Uyandığımda Luce başucumda gülümsüyordu.
-Günaydın tatlım
-Günaydın Luce, seni göremedim günlerdir neredeydin?
-Ailevi bi sorundan dolayı akrabalarımın yanına gidip geldim. Şimdi buradayım bak. Nasılsın?
-Daha iyiyim. Sanırım biraz açım.
Luce kikirdeyip yemeğimi masaya koydu, masayıda yatağımın yanına çekti. Buraya ilk geldiğimde yemek bile yememiş, aylarca kimseyle konuşmamıştım. Şuanki durumum Luce sayesinde düzelmişti. Bana hem arkadaş, hem abla, hem de anne oluyordu. Luce'a minnettar bakışlar attığımda gülümsemesiyle karşılık verdi. O hayatıma girdiğinden beri birşeyler düzeliyor hissediyorum. Ah bende tam ne unuttum diyordum ki, bugün kendime acı çektirmediğimi fark ettim. Mazoşistliğimi bana unutturan Luce oldu. İyileşmemi sağlıyor, mutlu ediyor bana destek oluyor. Onu çok sevmemin sebepleri ortada işte.
Yemekten sonra Luce'un teklifiyle giyindim ve bahçeye çıktık. Kliniğe geleli neredeyse 1 yıl oldu ama daha önce sorunlu ve şiddet içeren birisi olduğum için beni bahçeye çıkartmıyorlardı. Bu yüzden ilk kez bahçeyi ve kliniği dışardan inceleme fırsatı bulmuştum. Önce bahçede bizi görenler garipseyen bakışlarla süzüp sonra kendi işlerine geri döndüler. Luce bana bahçeyi gezdirip kliniğin geçmişini anlattı. Kim bilir kimler oturdu bu oturduğum yerlerde, acaba kim kalıyordu benim odamda? Ne yaşamıştı, hastalığı neydi, odamın hangi köşelerinde ağladı kim bilir? Aklıma ilginç sorular gelip dururken etrafıda iyice incelemiştim. Büyük yeşil bi bahçenin ortasında kocaman gri duvarlı bir bina. Dört katlı ve bayada genişçe. Bahçenin ön tarafında iki tane heykel var ve insanların oturması için birsürü bank. Arka tarafta iki tane kamelya ve ufak kantin gibi birşey var. Düşündümde uzun zamandır yemek bile yemediğim için abur cubur yemeyi özledim. Kola içmeyi ya da cips, çikolata yemeyi. Bir anda bu düşünceyle heyecanlanıp Luce'a döndüm.
-Biraz abur cubur yemeye ne dersin?
-Süper olur derim. Diyip kalkıp kpluma girdi. Kantinin önüne gelince poşet dolusu abur cubur alıp bahçede herkesten uzak bir ağacın altında hepsini yedik. Sonra binaya girince direk odama gitmek yerine oturma odasına gittik ve film izledik. Duygusal bir filmin sonunda ikimizde ağlıyorduk. Hatta odama gidip ağlamaya devam ettim. Baya bi ağlayıp içimdekileri döktüm. Uzun zamandır böyle içten ağlamamıştım ki gerçekten rahatladım. Yine Luce'la geçirdiğimiz güzel bir günün sonunda yüzümdeki gülümsemeyle birlikte mutlu uyudum.
Arkadaşlar kusura bakmayın 3 gündür yb atmamıştım. Bugün 2014 yılının son günü. Bir nevi yeni yıl hediyesi olsun diye attım. Elektrikler gitti hep yarım yarım yazabildim umarım beğenirsiniz toparlayabildimmi bilmiyorum. Sizi seviyorum happy christmas!