Bölüm 15; Yalnız Kalma Korkusu

5.5K 678 761
                                    

+125 oy ve +400 yorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

+125 oy ve +400 yorum.

Arkadaşlar ana karaktere istediğinizi diyebilirsiniz, sövebilirsiniz ama sövmelerinizi bana hitaben söylenmeden yapın. O zaman cidden çirkefleşirim. Yazdıklarınıza dikkat edin rica ediyorum.

Oy ve yorum sınırı geçmeden lütfen bana yeni bölüm demeyin. Oy verirseniz tabii ki de yeni bölüm yazarım ama oy vermeden benden yeni bölüm isteyenler var, şaka gibi...
❄️

Jungkook

"Lee Na Young'a bağırdığını söylediler." dediğinde ses tonu kalın ve sinirliydi, çatılan kaşlarıyla kızgınlıkla bana bakarken içimden ona sövmekten başka bir şey yapamıyordum.

"İnkar edemiyorsun çünkü bağırdın değil mi?!" dediğinde az önceki ses tonundan daha çok sinirli çıkmıştı ses tonu ve bende dudaklarımı aralayacağım sırada aniden yanağıma inen sert tokat başımın yana düşmesini sağladığında babam tekrar sinirle konuşmuştu. Beyazlaşan saçlarına inat babamın ses tonu gürdü.

"İyi bir cezayı hak ettin. Bundan sonra benim dediklerimin dışına çıkmayacaksın." dediğinde eli pantolonunun kemerine gitmişti. Kemeri çözdükten hemen sonra ikiye katladığında gözlerimi gelecek olan darbenin acısını hisseder eşine gözlerimi acıyla kapattım çünkü ona küçükken karşı çıktığım süre boyunca şunu öğrenmiştim; Ne kadar karşı çıkarsan o kadar darbe inerdi tekrar bedenine.

O yüzdendi belki de bu suskunluklarım, korkaklığım, içine kapanıklığım ama günlerden pazardı ve babam evdeydi. Kaçışım ve kurtuluşum yoktu.

Bedenime inen sert darbelerden en azından kendimi biraz da olsa korumak istedim. Neyse ki bugün üstüme olacakları az çok tahmin ederek kalın bir kazak giymiştim.

Gözlerimden yaşlar akarken ağlamaya devam ettim. Hayır babamın vuruşlarına ağlamıyorum. O beni bedensel acıları alıştırmıştı, ben sadece bir babanın beni duygusal acılara nasıl alıştıramadığına ağlıyordum, çünkü şu an duygusal ve ruhsal olarak çok acı çekiyordum, muhtemelen şu an Jimin'de de aynısı olduğu gibi.

"Annenle boşandığımızda seni neden yanıma aldım zannediyorsun. Seni sevdiğim için mi?" deyip bana vurmaya devam ederken benden bir cevap beklediğinde acıyla tısladım. Her zamanki şeyleri söyleyecekti bu yüzden kesikçe konuşmuştum dediklerini umursamadan.

"Y-yüzüme v-vurma." dediğimde Jimin'in beni Pazartesi günü yüzümdeki yaralarla görmesini istememiştim. Tokat attığı yer her ne kadar kızarsa da birkaç saate geçeceğine emindim. Bu yüzden en önemli şey şu andan itibaren yüzüme vurmamasıydı.

Bu dediğime güldü ve diğerlerine göre daha sert bir darbe geldi sırtıma ama bir şey demedi ve benim cevap vermediğim sözlerime devam ederken bayılmanın eşiğine gelmiş olan bedenimi rahat bırakarak iki adım uzaklaşmıştı.

Idyllic «KookMin» [✓]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin