2- Şirket

2.3K 87 2
                                    

Oylarınızı ve votelerinizi eksik etmeyin.
Seviliyorsunuz...

Homurdanarak uyandım çünkü Ceren başımda sinirli sinirli duruyordu.

"Uyansana kızım saat kaç oldu ? Senin kadar uykucusunu da görmedim gerçekten."
O konuşurken ben yastığın birini alıp kafama bastırdım.
Belki bi nebze de olsa sesini duymazdım ama bi türlü susmak bilmiyordu ki.

"Üniversitede anlıyordum seni uyku düzensizliği falan diye sana karışmıyordum. Peki şimdi niye?"

Birden yastığı çekti ve bi tane kafama yastıkla geçirdi.
Ardından "Ha anladııım." Dedi hafif kıkırdayıp "Sen diyorsun ki kocamın koynundayken pek uyuyamadım. Ama bak kocan taş gibi sabahın 7'sinde işe gitti sen hala uyu saat 10.00 oldu 10.00 ."

Bu kadar erken mi gitmişti yani?

"Evet tatlım kocamın koynundan çıkamadım oldu mu? Şimdi git! Uyuyacağım ben sabah sabah kulağımın dibinde de cırlama!"diye çemkirdim. Tabii ki yalandı söylediklerim, yeter ki başımdan gitsin.

Tekrar gözlerimi kapattım. Ama Ceren hala susmuyordu.
"Yani benim abim eskiden de işe erken giderdi ama bu kadar da değil. Demek ki o da dayanamadı garibim senin şu makyajı dağılmış suratına."

Birden yataktan kızla doğruldum.
"Çok mu çirkin olmuşum? Yani sen şey mi demek istiyorsun? 'Bu halini görüp midesi bulanmıştır.' mı demek istiyorsun?" O kadar masum sormuştum ki ben bile şaşırmıştım.

"Ya sen saf mısın? Abimle evlendiğinden beri bi bunama geldi sana. Ah doğru unutmuşum abim aklını başından alıyordur kesin. E taşş gibi mübarek ,abim diye demiyorum."

"Sen buraya abini övmeye mi geldin?"

"Yoo annem gönderdi 'git bak Ahu'ya daha iyi olmuş mu?' dedi."

"Niye öyle dedi ki?"

"Abim sabah iyi olmadığını başının döndüğünü söyledi. Rahatsız etmeyin dedi. Neyse hadi kahvaltıya in. Çabuk!" Deyip gitti.
Neden böyle bir şey söylediğini anlayamadım doğrusu.

Elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim. Yelda teyzeye ve diğer çalışanlara günaydın dedikten sonra kahvaltıya oturdum.

Kahvaltıdan sonra yine Ceren'le sohbete dalmıştık. Arada Yelda teyze da sohbetimize dahil oluyordu.

"Ya saat daha 12.30 ve yapacak hiçbir şey yok!"

Ceren şımarık bir çocuk gibi dudağını büzerek konuşuyordu. Yelda teyze ise onun bu haline gülüyordu. Sonuç olarak ailenin tek kızı ve en küçüğü , mızmız olması çok normal.

Ceren ani bi ışınlanma yaşamış gibi sağ elini havaya kaldırıp heyecanla şıklattı.
"Tabi ya Ahu kalk benim en sevdiğim şeyi yapmaya gidiyoruz."deyip iki elinin de işaret parmaklarını bana doğrulttu.
Aynı anda "Alışverişe" deyip gülmeye başladık.

Yelda teyze elindeki kahve bardağını masaya bırakıp
"Evet gidin de gezin şirkete de uğrarsınız. Bi babanıza bakın bakalım neler yapıyormuş. O yeni asistanı pek gözüm tutmadı benim. Nasıl biriymiş gidip bakın. Kızlar bunu yaparken sakın dikkat çekmeyin. Babanız anlar yoksa hemen." Deyip göz kırptı gülerek.

"Siz hiç merak etmeyin Yelda teyzemin. Bu iş bizde." Dedim gülerek. Ceren de bana bakıp gülüyordu.

"Ahu!" dedi sahte bi kızgınlıkla Yelda teyze. "Bak hala teyze diyorsun bana alınıyorum artık. Yoksa beni de annen olarak görmüyor musun?"

"Estağfurullah olur mu hiç öyle şey ağız alışkanlığı." Dedim buruk bi gülümsemeyle.

"Neyse anne biz gidiyoruz daha fazla geç kalmadan."dedi Ceren beni kolumdan tutup çekiştirirken.

TEK TARAFLI EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin