Bölüm 10 - Emredersiniz Hanımefendi

1.5K 146 4
                                    

"Ben o vahşiyle hayatta aynı evde kalmam, Öykü. Gidip Yiğit'e söyle nereye gönderecekse göndersin."

"Doğa, adam evin kâhyası. Tutup kulağından dışarıya atamaz ya."

"Yiğit evinde nasıl bir vahşi çalıştırdığını bilmiyor. Adam üç gün önce resmen ofisi basıp bizden bağladığımız bir anlaşmayı zorla geri almaya çalıştı. Bugün elini kolunu sallayarak ofis basan yarın seni haberin bile olmadan uykunda öldürür."

"Ortada bir yanlış anlaşılma olduğuna eminim. Yiğit Ömer'i senelerdir tanıdığını söylüyor-"

"Demek ki yeteri kadar tanıyamamış-"

"Ve benim de gördüğüm kadarıyla Ömer gerçekten iyi bir adam."

"Yani?.. Senin pek de insan sarrafı olmadığın aşikâr."

"Doğa."

"Öykü... Offf, peki tamam. Yalnız bir şartla."

Öykü arkadaşının kollarını göğsünde kavuşturmuş, kararlı duruşuna kaşını kaldırarak gerçekten mi dercesine baktı ama Doğa onu görmezden gelerek devam etti.

"Eğer burada, benimle kalacaksa mümkün olduğu kadar az yoluma çıkacak ve bana hizmet edecek."

"Ömer seni şikâyet etmediği için şanslısın, neredeyse öldürüyordun adamı. O yüzden bence fazla talepkâr olmamaya bak."

"Hah, o şikâyet ederse ben de ederim. Hem Deniz de şahit."

Öykü, Deniz'i hatırlayınca durgunlaşan arkadaşını teselli etmek için ağzını açtı ama aynı anda içeriye Yiğit ve Ömer girdiler.

"Ben Ömer'le konuştum Öykü, Doğa'nın burada kalması onun için problem değil."

"Sağolsun, lütfetmiş."

Öykü, uzun boylu genç adamın asık suratının bir anda öfkeyle kasıldığını gördü. Genç adam belli ki birşey söylememek için dişlerini sıkarken, Öykü Doğa'ya dönüp çeneni kapasan iyi edersin bakışı attı ama her zamanki gibi Doğa onu görmezden gelmeyi tercih etmişti.

"Yiğit, biz gidelim artık o zaman. Senin de benim de sabaha yetişmemiz gereken bir duruşmamız var." Boğazını temizleyip Ömer'e döndü. "Sana da teşekkürler Ömer."

Genç adam ifadesi biraz yumuşarken başını salladı.

"Doğa, eşyalarının geri kalanını akşam getireceğim."

"Yazdığım listedeki hiçbir şeyi unutma Öykü. Çok önemli, biliyorsun kremlerim ve haplarım olmadan ben burada yaşayamam."

Öykü gözlerini devirip başını sallarken geride Ömer'in burnundan alaylı bir ses çıkardığını duydu. Neyse ki Doğa gözlerini kısarak dönüp arkasına bakmaktan başka birşey yapmadı da Yiğit'le olaysız olarak arabaya binip dağ evinden ayrılabildiler.

"Sence bu geceyi sağ salim atlatabilecekler mi?" dedi Yiğit arabaya binince yüzünde ciddi olmaya çalışan bir ifadeyle.

"Yarına kadar birbirlerini yiyecekler mi diye soruyorsun yani." dedi Öykü kaşını kaldırarak.

Dudaklarının kenarı engel olmaya çalışsa da yukarı kıvrıldı, aynı anda yan koltuktan Yiğit'in bastırmaya çalıştığı kahkahası duyuldu. Öykü kendini daha fazla tutamadı ve kıkırdadı. İkilinin kahkahası birbirine karışırken şehre doğru yol aldılar.

.....................................

"Pekâlâ kahya, şimdi beni iyi dinle. Eğer şu birkaç gün yoluma çıkmazsan ben de senin yoluna çıkmam ve- böylece bir şekilde anlaşabiliriz, belki."

Vahşi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin