1.0

531 52 29
                                    

Multimedya; Alperen

Alec Benjamin - Let Me Down Slowly

🍁

"Benimle dalga mı geçiyorsun?" dediğimde, sert bir nefes vererek gülümsedi. Sağ elini burnuna götürüp elinin tersini burnuna sürttü. Ardından acıyla inleyip kafasını önüne çevirdi.

"Alp." dedim, bana bakabilmesi için kaldırımda biraz daha ona doğru yürüyüp önüne geçerek.

"Çok kötü görünüyorsun." dediğimde, bakışları gözlerimi bulmamış aksine yüzüm dışında her yere bakmıştı.

"İyiyim ben hadi seni eve bırakayım." dediğinde, çoktan yürümeye başlamıştı. Bir süre arkasından baktıktan sonra adımlarımı hızlandırıp ona yetiştim.

"Eve gitmiyorum." dediğimde, yürümeyi bırakmış ve çatık kaşlarıyla birlikte sorgular bir ifadeyle bana bakmaya başlamıştı.

"Ne demek eve gitmiyorum?"

"Dünden beri Melih'te kalıyorum." dedim, eğik başımla bakışlarımı yerdeki taşlardan çekmeden yürürken. Duraksayan adımlarla yanımda yürümeye çalışıp sanki kendisine bakmamı beklermiş gibi dikkatle çehremi incelemeye devam etti.

"Sebep?"

Kitabevinin olduğu sokağı geçip kaldırımda sola dönerek başka bir sokağa girdiğimizde sorduğu soruyu yanıtsız bıraktım. Birkaç saat önce yağan yağmurdan dolayı yerler ıslak ve küçük su birikintileriyle doluydu. Havadaki yoğun yağmur kokusunu içime çekip bir süre ciğerlerimin acısının dinmesini bekledim.

"Beste?" dediğinde, ikimizde yavaş adımlarla ilerlemeye devam ediyorduk.

"Hmm?" diye mırıldanarak sonunda bakışlarımı ona çevirdim.

"Cevap versene. Neden Melih'te kalıyorsun?"

"Sen benim sorularımı cevapladın mı? Hayır. O halde ben de seninkileri cevaplamıyorum." dediğimde, geniş kaldırımda yokuş aşağı inmeye başlamıştık.

"Siz kızlar gerçekten benim delirme sebebim olacaksınız. Söyle tamam. Ne istiyorsun?" dediğinde, sanki oynadığım bir oyunda yeni levele geçmiş kadar mutlu olup gülümsedim.

"Geçende Mücahit atıp tutuyor diyordun. Ama gördüğün gibi her şey gözlerimin önünde. Ne bu halin? Kiminle ya da kimlerle kavga ediyorsun sen?" dediğimde, sıkıntıyla bir nefes verip ellerini dağınık saçlarına götürüp daha çok dağıttı.

"Kavga etmedim."

Yürümeyi bırakıp devam etmesini istercesine kaşlarımı kaldırarak yüzüne baktım. "Of Beste bir şey yok diyorum işte. Uzatma." dediğinde, önümde dikilmeyi kesip sarsak adımlarla yürümeye başladı. Kaşlarımı çatarak arkasından hayıflanırken neden bize hiçbir şey anlatmadığını düşünüyordum.

"Bekle." dediğimde, hâlâ olduğum yerde durduğumu fark etmiş olacak ki, arkasını dönüp ifadesizce suratıma bakındı. "Melih'te soda kalmamış. Soda alacağım." diyerek, tam yanında durduğum marketi gösterdim.

"Bana da sade al. Bekliyorum burada." dediğinde, onu onaylarcasına kafamı sallayıp fazla beklemeden markete girdim. Kendime vişneli, Alperen'e ise sade olanından aldıktan sonra birkaç abur cubur da alıp ücretini ödedim. Marketten çıktığımda Alperen yorgun bedenini elektrik direğine yaslamış bir şekilde yarısını bitirdiği sigarasını içmeye devam ediyordu.

Yanına kadar ilerleyip onu yürütmek istercesine koluna girdim. Elindeki sigarayı tam bitirmeden yere atıp ayakkabısının ucuyla ezdi. Ağırlığının birazını bana verirken ikimizde sakin adımlarla yürümeye devam ettik.

BİR ÇİFT GÖKYÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin