🥀12🥀

23 4 8
                                    

Ya ümitsizsiniz  ya da ümit sizsiniz.

YAZARIN ANLATIMIYLA

    Hilal" Oha biz komşu muyuz şimdi? "dedi.
Kadir de hafif tebessüm edip" O yeni eve taşınan siz misiniz? "dedi. Deniz de "Sizin jeton dört köşeli mi? Anlayamadınız mı hâlâ komşuyuz işte. "dedi.

    İçeriden iki esmer kız gelip "Ya hadi ama sizi bekliyoruz. "dedi cilveli cilveli. Bunun üzerine Barış onlara dönüp "Siz girin içeri biz geliyoruz. "dedi. Deniz bunun üzerine gözlerini devirip onları taklit ederek" Yo hodo omo sozo bokloyoroz. " dedi. Barış da kahkaha atıp Deniz' in burnunu sıktı, Deniz de dil çıkarıp önüne döndü.
    Hilal "Kadir lütfen biraz sessiz olun, yarın okul var. Biz sizin gibi değiliz. Okul bizim için önemli ve biz çalışıyoruz. Lütfen sesi kısın." dedi. Barış da "Siz de gelsenize, eğleniriz." dedi. Deniz de "Yok ebeninki. Lan olum ne diyorsun, çalışıyoruz diyoruz. Ses etmeyin." dedi. Tam Barış konuşacağı sırada içerden Mert "Hadi gelsenize ya. Ne yapıyorsunuz orda?" diyip kapıya doğru geldi. Kapıdakiler ile ufak bir şok geçirdi.
    Hilal "Deniz hadi gidelim." dedi. Tam gidecekleri sırada Mert Hilal'in kolundan tutup "Biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Hilal "Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok. Bırak kolumu. Deniz hadi gidelim lütfen." dedi. Tam gidecekleri sırada Barış Deniz'in kolundan tutup onu durdurdu. "Onlar biraz konuşsun. Sen burda bekle." dedi. Mert "Lütfen birazcık konuşalım. Sonra istersen hiç konuşmazsın benimle." dedi. Bunun üzerine Hilal kafasını sallayıp bahçeye doğru yürüdü. Mert de arkasından giderken Kadir de onunla birlikte gitti.
     Mert, Kadir'e dönüp "Yalnız konuşmak istiyorum."dedi. Kadir de" Hayır ben de geleceğim. Benim de suçum var. "dedi.
    
     Hilal, Mert'e dönüp" Sen niye gidip Kadir'e anlatıyorsun? Ben sana inanmıştım. Senin diğer erkekler gibi olmadığına kanaat getirmiştim. Ama sen ne yaptın? Sana olan güvenimi sarstın. Bir daha karşıma çıkma. "dedi.
     Mert de" Çok üzgünüm. Dertleşmek için Kadir ile konuştum. Senden çok etkilenmiştim. Kadir de benim en iyi arkadaşım olunca ona söyledim. "dedi.
   Hilal şaşırmıştı. Ne etkilenmesinden bahsediyordu? Mert aniden Hilal'in elini tutup" Ben senden hoşlanıyorum. Sevgim karşılıksız. Nişanlı olduğunu biliyorum ama elimde değil. "dedi. Hilal şok olmuştu duyduklarıyla. Kadir de yumruklarını sıkıyordu. Mert'in üstüne atlamamak için zor duruyordu. Hilal o iki adamı orda bırakıp Deniz'i bile beklemeden eve doğru gitti.
    Kadir arkasından koşup Hilal'in kolunu tuttu. Hilal kolunu kurtarmaya çalışsa da başarılı olamadı. Kadir' e dönüp "Bırak kolumu Allah'ın cezası." dedi hıçkırarak. Kadir de Hilal'i hemen kendine çekip sarılmaya çalıştı. Ama Hilal kendini geri çekip onu yumruklamaya başladı. Kadir, Hilal'in ellerinden tutup göz göze gelmelerini sağladı. Kadir "Daha fazla kendimi tutamayacağım." diyip Hilal'in dudaklarına yapıştı. Hilal şok içinde kalırken hemen kendini geri çekip Kadir'e tokat atıp "Ne yapıyorsun sen? Uzak dur benden." diyip koşar adım eve girdi.

     Hilal, Mert ve Kadir bahçeye giderlerken Deniz Barış'la kapıda kaldılar. Deniz, Barış'a dönüp "Hayırdır tarzını mi değiştirdin? Eskiden hep sarışınlarla gezerdin şimdi de yanında esmer var." dedi. Barış da "Asıl sana hayırdır? Kıskandın mı yoksa?" dedi. Deniz bunun üzerine kahkaha atıp "Seni mi?" dedi. Barış da başını salladı. Deniz " Ben sadece yanındaki kızlara üzülüyorum. Ya birini tam sev ona sahip çık ya da böyle davranmayı kes. Malın gibi kullanıp atıyorsun." dedi. Barış buna bozulsa da bir şey diyemedi. Çünkü haklıydı. O sırada Mert yanlarına geldi. Deniz "Hilal nerde?" dedi. Mert de eve gittiğini söyledi. Deniz onlara bir şey demeden ordan uzaklaştı.
     Deniz eve geldiğinde Hilal'in çoktan uyuduğunu görüp o da kendini uykunun kollarına bıraktı.

DENİZ

    Sabah uyandığımda günlük işlerimi yapıp Hilal'i uyandırmaya gittiğimde okula gelmeyeceğini, rahatsız olduğunu söyledi. Ben de "Tamam, bir şey olursa beni ararsın ya da ben de gitmeyeyim. Seni merak ederim." dedim. O da "Yok sen git. Ben başımın çaresine bakarım." dedi. Ben de başımı sallayıp evden çıktım.

    Okula vardığımda kantine gidip Çisemgili görünce selam verip yanlarına oturdum. Hasan "Hilal nerde?"dedi. Ben de" Hilal bugün birazcık rahatsız. Ondan dolayı okula gelmedi. "dedim. Bunun üzerine" Geçmiş olsun. "dedi. Sohbete dalmışken Miray, Barış ve Kadir masamıza  gelip oturdular. Kadir hemen bana  dönüp" Deniz, Hilal nerde? "dedi. Ben de onu duymamazlıktan geldim. Çisem ona dönüp" Bugün hastaymış. Okula gelmedi. "dedi. Bunun üzerine Kadir hemen masadan kalkıp kantinden çıktı. Miray bana dönüp çekingen bir sesle" Deniz biraz konuşalım mı lütfen, yalnız. "dedi. Ben de" Mademki konuşmak istiyorsun, burda konuşabiliriz. "dedim. O da" Be..ben gerçekten olanlar için özür dilerim. Çok pişmanım lütfen affedin beni. Söz bir daha size karışmayacağım. Olanlardan dolayı gözüm döndü. Tutamadım kendimi. "diyip ağlamaya başladı. Hayır ağlama! Ya ben ağlayanlara dayanamıyordum. Hemen yerimden kalkıp ona sarıldım." Şşşt, sakin ol. Tamam geçti. Affettim seni. "dedim. O da bunun üzerine gözyaşlarını silip bana sarıldı. Barış da" Sonunda be. "dedi. Ona bakıp göz devirdim.

HİLAL

     Deniz gittiğinden beri yataktan çıkmamıştım. Uykum da gelmiyordu. Birden kapı çalınca Deniz'in geldiğini zannettim. Ama daha gelmesine de vardı. Belki de beni merak edip geri gelmiştir? Bu düşüncelerle kapıya gidip açtığımda bir adet Kadir görmeyi hiç beklemiyordum. "Selam" dedi. Ben hemen kendime gelip kapıyı üzerine kapattım. O bunu galiba beklemediği için şaşırmıştı. Kapıya tekrar vurduğunda "Git buradan. Açmayacağım" dedim. Kadir de "Açana kadar vurmaya devam edeceğim." dedi. Ben de oflaya puflaya kapıyı açtım. Tekrar "Selam" diyip içeri girdi. "İyi misin? Deniz hasta olduğunu söyledi." dedi. Bir şey demeyince bana yaklaşıp ateşim var mı diye alnıma dokundu. Ben kendimi geri çektim. O da "Ateşin yok. Ama ben gelirken nane limon getirdim. Kaynatıp içersin. İyi gelir." dedi.
     Beni salondaki koltuğa oturtup beklememi söyledi. Kendisi de mutfağa gidip yaklaşık on dakikanın sonunda elindeki fincanla salona geri döndü. Fincanı bana uzatıp "Al iç, iyi gelir." dedi. Yüzüne bakmadan fincanı aldım. O da karşımdaki koltuğa oturdu. O bana dönüp "Hayırdır, niye konuşmuyorsun, dilini mi yuttun? " dedi. Ben de "Hepsi senin yüzünden. Benim ayarlarımla oynuyorsun. Ben daha önce bir erkekle hiç bu kadar yakınlaşmamıştım." dedim. O da bana bakıp "Ne yani sen daha önce kimseyle öpüşmedin mi?" dedi. Ben de "Her önüme gelenle öpüşmüyorum." dedim. O da sırıtarak "Ne yani şimdi ben senin ilkin miydim?" dedi. Ben dediği şeye gözlerim açık bakarken içimden "Doğru söylüyor. Ama olamaz ki böyle bir şey." dedim. O sırada elimdeki fincan yere düştü. Ben panikle kırılan cam parçalarını toplamak için eğildiğimde o da benimle birlikte eğildi. Bana "Bırak, şimdi elini falan kesersin." dedi. Ben onu dinlemeden kırıkları alacağım sırada elimi kestim. Ağzımdan "Ah!" diye bir ses çıktı. Hemen elimi elinin içine alıp baktı. Sonra da kanayan yere küçük bir öpücük bıraktı. Ben ne yapacağımı şaşırırken kafamı kapıya çevirdiğimde Deniz'in sinirli bakışlarıyla karşılaştım. Kesin yanlış anlamıştı bizi. Şimdi ben durumu nasıl izah edecektim?

                         ******

📌Kadir'in yaptıkları doğru mu?
📌Miray'ı samimi buldunuz mu?

Lütfen vote atmayı ve destek olmayı unutmayın. Seviliyorsunuz 🖤

RÜZGAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin