8- Hasta Bakıcı 💋

2K 71 0
                                    

Oylarınızı ve votelerinizi eksik etmeyin.
Seviliyorsunuz...

Tüm haftasonunu orada geçirdikten sonra tekrar Istanbul'a dönmüştük. Bayram baba evdeki çalışanlara biz olmadığımız için izin vermişti. Döndüğümüzde herkes yorgun olduğu için odasına girip dinlemişti. Savaş koltuktaki yerini almış bense yatakta ona doğru dönüp sabaha kadar onu izleyip derin düşüncelere dalmıştım.
Aradan 4 gün geçmişti. Savaş iki gündür çok geç saatlerde geliyordu. Geldiğinde ise sadece yorgunluktan uyuyordu. Bayram babayla sürekli çalışma odasında oluyordu. Konuşmalarından önemli bir iş için hazırlandıklarını öğrenmiştim. Onun dışında pek göremiyorum Savaş'ı. Ben de o uyuduktan sonra onu izliyordum sabaha kadar.

Saat sabah 5.30'a gelirken birden bire inleme sesiyle ne zaman uyuduğumu anlayamadığım uykumdan uyandım. Bu Savaş'tan geliyordu ama hala uyuyordu. Daha ne olduğunu anlayamadan tekrar inleyip başını yana yatırdı.

Hızla yatakta doğruldum ve hemen Savaş'ın yanında aldım soluğu. Hala tam olarak gözümü açamamıştım.

Elimle omzuna hafif dokunup
"Savaş?"

O sırada Savaş bacaklarını kendine çekip hırıltılı bir ses çıkardı. Elimi hızla başına koydum.
Savaş ateşler içinde yanıyordu.

Savaş'ı hemen dürtüp uyanmasını sağlamaya çalıştım fakat bu işe yaramadı.

"Savaş hadi kalk. Bak çok ateşin var uyan."

"Savaş?"deyip tekrar dürttüm.

Savaş gözlerini hafif aralayıp
"Ahu?"dedi ve omuzuna koyduğum elimi tuttu.
"Başım.. çok ağrıyor." Dedi ve araladığı gözlerini tekrar kapattı. Yeşil hareleri bile halsizliğini haykırıyordu.

"Biliyorum ama hadi uyan bir duş al. Çok ateşin var. Ben de gidip diğerlerine haber vereyim."deyip ayağa kalkacaktım ki Savaş tuttuğu elimi bırakmadı.
"Hayır.. gitme." Sesi mırıltı şeklinde çıkıyordu.

"Sadece haber verip geleceğim hemen. "

"Onları.." sesli bir şekilde yutkunup"...telaşlandırma boş yere."dedi yine mırıltı şeklinde.

"Nesi boş yere Savaş? Çok ateşin var! Doktora gitmen gerekiyor." Yüzlerimiz birbirine çok yakındı.

"İstemiyorum."deyip doğrulmaya çalıştı. "Bana yardım et."diye devam etti. Elinden tutup kalkmasına yardım ettim ve kolunu omzuna atıp yükünü hafiflettim.

Yavaşça banyoya doğru ilerliyorduk. Bana yükünü vermemeye çalışıyordu fakat o kadar hastaydı ki bu ona engel oluyordu.

Banyoya girip Savaş'ı klozetin kapağına oturttum. Duş alması gerekiyordu. Savaş'a doğru eğildim ve tişörtünün eteklerinden tutup kollarından geçirdim. Bunu yaparken omzu düşmüş geceliğime vuran sıcak nefesini iliklerime kadar hissediyordum. Işimi bitirdikten sonra Savaş'ı kolundan tutup kaldırdım. Yavaşça duşakabine ilerlerken birden durdu. Eli eşofmanın ipliğine gitti ve eşofmanı çözüp bacaklarından aşağı bıraktı. Sadece boxer ile duruyordu. Gözlerim şokla açılırken görmemiş gibi yaparak onunla birlikte duşakabine girdim. Tam çıkacakken birden suyu açtı ve onunla birlikte ben de ıslandım.

Birden çığlık atıp
"Savaş ne yapıyorsun sen?"dedim olayın şokuyla.

Beni kendine çekip sarıldı ve başını omuzuma koydu. Hiçbir şey söyleyemedim ve ellerimi omzuna koydum. Şu an ikimizde suyun altında deli gibi ıslanıyorduk. Çıplak vücudu tenime değdiği için kendimi çok tuhaf hissediyordum. 10-15 dakika öylece ılık suyun altında durduktan sonra ikimiz de çıktık. Havlu dolabından büyük bir havlu alıp Savaş'ın omzuna sardım. Savaş kendine gelmeye başlamış gözlerini vücuduma dikmişti. Aynaya bakışlarımı çevirip kendime baktım. Beyaz geceliğim sırılsıklam olduğu için her tarafım çıplakmış gibi gözler önündeydi. Aynada Savaş'la göz göze geldim. Hızla kendime de bir havlu alıp bedenime sardım.

Banyodan çıkıp Savaş'a birkaç kıyafet çıkardım ve tekrar banyoya götürdüm. Savaş hala bıraktığım yerdeydi. Kıyafetlerini bırakıp banyodan çıktım. O üzerini giyinirken ben de kendi kıyafetlerimi hazırlayıp banyodan çıkmasını bekledim. O çıktığında tam ben girecekken Savaş'ın koltuğa doğru gittiğini farkettim.
Koltuğa uzandı ve örtüyü üzerine çekti.

Savaşa yaklaşıp
" Niye burada yatıyorsun? Yatağa geçsene."

"Gerek yok."dedi kesin bir dille.

Üzerindeki örtüyü çektim ve kolundan tutup kaldırmaya çalıştım.
" Gerek var. Bu hasta halinle burada yatacak değilsin heralde. "

"Ahu gerek yok dedim." Deyip örtüyü tekrar üstünde çekmeye çalıştı.

"Ben de gerek var dedim. Hadi inat etme de git yatağa yat. "

"Rahat vermeyeceksin değil mi?"
Başımı iki yana salladım. Savaş yatağa yattıktan sonra banyoya girip üstümü değiştirdim. Banyodan çıktıktan sonra saat 6'yı geçiyordu. Savaş yatakta uyurken ateşini kontrol etmek için elimi başına koydum. Ateşi normal sıcaklığına düşmüş , duş işe yaramıştı.
Hemen hemen hiç uyuyamamıştım. Yatağın diğer tarafına oturup Savaş'a bakıyordum. Ne kadar da hayran olunasıydı.

Ateşi düşmüş mü diye tekrat elimi alnına koydum.
"Düşmüş çok şükür. "Deyip derin bir nefes verdim.

Çok uykum gelmişti. 1-2 saat uyusam iyi olacaktı.
Yatağın boşta kalan sağ tarafına yattım yüzüm Savaş'a dönük bir şekilde.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°○●○°°°°°°°°°°°°°°°°°

Sıcaktan uyandığımda zor nefes alıyordum. Üstümde de bir bacak vardı. Kafama kadar örtülü olan battaniye sıcaklık seviyesini epeyce artırmıştı. Yavaşça battaniyeyi indirdim. Yüzüme gelen ılık havayla rahatlama gelmişti. Üstüme atılan kolla birlikte birden irkildim. Kafamı arkaya doğru hafif çevirince sabaha karşı birlikte uyuduğum Savaş'ı gördüm. Hala uyuyordu. Yavaşça komodinin üstünde duran telefonuma uzanmaya çalıştım. Tam telefonu elime alacakken yatağa doğru çekilmemle bedenim Savaş'ın bedeniyle bütün olmuştu ve benim tüm hareketimi kısıtlamıştı .

"Savaş ne yapıyorsun? "Dedim şaşkınlıkla.

"Şşt. Sadece uyumaya ihtiyacım var. Tabii sessiz olursan."dedi uykulu sesiyle. "

"Ama ben hareket edemiyorum. "

"Ne gerek var? "Deyip sarıldı ve vücudunu daha da yasladı.

"Telefonuma uzanamıyorum. Ayriyetten sen ne diye girdin dibimde kadar? "

Arkama bile dönemiyordum.
Ses çıkmayınca tekrar telefonuma uzanmayı denedim. Zor da olsa almayı başarmıştım. Saate baktığımda 18.17 idi.
Şokla gözlerimi açtım. 12 saattir uyuyor muyduk gerçekten? Beni her sabah düzenli olarak uyandıran Ceren bile gelmemişti sanırım.

" Savaş , Savaş kalk çabuk akşam olmuş!" Dedim koluna vururken.

Benden ayrılıp yatakta doğruldu.
"N'olmuş yani? "

Ben de aynı şekilde doğrulup
"Nasıl ne olmuş Savaş! Akşama kadar uyumuşuz. Merak etmişlerdir. "

Savaş esneyerek yataktan kalktı.
Banyonun kapısını açarken yüzünde arsız bir gülümseme vardı. " Merak ettiklerini düşünmüyorum. Sonuçta onlar bizim akşama kadar 'sadece' uyumadığımızı düşünüyor. "
Dedi sırıtarak ve göz kırpıp banyoya gitti arkasında ağzı bir karış açık ben bırakarak. Yine söyledikleriyle beni utandırmayı başarmıştı.

TEK TARAFLI EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin