Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur...
YAZARIN ANLATIMIYLA
Deniz, Hilal'i merak edip erkenden eve gelmişti. Eve girdiğinde salondan sesler geldiğini duyunca Hilal'in orda olduğunu anladı. Salona girdiğinde böyle bir manzara beklemiyordu. Hilal'in eli Kadir'in elinin içinde ve onun elini öpüyordu. Olanları şaşkınlıkla izlerken Hilal'in ona baktığını gördü. Hemen elini Kadir'in elinden kurtardı. Ayağa kalkıp Deniz'e yaklaşacağı sırada; Deniz, Kadir'e "Hemen çık burdan." dedi. Kadir "Yanlış bir şey yapmıyorduk." dedi. Deniz "Sana git burdan dedim." dedi. Bunun üzerine Hilal Kadir'e dönüp başıyla gitmesini söyledi. Kadir de sinirli bir şekilde evden çıktı.
Deniz, Hilal'e "Sen ne yapmaya çalışıyorsun, o gördüklerim neydi? Kendini topla." dedi. Hilal de "Gerçekten göründüğü gibi değil fincan düştü, toplarken elim kesildi, o da elime baktı. O kadar." dedi. Deniz "O kadarmış öyle mi? Niye öptü o zaman?"dedi. Hilal de" Bilmiyorum. Gerçekten. "dedi. Deniz de" Bak o seninle oynuyor. Hiç iyi biri değil. Yanına yaklaşmasına izin verme. "dedi. Hilal de başını sallamakla yetindi.Akşama kadar ikisi de konuşmadı. Hilal, Deniz'in yanına gelip" İyi miyiz? "diye sordu. Deniz de gülümseyip başını salladı ve Hilal'e sarıldı. Yemek yapmadıkları için dışarıdan sipariş etmişlerdi. Yaklaşık 1 saatin sonunda kapı zili çaldı. Deniz hemen kapıyı açmaya gittiğinde yemek siparişinin geldiğini zannederken karşısında Yiğit'i beklemiyordu. Şaşkınlığını üstünden atıp Yiğit'in boynuna sarıldı, Yiğit de aynı şekilde ona karşılık verdiğinde Hilal da oraya gelip "Ama beni dışlıyorsunuz." dedi. Yiğit, Deniz'den ayrılıp Hilal'e sarıldı. Ayrıldıklarında Yiğit'in gelirken yere bıraktığı paketi görünce sipariş ettikleri yemek olduğunu görünce onu da içeri alıp mutfağa geçtiler.
Birlikte akşam yemeğini yedikten sonra sofrayı birlikte toplayıp salona geçtiler. Orda yaklaşık yarım saat oturduktan sonra çaylarını bahçede içmeye karar verdiler. Deniz çayları hazırlayacağını söyledi.Yiğit ve Hilal'in bahçede sohbet ettiğini gören Barış ve Kadir yanlarına gidip masaya oturdular. Yaklaşık 10 dakikanın sonunda çayla bahçeye doğru gelen Deniz, Kadir ve Barış'ı görünce sinirlense de belli etmedi. Masaya geçip isteksiz bir şekilde "Hoş geldiniz." dedi. Barış da "Hoş bulduk." dedi ve ekledi "Bize çay yok mu ya?" dedi. Deniz de "Aaa kusura bakma davetsiz misafir olduğunuz için getiremedim." dedi. Barış da " Ama şimdi gidip getirebilirsin." dedi.
Deniz sinirlense de belli etmedi ve eve doğru gitti. Barış da "Ben Deniz'e yardım edeyim."diyip masadan kalktı.
Deniz mutfağa girdiğinde" Gerizekalı, hanzo, dağ ayısı ne olacak . "diye söylenirken Barış'ın yalandan öksürmesiyle arkasına döndü. Barış, Deniz'e" Yeter saydırdığın. Anamı ağlattın. "dedi. Deniz de bir şey demeden yakalanmanın verdiği utançla önüne döndü. Barış da bunun üzerine kıkırdadı.Barış, Deniz'in dolaptan bardak almaya çalıştığını ama yetişemediğini görünce gülmesini zar zor engelledi. Hemen Deniz'in arkasından kolunu uzatıp bardağı alacakken Deniz arkasını dönünce Barış ile göz göze geldiler. Barış, Deniz'in deniz gözlerinde bir an kaybolduğunu hissetti. İkisinin de sanki gözlerini çekmeye niyeti yok gibiydi. Barış'ın gözleri bir an Deniz'in şaşkınlıktan dolayı açık olan dudaklarına kaydı. Ne yaptığının farkında olmadan bir anda Deniz'in dudaklarına yapıştı.
Hilal, Deniz'e bakmak için mutfağa gittiğinde Deniz ve Barış'ın öpüştüklerini görünce ağzından çıkan küçük bir çığlığa engel olamadı.
Deniz, Hilal'in bağırmasıyla hemen kendine gelip geri çekildi. Utancından başını kaldıramıyordu. Barış ve Hilal'i orda bırakıp koşar adım odasına gidip kapıyı kitledi.
Hilal Barış'a bakınca Barış elini ensesine götürüp "Şey.. Ben gitsem iyi olur. İyi akşamlar." diyip evden çıktı. Hilal ne yapacağını bilemeyerek hemen Deniz'in odasına doğru gitti. Kapıyı açacağı sırada kilitli olduğunu anlayınca "Deniz kapıyı açar mısın? Konuşalım." dedi. Deniz'den ses çıkmayınca daha fazla orda kalmayıp aşağı bahçeye çıktı. Bahçede sadece Kadir'i görünce kaşları çatıldı. Kadir'e "Yiğit nerde?" diye sordu. Kadir de "İşi çıktı ve gitti." dedi. Hilal de başını salladı. Kadir " Biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Hilal bir şey demeden Kadir konuşmaya başladı. "Hilal, uzun zamandan beri ben böyle hissetmiyordum. Yani bilmiyorum kafam çok karışık ama ben galiba senden çok fazla etkileniyorum her geçen gün. Biliyorum bu doğru değil ama kendime söz geçiremiyorum. Senden bir şey beklemiyorum sadece daha fazla içimde tutmak istemedim ve sana söylemek istedim. "diyip Hilal'in bir şey söylemesine izin vermeden ordan gitti. Hilal nasıl hissedeceğini bilmiyordu. Bir yanı korkuyor, bir yanı mutlu oluyordu.Hilal sabah uyanıp mutfağa gittiğinde Deniz'in çoktan uyandığını görünce " Onunla biraz eğlensem hiç fena olmaz. "diye geçirdi içinden.
" Oooo Deniz Hanım uyandınız mı? Nasıldı öpüşmeniz? Baya hızlı davrandın. "dedi. Deniz de utancından kıpkırmızı olmuş bir şekilde" O Barış'a göstereceğim beni öpmek neymiş. Aniden dudaklarımı öptü. Sen de benimle uğraşıp durma. "dedi asabi bir sesle.
Sabah okula gittiklerinde kalabalığı görünce oraya yöneldiler. Müdür konuşma yapıyordu." Arkadaşlar iki gün sonra bir kamp gezimiz olacak ve bu kamp 1 hafta sürecek. Katılmak isteyen ismini yazdırsın."dedi. O sırada Hilal Deniz'e dönüp" Gidecek miyiz? "dedi. Deniz de" Bilmiyorum yaa. Bakalım. "dedi. Bunun üzerine derse girdiler.
Ders zili çalınca Deniz, Hilal, Çisem, Hasan, Yankı, Görkem her zamanki gibi kantine gidip oturdular. Çisem" Ya kampa gidecek misiniz? Gidelim lütfen "dedi. Bunun üzerine masadakiler de onaylayıp başlarını salladılar.
Çisem, Görkem ve Yankı masadan kalkıp uzaklaştılar. Hasan da Hilal'e" Bahçeye çıkalım mı? "dedi. Hilal de başını sallayıp masadan kalktı. Masada Deniz tek kaldığı sırada yanına Yiğit geldi. Selam verip masaya oturdu. Yaklaşık 10 dakika sonra da Miray neşeli bir şekilde Deniz'in masasına geldi. Yiğit her zamanki gibi ona hayranlıkla baktı. Miray, Yiğit'e dönüp "Senin burda ne işin var?" dedi. Yiğit de "Arkadaşımın yanına geleceğim zaman sana haber mi vereceğim?" dedi. Miray şaşkınlığını gizleyemeden "Ne!" diye bir ses çıktı ağzından. Deniz onların atışmalarını gülerek izlerken görüş açısına Barış'ın girmesiyle gülmesini durdurup hemen masadan kalktı. Barış'ın geldiği yönün tersi yönüne doğru ilerledi. Barış hemen peşinden gidip onu boş olan bir sınıfa doğru çekti. Deniz gideceği sırada kolundan tuttu ve hareket etmesini engelledi. Deniz "Bıraksana kolumu,ne yapıyorsun?" dedi ama bunları diyince başı eğikti. Barış da bunun üzerine gülüp Deniz'in çenesinden tutup yüzünü daha iyi görmek için eğildi. "Sen utanıyor musun?" dedi. Deniz hemen Barış'ın elini çekip "Defol git, sen kimsin ki senden utanacağım? Haa ayrıca dün olanları da unut! Öyle bir anlık boşluğuma denk geldi." dedi. Barış da "Öyle gözükmüyordu ama."dedi. Deniz de sinirlenip" Bana bak Barış! Ben o bildiğin bir günlük kullanıp atacağın kızlardan değilim. Benden uzak dur. Bana bulaşma artık. Yoruldum. "dedi. Bunları söylerken gözleri dolmuştu. Barış tam ağzını açıp konuşacağı sırada Deniz kapıyı açıp kendini tuvalete attı. Şansına kimse orada yoktu. Kendini daha fazla tutamayıp ağlamaya başladı.Yiğit ve Miray masada tek kalınca ortamdaki sessizliği Yiğit bozdu. "Tanışmamız hiç güzel olmadı ama şimdi iki normal insan gibi tanışabiliriz ha bir de kusura bakma. Ben Yiğit, 3.sınıf öğrencisiyim ayrıca Barış ve Kadir ile aynı sınıftayım." dedi. Miray da "Ben de Miray, Hilal ve Deniz ile aynı sınıftayım." dedi. Bunun üzerine ikisi normal sohbet etmeye başladılar.
Hasan ve Hilal bahçeye çıkıp boş bir bankta oturdular. Hasan "Bana biyoloji çalıştırır mısın?" dedi. Hilal de bunun üzerine başını salladı. Daha sonra konunun nasıl çocukluk anılarına geldiğini bilmeden konuşmaya başladılar. Hilal ara ara Hasan'ın küçükken yaptığı yaramazlıklara kahkaha atıyordu. Kadir bahçeye çıktığında Hilal'in Hasan ile kahkaha attığını görünce elini yumruk yaptı. Ne kadar Hilal'i Hasan'ın yanından uzaklaştırmak istese de bunu yapmadı, yapamadı. Sinirle okula doğru girdi.
*****
Lütfen vote atmayı ve destek olmayı unutmayın. Seviliyorsunuz 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR
Teen Fictionİki kuzen hayallerini gerçekleştirmek için her şeyden vazgeçip bilmedikleri bir şehre Rüzgar ile sürükleniyorlar. Peki siz bu iki kuzenin hayat hikayesine ortak olmaya var mısınız???