Bölüm 20 - Final

2.2K 149 23
                                    

"Ömer, her şeyin tamam mı oğlum?"

Genç adam elindeki son bavulları arabasının bagajına koyarken kızları da hevesli bir şekilde kuyruk sallayarak Emin amca ve onun etrafında birbirlerini kovalıyorlardı.

"Sağol Emin amca, Macide teyzeyle her şeyi hallettik. Bana yapacak birşey bırakmadı zaten."

"Tamaaam, su vanalarını da kapattım." dedi bahçeye çıkan Macide Hanım.

"Biz de tam senden bahsediyorduk, çocuğu onu da al bunu da al diye sıkboğaz etmedin inşallah."

"Aşk olsun Emin, ben onun iyiliğini istiyorum. Şimdi bilmediği yerlerde, hem de erkek başına... Allah bilir ya hiç istemiyorum böyle bir anda gitmesini. İlla ki tutturdu, bağla ki tutasın."

"Bırak hanım oğlanı. Genç o, bu yaşta gezmeyecek de ne zaman gezecek. Geç bile kaldı, senelerdir bizim gibi yaşlılarla buraya tıkılmıştı zaten."

Ömer karı koca arasındaki tatlı atışmayı gülümseyerek dinlerken Emin amcanın yaşlılık konusunda söylediklerine itiraz etmek istedi ama bahçeye giren bir araba sesi dikkatini dağıttı. Başını çevirdiğindeyse tanıdık aracın görüntüsüyle olduğu yerde donup kalmıştı. Az sonra araba yavaşlayıp evin önünde durmuş ve ön taraftan yüzünde anlaşılmaz bir ifadeyle Doğa inmişti. Ömer mümkünse vücudunun daha fazla hissizleştiğini fark etti.

Sevdiği kadın, yaklaşıp önce ona daha sonra da arabanın açık duran bagajından görünen bavullara baktı.

"Bir yere mi gidiyordun?"

"B-ben..."

"Hem de Merve'yle..."

"Merve? Ne Merve'si?"

"O da seninle birlikte gelmiyor mu?"

Ömer gözlerini kıstı, kafasını iki yana salladı. "Hayır. Merve daha bu sabah ablasının yanına Ankara'ya gitti."

"Ama Yiğit-"

Doğa dönüp yüzünde suçlulukla, teslim olmuş bir şekilde ellerini havaya kaldıran esmer adama baktı.

"Gerçekleri birazcık çarpıtmış olabilirim." dedi Yiğit küçük bir sesle. Geri geri giderken arkasında duran ve onaylamaz bir ifadeyle kaşını kaldırmış olan Öykü'ye çarptı.

"Dur bakalım orada, seni yalancı. Seninle sonra hesaplaşacağız." Dedi Öykü Yiğit'in koluna yapışarak.

Doğa, Ömer'e aralarında bir burun mesafesi kalacak kadar yaklaştıktan sonra uzun boylu adamın kulağına fısıldadı.

"Benden bu kadar kolay kurtulabileceğini düşünmedin umarım."

"Asla." Dedi Ömer sevdiği kadının gözlerine aşkla bakarak.

"İyi, çünkü kurtulamazsın."

"Beni affedebilecek misin?"

"Kendini affettirebilecek misin?"

"Hımm, bir düşüneyim." Ömer, Doğa'nın başına bir şaplak atmasıyla kahkaha attı. "Tamam, tamam. Karar verdim. Sanırım bu konuda çok iddialıyım."

"Demek öyle? O halde ben de senden yüksek bir performans bekliyorum haberin olsun. Bu saatten sonra öyle kuru bir özürle kurtulamazsın."

Ömer ellerini sahte bir korkuyla yanaklarına koydu. "Aman Allah'ım kendi ellerimle bir canavar yarattım!"

"Hıhmm, hem de ilgi canavarı." dedi Doğa genç adama sıkı sıkıya sarılarak. Ömer onu başından kendine doğru çekerken gülümsedi.

"Benim ilgi canavarım."

Vahşi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin