🥀11🥀

24 4 2
                                    

Nefret ettikleriniz bile gittiğinde içinizde bir boşluk bırakırlar...

YAZARIN ANLATIMIYLA

    Sessiz bir yolculuğun ardından eve vardılar. Arabadan inip eve girdiler ve hiçbir şey demeden odalarına doğru yöneldiler. O sırada Ali "Üstünüzü değiştirin ve gelin konuşacağız." dedi. Kızlar da bir şey demeden üst kata çıktılar.

     Aşağı indiklerinde Murat ve Ali'nin salonda oturduklarını gördüklerinde oraya gittiler.
     Ali "Biz size o çocuklardan uzak durmanızı söylemedik mi? Siz niye hala onlarla konuşuyorsunuz? Böyle yaparsanız anlaşma iptal olur. "dedi. Bunun üzerine Deniz de" Birincisi onlar bizim arkadaşlarımız ikincisi de istediğimiz kişiyle konuşabiliriz. Size ne!"dedi. Halbuki Barış ve Kadir onların arkadaşları değildi ama onlara inat öyle demişti. Bunun üzerine Murat" Bu akşam yemeğini dışarıda yiyeceğiz. Ona göre hazırlanın. "dedi. Kızlar da hazırlanmak için üst kata gittiler. Yaklaşık bir saatin sonunda hazırdılar. Hilal; hemen diz altında biten kırmızı bir elbise, altına da siyah topuklu ayakkabı tercih etmişti. Saçlarını da toplamıştı. Her zamanki şıklığı ile göz dolduruyordu. Deniz de her zamanki gibi siyah kot pantolon, sarı bol kazağını, altına da beyaz sporlarını giymişti. Saçlarını da açık bırakmıştı. Evden çıkıp restorantın önünde durduklarında Ali, Hilal'in kapısını açıp ona elini uzattı. Hilal göz devirmemek için kendini zor tutarak elini Ali' ye uzattı. Murat da Deniz'in kapısını açıp onun çıkmasını bekledi. Deniz ona bakmadan önden giderken Murat ona yaklaşıp elini beline koydu. Deniz içinden "Ya sabır" diyerek kendini Murat'tan uzaklaştırsa da Murat izin vermedi.

    Masaya geçip yemeklerini sipariş ettiklerinde kimseden ses çıkmıyordu. Herkes yemeğini sessiz sedasız yiyordu. Birden içeri Kadir ve Barış yanlarında da iki sarışın ile içeri girdiklerinde Hilal içinden "Bunların ne işi var burda ya?" dedi. Kadir ile göz göze gelince hemen gözlerini ondan çekip önüne döndü. Onlar da hemen yanlarındaki masaya doğru gittiler. Barış, Deniz'i görünce ona baktı ama Deniz hiç oralı bile olmadan yemeğini yemeye devam ediyordu. Kadir ve Barış yemek sipariş etmiştiler ama hiç yemek yiyecek durumda değillerdi. Yanlarındaki kızları bile unutmuşlardı. İkide bir Hilallerin olduğu masaya bakıyorlardı. Ali ve Murat da onları görünce sinirlenseler de tatsız bir olay çıkmasın diye takmadılar.

    Hilal tuvalete gitmek için masadan kalktığında Ali de kalkacağı sırada Hilal oturmasını söyledi. Bunun üzerine Ali tekrar yerine oturdu. Yaklaşık üç dakika sonra Kadir de tuvalete gitmek için kalktığında Hilal da çıkmak üzereydi. Hilal tuvaletten çıkıp çantasını kurcalarken Kadir'i görmeyip ona çarptı. Bunun üzerine Hilal "Yavaş olsana be, dağ ayısı!" dedi. Kadir de bir şey demeden Hilal'i erkekler tuvaletine çekti. İçerideki adamı hemen dışarı gönderip Hilal'i duvara yapıştırdı. Kendisi de Hilal'in kaçmaması için kollarını iki yana açtı. Hilal'in gözlerine bakarken korktuğunu anladı ve hemen kulağına doğru yaklaşıp dudakları kulak memesine değecek şekilde "Korkma benden artık. Sana zarar vermeyeceğim." dedi. Kadir'in konuşmasından onu ne kadar istediği anlaşılıyordu. Hilal de Kadir'in konuşmasından etkilenmişti. Ama çok yanlıştı yaptıkları. Onlar asla bir olamayacaktı. Hemen ellerini Kadir'in göğsüne koyup onu itti. Kadir de" Ali ne şanslı be. Keşke onun yerinde ben olsaydım. Bana ne yapıyorsun böyle Ay'ım" diyip başından öperek Hilal'i orda bırakıp tuvaletten çıktı. Hilal orda şok içinde kalırken buranın erkekler tuvaleti olduğunu anlayıp hemen kendine gelerek oradan çıktı. Masaya gelince "Kalkalım mi artık. Benim uykum." dedi.
    Ali de "Ne oldu, iyi misin? Betin bensiz atmış." dedi. Hilal de eve gitmek istediğini söyleyince Ali ayağa kalkıp Hilal'in koluna girdi. Hilal, Kadir'e bakınca gözlerindeki siniri görüp hemen bakışlarını ondan ayırdı. Hesabı ödedikten sonra eve döndüler.

     Sabah hazırlandıktan sonra evden ayrıldılar. Her zamanki gibi Aliler onları okula bırakıp gitmiştiler. Okula doğru gidince yanlarına Yankı, Görkem, Çisem ve Hasan geldi. Selamlaştıktan sonra kantine gidip oturdular. Yankı, Deniz'e "Ah be deniz gözlüm. Bunu da mı bana yapacaktın?" dedi. Deniz bunun üzerine sadece göz devirmekle yetindi.
     Çisem "Kanka valla giderleri var. Çok iyiler. Hayırlı olsun." dedi. Hilal de bunun üzerine başını salladı. 

MİRAY

     Yine her zamanki gibi okula geldiğimde sınıfa doğru giderken geçen seferki çarpıştığım çocukla çarpıştım. Ama bu sefer elinde çay vardı ve üstüme döktü. Sanki başka derdin yokmuş gibi bir de bu üstüne çay dökülmesi. Hemen "Yavaş olsana ve yandım. Yine mi sen?" dedim. Çocuk da "Ben sana çoktan yandım be güzelim." dedi. Bunun üzerine kaşlarımı çatıp çocuğa baktığımda hala bana baktığını gördüm. Onu dürttüğümde anca kendine gelebilmişti. Hemen özür dileyip üstümü üflemeye çalıştı. Pardon da sen iyi misin? Kendimi geri çekip "Bu tesadüf mü ya. Niye ikide bir seninle çarpışıyorum. Bence sen planlıyorsun." dedim. O da bana hayran hayran bakarak "Çok güzelsin be. Annemin gelini olsana." dedi. Oha ya bu çocuk kendinde miydi? Ne diyordu böyle? Nedense çocuktan hiç hoşlanmamıştım. Hemen oradan ayrılıp tuvalete gittim. Üstümü silmek istesem de maalesef batmıştı. O sırada içeri Hilal girdi. Ona "Ben sizden özür dilemek istiyorum. Sadece Kadir'i
kıskandığım için size öyle yaptım. Böyle olacağını bilmiyordum, gerçekten üzgünüm." dedim. Hilal de "Kadir ile aramızda hiçbir şey yok. Olamaz da. Emin ol." dedi. Benim de içime su serpildi. Hilal devam ederek "Belli ki pişman olmuşsun ama ben seni affetsem bile Deniz asla affetmez." dedi ve tuvaletten çıktı.

YAZARIN ANLATIMIYLA

    Ali ve Murat, Denizleri eve bıraktıktan sonra acilen Mardin'e işlerinden dolayı gitmek zorunda kalmışlardı. Bunun üzerine Hilal ve Deniz rahat bir nefes almışlardı. Az da olsa onlardan bir süreliğine kurtuldukları için mutlu olmuşlardı.

     Akşam saat on sularında Deniz ve Hilal ders çalışacaklarken yan evden müzik sesleri gelince çalışamayacaklarını anlayıp evden çıktılar. Onların evine doğru gidince müzik sesi daha da artıyordu. Bunun üzerine kulaklarını kapatmak zorunda kaldılar. Deniz sinirle kapıya vurunca ses çok fazla olduğu için duyulmuyordu. Deniz de üst üste kapıya tekmelerini geçirirken nihayet kapı açıldı. Kapının açılmasıyla Deniz kapıyı açanla birlikte kendini yerde buldu. Hilal kapıyı açanın Barış olduğunu görünce şok oldu. Kadir de "Kim geldi?" diyip kapıya geldiğinde Barış'ın yerde, Deniz'in Barış'ın üstünde olduğunu görünce gözleri fal taşı gibi açıldı. Bu yetmiyormuş gibi bir de karşısında Hilal'i görünce şok oldu. Deniz, Barış'a kötü bakışlar atıp kalkınca ona dil çıkarmayı da ihmal etmedi. Hilal de şaşırarak Kadir'e "Sizin burada  ne işiniz var?"dedi. Kadir  de" Asıl sizin burda bu halde ne işiniz var? "dedi. Bunun üzerine Hilal" Biz yan evde oturuyoruz. Çalışacaktık ama bu sesten ötürü çalışamadık. "dedi. Bunun üzerine Barış ve Kadir onlara şaşırmış gözlerle bakıp" Burası bizim evimiz. "dedi. Deniz ve Hilal şok içinde birbirlerine bakakaldılar.

                          *******

📌Sizce şimdi olaylar nasıl gelişecek?

Lütfen vote atmayı ve destek olmayı unutmayın. Seviliyorsunuz 🖤

   

RÜZGAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin