Bölüm 12 - Tilki Kapanı

1.4K 149 2
                                    

"Panik yapma mı?!" diye tısladı Doğa. "Nasıl panik yapmam! Tam arkamda belki de koca bir tilki duruyor." Elini kalbine götürdü. "Şimdi bayılacağım."

"Şimdi bayılmanın sırası mı- Argh, cidden bayılıyor galiba."

Ömer şansına küfrederek yere çöken kadının yanına koştururken kendi kendine bir kere daha neden Doğa'yı buraya getirdiğini sordu. Çalılıklardaki hışırtı da kaybolmuşken Ömer yeni bir küfür sallayarak genç kadını omuzlarından tutarak hafifçe sarstı.

"Doğa! Doğa- uyan. Tamam, bak sen ayılınca ilk işim seni eve bırakmak olacak. Hadi, uyan."

Doğa, yüzüne yediği son tokattan sonra ayılarak kendine gelirken göz kapakları titreşerek açıldı ve Ömer ay ışığı altında kendini şimdiye kadar gördüğü en yoğun ve derin yeşile bakarken buldu. Genç kadının gözlerinin yeşili ilk gördüğü anda dikkatini çekmişti elbette, ama bu kadar- canlı olduklarını daha yeni fark ediyordu.

"Gitti mi?"

Doğa'nın sorusu onu kendine getirirken Ömer başını salladı ve kumral kadını yerden kaldırdı.

"Şimdi daha iyisin değil mi?" Doğa'nın başını sallaması üzerine devam etti. "O zaman gel hadi seni eve götüreyim."

Doğa kendini Ömer'dan geri çekti. "Gitmem."

"Arabaya götüreyim. Orada beklersin beni, bu gecelik işim bitince nasılsa ben de oraya döneceğim."

"Hayır, olmaz. Ben burada seninle kalmak istiyorum." Genç kadın hızlı adımlarla yürümeye başladı.

"İyi ama benim işime engel oluyorsun. Senin yüzünden bir tane bile tilki avlayamadım daha. Doğa! Buraya gel, nereye gidiyorsun? Doğa, beni bekle diyorum sana. Uzaklaşma!"

"AAHH! AYAĞIM!"

Doğa duyduğu kükremeyle arkasını dönerken birkaç metre ilerde yerde yatan Ömer'i gördü. Genç adamın iki eliyle tuttuğu sol bacağı karanlıkta ıslak bir şeyle parlıyordu. Kalp atışlarının hızlandığını hissederken, Ömer'in yanına koştuğunda nefesini hızla içine çekti. Kumral adamın ayağı bir çeşit büyük, demir bir kapana sıkışmıştı.

............................................

"Yardım et." Ömer'in sesi ayağının acısıyla pürüzlü çıkmıştı. "Şu kapanı açmama yardım et."

Bir ucundan Doğa'nın bir ucundan Ömer'in tuttuğu kapan onları birkaç dakika uğraştırmış fakat sonunda zar zor da olsa açılmıştı. Doğa acıyla yüzünü buruşturan genç adamı ayağa kaldırdı.

"Tamam, tuttum seni. Hadi- ağırlığını bana ver, ayağının üzerine basma sakın."

"Hepsi senin suçun." diye mırıldandı Ömer. "Keşke seni yanıma almasaydım."

"Seninle şimdi tartışmaya girmeyeceğim." dedi Doğa çenesini yukarı kaldırarak. "Önce eve gidelim."

"Kestirme bir yol var ama yol üzerinde küçük bir dereden geçmemiz gerekiyor."

Doğa başını salladı. "Gidelim."

...........................................................

"Benden bu ayakla dereyi tek başına geçmemi beklemiyorsun herhalde." dedi Ömer kollarını göğsünde kavuşturarak.

"Peki, ne yapacağız?"

"Sırtın- beni sırtına al. Başka çaremiz yok."

"Sırtıma almak mı? Şaka yapıyorsun herhalde. Senin gibi bir devi ben nasıl sırtıma alıp karşıya geçirebilirim."

Vahşi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin