"Gözlerini aç, gözlerini aç ve gerçekleri gör. Senin hayatın bu, sen busun. Annende, babanda, bize ateş edenlerde... Hepsi gerçek. Gerçeklerden kaçamazsın. "Yüzümü elleri arasına almış bana hem kızıyor hem de ikna etmek için tane tane konuşuyordu. Gözlerinde gerçekler ve daha bir sürü duygu... Hangisi oydu bilmiyorum ama ben gözyaşları içinde kendimi kontrol edemez bir şekilde hüngür hüngür ağlarken; yorulmuş, bitkin, sinirli ve daha bir çok şekilde benle ilgileniyordu.
Titrek bir şekilde nefes almaya çalışıyordum gözyaşları içinde. Ama kendimi toparlayamıyorum. Kafam çok doluydu ve bu kadarı ağır geliyordu.
Yüzüme hafifçe vurulan tokattan sonra kendime gelmiş, bakışlarımı keskin yüz hatlarında gezdirmiştim.
"Dante"
Gözlerini yüzümün her bir karesinde gezdiriyor ve iyi olup olmadığımdan emin olmaya çalışıyordu. Biliyordu vurulmamış ya da bir yerim kanamamıştı. Fiziksel bir acım yoktu. Ama kalbimdeki acılardan psikolojimin iyi olup olmadığını sorguluyordu gözlerimde.
"Dante, bu çok fazla. Aklımı kaybedebilirim."
İyi olmadığımı biliyordu. Çünkü şu an yakasını tutmadan dehşete düşmüş gibi görünüyordu. Bir yakasına bir bana bakıyordu. O da ne yapacağını şaşırmıştı galiba. Neyse ki benim gibi kafayı yememişti.
"Aklımı kaybedicem, lütfen, lütfen bana yardım et. "
Onu daha fazla sarsıyor, ondan medet umuyorum. Çünkü tanıdığım tek kişi oydu şu an. Ve bana yardım edebilirdi, beni buradan çıkarabilir belki de, yardım edebilirdi en azından değil mi?
"Kendine gel Karmen, kendine gel"
Sanırım onu çok fazla sarmış olmalıyım ki, iyi olmadığımı anlamış,o da beni sarsmaya başlamıştı.
Kendi kendime konuşuyor onu duymuyorum. Ya da bana yardım edemeyecekse onu dinlememeliydim. Sonuçta bir savaş alanı içinde beni düşünecek değildi. Herkes kendini düşünürdü. O da kendine yardım ederdi.
Benim bir şeyler düşünmem gerekirdi. Kendimi bu durumdan kurtarmam gerekirdi."Karmen, iyi değilsin yüzüme bak! "
Yüzüne yavaş yavaş döndüm ve ne gördüyse irkilmişti. Sonra kendini toparlamış ve koca elleriyle tekrar yüzümü kavrayıp kendine çekmişti. Soğuk dudaklarının dudaklarıma temasıyla bu sefer irkilen ben olmuştum. Daha fazla şaşırmış, daha fazla sorgulamaya başlamıştım. Onun kapalı gözlerine bakarak, nasıl bu kadar cesur olabildiğini düşünmeye başlamıştım. Ve orada ilk defa Dante'ye hayran kalmıştım. Onun gibi gözlerimi kapatmış ana bırakmıştım kendimi. Hala cesur muydum bilmiyorum ama güvende hissetmiştim. Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama ilk defa koy vermiştim. Diğer herkes gibi...
Ve nedensiz bir şekilde huzurluyum. Bu an hiç bitmesin istemiştim ama bitmişti.
Zaten uzun uzun öpmemişti. Dudaklarını dudaklarımın üzerinde tutmuş, hissedeyim istemişti sanki.
Yüzümüz birbirine halen yakındı ve nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Birbirimizin gözlerinin içinde kaybolmuştuk. Ve ne kadar bakarsam o kadar güven, huzur veriyordu gözleri.
Koca bir nefes dışarı verdikten sonra kafama kazımak içinmiş gibi tane tane konuşmaya başladı.
"Gerçekler seni özgür kılar ama aşk esir"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI
General FictionÖlüyordum. Ölüyordum ve ölüm, hiç kimsenin bilmediği şekilde tatlıydı. Aileme kavuşmaktan ve bu tatlı ölümün beni çekmesinden mutluydum. Dudaklarımda kalan küçük tebessüm ölü bir bedeni görenleri korkutabilirdi ama ben mutluydum. Karanlığa doğru y...