordu. Bir de kan. Asırlar geçmişti,Malkow,beni bulmaya çalıştıkça kaçtım."
Sayfaları biraz daha karıştırdım ve dün yazılmış yazıyı okudum.
"Malkow,buradaydı. Kolye de sarı ışık vardı. Beni bulmuştu. Ama ona karşı duygularım kuvvetliydi. Ya beni öldürecekti, ya da benden beslenecek."
"Neden herşeyin altından Vanessa çıkmak zorunda,ve Lara teyzemin Malkow'a karşı duyguları vardı.
"Harika,asırlar öncesi yasaklı aşk."dedi Jason alay eder gibi.
"Kapa çeneni Jason."dedim ciddi bir tavırla.Günlüğü bir yere koydum ve diğer kitapları incelemeye başladık. Malkow,hakkında bilgiler yazılıydı. Onu öldürmenin yolu, hiç bir yerde yazmıyordu. Onu nasıl yok edeceğimiz hakkında hiçbirimizin en ufak bir fikri yoktu.
"Peki ya Malkow'u nasıl öldüreceğiz?" dedi Madison.
"Bilmiyorum."dedim.
"Malkow, teyzeni hala seviyor."
"Bu imkansız."
"Düşün Allison. Teyzen ölüyor ve Malkow onu yanına alıyor. Ikili arasındaki aşkın engeli Vanessa."
"Lara teyzeni Vanessa öldürmüş olmalı." dedi Gabriela.
Herşey açığa kavuşuyordu yavaşça.O sırada eve birisi gelmişti, Vanessa.
"Evet,Lara teyzeni ben öldürdüm Allison." diyip güldü.
"Lanet olası!"
"Malkow ile güzel bir ilişkimiz olmuştu. Sıra size gelmesi dileğiyle." diyip her zamanki gibi ortalıktan kaybolmuştu.
"Peki ya şimdi?"dedi Jason.
"Malkow'un bizi bulmasını sağlayacağız. Bir planım var." dedi William.
Sonrasında başımı William'ın omzuna koydum. William,önce saçımı, sonra da yüzümü okşadı.
Derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapatacakken, kolye tenimi yaktı. Acıyla gözlerimi kocaman açtım ve kolyeyi çıkardım.
"Kolye"diye bir ses geldi.Malkow,barda gördüğümüz adam idi.
"Kolyemi verin."
"Hayır,"dedim.
"Sizi incitmek istemiyorum,kolyemi verin."
"Lara teyzemi neden aldın?"
"Bu seni ilgilendirmez Allison."
"Adımı nereden biliyorsun?"
"Ben herşeyi bilirim."
Ona küçük bir oyun oynamak istiyordum. Kolyeyi alıp bir tepeye çıktım hızlıca. Malkow peşimdeydi."Oyunlara vaktim yok Allison."
"Neden Vanessa?"
"Bu işler boyundan büyük."
"Hayır, Lara teyzem ile bir ilişkiniz vardı, ama Vanessa Lara teyzemi öldürdü."
"Benim sorunum değil."
"Peki ya neden teyzem senin hastanende?"
Malkow,dişlerini sıkıyordu.
"Neden mi? Çünkü onu hala seviyorum. Vanessa, bir anlık hevesti,ama geri dönüşü olmayan. Şimdi kolyeyi ver. Burdan gideyim."
Gözlerinde hala teyzeme karşı hissettiği aşk vardı. Onu seviyordu. Kolyeyi Malkow'a uzattım. Malkow,yaklaşırken geri çektim.
"Git burdan ve bir daha da gelme." diyip kolyeyi ona verdim. Kolye,parlak sarı ışıklar saçıyordu. Malkow,gitmişti. Ben de bizimkilerin yanına gittim ve olanları anlattım.Herkes yatınca, yatağımdan kalktım ve ormanda gezinmeye başladım. Orman, zifiri karanlıktı. Baykuş sesleri kulağımda ötüyordu sanki.
"Evet,onu görüyorum."diye bir ses duydum ve ard arda gelen fener ışıkları. Bir ağaca tırmandım ve ne olduğunu merak ediyordum. Üç genç arkadaş muhtemelen beni gözetliyorlardı.
"Üniversitenin en göz alıcı kızı o"
"Lodwood'un güzeli Allison Parker."diyip gülmüşlerdi.
Beni fenerle gördüklerinden emindim. Gözüme birşey kaçmasıyla gözümü ovalamıştım ki, üç öğrenciden geriye kalan tek şey, ölü ısırılmış cesetleriydi.Bunu yapabilecek tek kişi William idi. Ve oydu.
"Ne yapmamı bekliyordun?"
"Yukarı gel." dedim.
William,vampir hızıyla saniyede yanıma ulaştı.
"Evet?"
"Konuşmak istemiyorum. Sadece susalım."
"Pekala." diyip önüne baktı.
Bir süre ortam sessizleşti. Canım insan kanı çekiyordu.
"Avlanalım?" dedim gülümseyerek.
"Insan kanı?" dedi. Soruma soruyla karşılık veriyordu.
"Evet,"dedim.Ormanda gezen iki genç gördük. Biri kız, biri erkekti. Muhtemelen sevgililerdi. Ağaçlardan onları gözetliyorduk.
Beraber sarılarak ilerliyorlardı. Kız bir ağaca yaslandı ve çocuğu kendine çekerek dudağına yapıştı.
"Waow!"hayran kalmış bir şekilde söyledi William.
"Will!"diyip ona kızdım.
"Hazır mısın?"
"Evet."
Ayağım çalıya çarpınca, iki genç korkmuş ve tedirgin idi. William,erkek olanının, ben de kız olanın arkasında durduk.
"Siz kimsiniz?"
"Melez." diyip vampir dişlerimi kıza geçirdim. Kız öylesine çığlık atıyordu ki, bütün bekçiler fenerleri ile ormana toplandı. Kızın kanının tadı öyle lezzetliydi,William'ın beni hızlıca geri çekmesiyle kendime gelmiştim.Vampir hızımızla, ordan ayrıldık ve eve gittik. Ilk defa insan kanından vazgeçemez olmuştum.
"Senin neyin vardı Allison?"
"Bilmiyorum,ilk defa oldu."
"Vampir yanın, insan kanına daha çok ihtiyaç duyuyor."
"Farkındayım." dedim çaresizce.
"Allison." diye bir ses duyduk. Kevin'ın sesiydi bu. Tekrar adımla seslendi.
Dışarı çıktım. Kevin gelmiş idi.
"Buldum seni."dedi büyük bir sevinçle.
"Neden?" dedim. O sırada William içeriden çıktı.
"Senin burada ne işin var?"diye sorguladı.
"Bundan sanane! Asıl senin burada ne işin var?"William ile Kevin birbirlerine doğru yürümeye başladılar. Bunun sonucunu çok tahmin ediyordum.
"Hey! Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?"diyip gitmelerini bekledim. Kevin gitmişti. Içeriye girdiğimde William'a sinirli gözlerle baktım.
"Birşey söyleme." diye uyarmıştı.
Yatağıma geçerek, güzel bir uyku çekmek için meditasyon yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLLERİNDEN DOĞUŞ
VampireEskiden herşey çok normaldi. Şimdi ise bir vampirdim. İnanması güç bir durum ama bir insan değildim. Yaşayan da değil. Bir ölüydüm ben. Peki beni ayakta tutan neydi? Sevdiklerim, değer verdiklerim mi ? Hayatımın bir yalandan ibaret olduğunu öğrendi...