7. BÖLÜM: "PARMAK UÇLARIMDAKİ ÖLÜM"

28K 3K 2.2K
                                    

Selam

Her çarşamba olduğu gibi bu çarşamba da burdayız.

Zor bir bölümdü. Elimden geleni yaptım üstesinden gelmek için.

Lütfen benim için çok önemli olan ve motivasyon kaynağım olan satır arası yorumlarınızı unutmayın.

Louis Armstrong~ What A Wonderful World

Madrigal ~ Geçme Artık Sokağından

Kolpa~ Gurur Benim Neyime

Keyifle okuyun. Tabi... Mümkünse

 Mümkünse

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🕯🕯🕯

Kimsesizliğin tohumlarının atıldığı topraklar da gülümseyişleri kucaklayabilirdi.

Çünkü hayat kocaman, uçsuz bucaksız bir ağaçtı ve dallarına tutunmanın bir yolu olmalıydı. O yol ise umudun dik yokuşlarını tırmanmaktan geçiyordu.

Kiimsesizliği kucaklayan çocukların o yokuşları dizleri kan revan içinde kalsa da tırmanmaları  gerekiyordu. Hayatın dallarına sıkıca tutunmaları için…

“Top benim!”

Ağustos güneşinin en tepede olduğu vakitlerde, neredeyse sönmek üzere olan topun peşinde olan üç genç çocuktan biri atıldı. Tam topa tekmeyi vuracakken sarışın olanı geldi ve onu bir omuz atarak topran uzaklaştırdı. “Kim demiş!”

Hırslanan çocuk daha hızlı koştu. “Omuz attın lan sen bana?”

Sarışın çocuk onu kızdırdığını anladı ama galibiyetten de vazgeçmek istemiyordu. En hızlı koşan ayakların kendisinde olduğunu bilerek son bir kez atıldı ve topa sert bir tekme vurdu. Savrulan top, yetiştirme yurdunun bahçe kapısını aşıp yola düşerken, çocuk olduğu yerde durdu ve özür dileyen bakışlarını geride kalan iki arkadaşlarına çevirdi.

Omuz attığı çocuk bir yoldaki topa, bir de vuran arkadaşına baktı. “Senin vuracağın topu öpeyim Cengiz.”

“Afedersin Kurt Abi.” dedi Cengiz üzgünce. “Alırım ben şimdi.”

“Bırak.” dedi Kurt. “Ben alırım, yoldan vızır vızır araba geçiyor. Bir de ezilmenle mi uğraşalım?”  Kurt, sahadan uzaklaşıp daima uyuklayan bekçiyi kontrol ettikten sonra bahçe duvarından atladı. Gelecek sene liseye başlayacaktı, özgüveni tamdı ama daha fazla korumacıydı. Kaldırdığı eliyle arabaları durduktan sonra yoldaki topu aldı ve geri döndü. Bahçe duvarından bu kez içeri atlayacakken elini dayadığı yerde bir acı hissetti. Avucuna giren cam nohut büyüklüğündeydi ama saniyeler içinde tüm avucunu kan için bırakmaya yetmişti.

ATEŞTEN KÜLE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin