lose you to love me // taennie

fifteen

Taehyung beni salıncakta sallarken ellerimi açmış salıncağın iplerine tutunmuyordum ve sık sık onun uyarılarına maruz kalıyordum. Ama açıkcası dikkate almıyordum.

"Jennie sana son kez söylüyorum ipleri tut!"

İpleri istemeyerek de olsa tuttum. Az önceki konuşmamızdan bu yana yüzümden tebessüm eksik olmuyordu.

Yorulmuş olacak ki, "Ah, yeter bu kadar!" diyip sallamayı bıraktı ve karşıma geldi. İplerden yavaşca tutup salıncağı durdurdu ve tehlikesiz şekilde inmeme yardım etti.

Elimden tutup yürümeye başladı ve gözlerim ellerimize kaydı. Şu an sevgili miydik de elimi tutuyordu?

Durup, ellerimizi işaret ettim."Taehyung, şu an biz sevgili miyiz?"

"Adı her ne boksa."

Kaşlarımı çattım ve ellerimizi ayırmaya çalıştım ama daha sıkı tutmuştu. Yeniden ilerlemek isteyince ben yürümeyip dik dik yüzüne baktım.

Oflayıp,"Ne oldu şimdi?"

"Bir bok olduğu yok. Hem adı her ne boksa ilişkisine sahip olduğun biriyle el ele dolaşmak istemezsin diye düşünüyorum." Yeniden ellerimizi ayırmayı denedim ama müsaade etmemişti.

Kafasını olumsuzca sallayıp, elini çeneme götürdü. "Güzelim, seninle el ele yürümem için illa aramızdaki şeye bir ad mı koyman lazım?"

"Haklısın ya, askerlik arkadaşıyız biz."

Gülecek gibi olmuştu fakat kendini toparlayıp, yeniden yoluna devam etti ve elimden tuttuğu elleri beni de peşinde sürüklüyordu.

Üstü kapalı bir şekilde sevgili olmadığımızı ima etmişti.

Şrfsz.

Parkta gölün üzerindeki köprüye geldiğimizde cebindeki telefonunu çıkarıp bana poz vermemi söyledikten sonra fotoğrafımı çekmek için uzaklaşmıştı.

"İyi de ben nasıl durmam gerektiğini bilmiyorum ki!"

"İçinden geldiği gibi ol yeter."

Yüzüme yerleştirdiğim gülüş bu sefer sahte değildi. En içten gülünsememle kameraya doğru baktım ve ellerimi açarak "kendi çapımda" poz verdim.

Bittikten sonra ilerlemeye devam ettik. Taehyung beni yeniden çekiştirince karşıdaki pamuk şeker satan adama doğru gitmeye başlamıştık. Pamuk şekeri elime verirken, "Al sen seversin."

Pamuk şekeri alıp, anlamayan gözlerle Taehyung'a baktım. "Pamuk şeker sevdiğimi nereden biliyorsun?"

Gözlerini kaçırıp parayı pamuk şeker satan adama uzattı. "Her kız gibi pamuk şeker sevebileceğini tahmin ettim sadece."

Kafamı olumlu şekilde salladım. Bir yandan pamuk şekerimi yemeye başlarken, birazcık yemesi için ona da uzatıyordum ama o yememekte ısrar ediyordu.

"Ya hadi ama birazcık, hem eminim çok seveceksin!"

"Sevmediğim için yemiyorum zaten, aptal."

"Bak bu iki oluyor ha!" İşaret parmağımı tehdit eder gibi yüzüne salladım. "Sürekli bana aptal diyerek hakaret edemezsin!"

Sırıtarak,"İyi bende salak derim." Benimle cidden eğleniyordu.

"İyi o halde bende sana odun derim! Yoksa öküz mü daha iyi? Bak karar veremedim şimdi." Ciddi ciddi düşünüyormuş gibi yapıp tepkisini ölçmek için yüzüne baktım.

"Odun ve ya öküz olan birisi bir kıza pamuk şeker almaz, hatırlatırım."

Göz devirip onu arkamda bırakarak yürümeye başladım. Ne dersem diyeyim hep beni kelimeleriyle alt edecekti.