ÇKÇ 29

1.9K 85 71
                                    

"Özür dilerim."

"Ne için ?"

"Bana nasıl gelirsin bilemedim. Bilemedim işte, sandım ki zorlarsam gelirsin. Daha önce kimsenin peşinden koşmam gerekmedi ki." Dedi yolu gösterip.

Vay arabadan inip koşmuş, hemen affetmeliyim.

"Benden ne istiyorsun şimdi ?"

"Bak... aldığım her şeyi geri vereyim. En baştan başlayalım,  seni hiç görmemişim gibi yeniden karşılaşalım. Lütfen bana böyle bakma."

"Nasıl ?"

"Sanki artık tüm çabalarım beyhude olacakmış da kendi kendime seni düşleyecekmişim gibi."

Bakışlarımı nasıl tanıyabilirdi ki ? Nasıl bir insan tüm nefretimi toplayabilirdi ? Nasıl ona çekiliyor gibi hissedip de bu kadar yalnız olabiliyordum ve aklımın bir ucuna nasıl girebilirdi ?

"Ha ne dersin ?"

Ne mi derim ? Allah derim. İntikam tohumlarımın serpildikleri yere tutunması gerçekleşiyor derim.

"Düşünmeliyim." Dedim onların yerine.

Biraz zor kızı oynar sonra kabullenmiş görünürdüm sonra intikam tohumlarım patlamaya başlardı zihnimde... yeşillenince onun tüm hayatını bitirirdim. Bu da intikam meyvem olurdu.
Afiyetle yerdim.

"Tamam. Bırakayım seni." Dedi. Yanımda yürümeye başladı. Ege ile beraber olsak böyle mi olurdu diye düşünmeden edemedim. Ege ile önceden tanışmış olsak mesela, şimdi beraber sahile falan gider onun parlayan gözlerle bana basket maçında yaşadıklarını anlatmasını dinlerdim. İster istemez yüzümde bir gülümseme peydah oldu. Yanımda duran adam da fark edip durdurdu beni.

"Neye güldün ?" Onun da gözleri gülmüştü biraz. Cidden yanında başka birini düşünsem bile gülümsememe sevinecek miydi ?

Bu iş sandığımdan kolay olacak gibi görünüyordu. Köpek bile ederdim ben bunu köpek. Sadece akıllanmam lazımdı ve acıdan iyi bir ders yoktu.

"Evdekileri görmedim ne zamandır..." deyip yürümeye başladım. "Özlemişim tepkilerini merak ediyorum."

"Hm hm." Dedi ve suratı düştü.

"Yarın işin yoksa bildiğim güzel bir yer var, okul çıkışı gidelim mi hem yemek yeriz." Dedi ardından.

"Bilmem bakarız. Evde şimdi uğraşacak çok şey var, halledeyim de."

Tobarlan bırahma gendini Canan.

"Tamam ben ararım seni." Dedi ve ikilemde kalır gibi durdu. Yaklaştı geri çekildi, yaklaştı ve geri çekildi. Sonra yanağıma bi buse kondurdu.

Buna tepki vermek için kendimi zorlamadım, gerek yoktu onun için zahmete filan.

Bu çocukta anlamadığım bir şeyler vardı zaten. Neyse ki şimdi derdim büyüktü de onun sorununu artırmak için uğraşmayacaktım.

Eve girdiğimde annem bana öyle güzel sarıldı ki. Bugün sarılma günü ilan edilmeliydi. İyi gidiyordum. Evdekilerle de özlem giderdim. Ortamdaki hüzün elle tutulur gibi olsa da herkes neşem için uğraşmıştı. En küçüğünden tut uzun zamandır görmediğim babam bile...

Evde fazla durmadım, başım için bir ağrı kesici aldım ve gitmeyi sevdiğim kafeye uğradım. Oradaki garson kadın aynı zamanda kafenin sahibi idi. Moralim bozuk olunca her şeyi anlattım ve bana iş teklifinde bulundu.

"Okul çıkışları yoğun oluyor zaten, sen de birkaç saat gel bana yardım et. Bir kişiye daha yerim var." Dedi.

Onun dipleri gelmiş sarı saçlarına baktım. Bir kişiye yeri vardı.

"Pazarları bakabilirim." Dedim. Genelde açık olmazdı. Ama pazar da gelirsem bir miktar daha kazanırdım.

"Seni zorlamayacaksa eğer, ben de buna olur derim. Kendini yormayacağına söz ver ama."

Bahar abla kadar sevdiğim başka bir abla olabilir miydi ?

"Tamam abla zaten burası Pazar'da da gelinebilecek arkadaş ortamı... Onlarla benden iyi kim anlaşabilir ki."

"O zaman anlaştık. Akşam mesaj atarım ücret hakkında, biraz hesap kitap yapmalıyım."

Demek o kadar kazanan yer değildi he.

Olsundu. Her şeyin bir çaresi bulunurdu.

Çok Kötü ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin