Bölüm 4

209 108 78
                                    

BÖLÜM 4

Bana gelen mesaj cidden doğruydu, otobüsümüz kaza yapmış herkes kurtulmuş ama Damla ile Bora...

Onlar kurtulamamışlardı, şuan hastenedeyim kaç saattir beni böyle uyutuyorlar yoksa uyanmamamı bekliyorlar bilmiyorum.

3 SAAT SONRA:

Uyandığım da sinir patlaması yaşamışım Damla'yı görmek istiyor onun iyi olup olmadığını, nerde olduğunu soruyordum. Doktorların bana verdikleri cevap ise "üzgünüz" neden üzgün olduklarını anlamayarak kaşlarımı yukarı kaldırıp büyük bir sinirle "ne demek üzgünüz lan, nerde Damla iyi mi?" diyerek kolumdaki serumu çıkartmaya çalışmıştım.

Doktor ise beni tek başına sakinleştiremediği için yanına iki üç tane hemşire çağırıp beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı ama başarılı oldukları pek söylenemezdi çünkü ben kolumdaki serumdan kurtulmuş odadan koşarak çıkmış hastanenin koridorların da "Damla neredesin lütfen şuan karşıma çık ve ölmediğini söyle" diyerek feryat ediyordum hem ağlıyor hem bağırmaya devam ediyordum.

Ta ki hemşireler beni bulup sakinleştirici iğneyi vuruncaya kadar...

Ne zaman uyandığımı bilmiyorum ama uyandığım zaman başımda doktorun hasta dosyama bir şeyler yazdığını görmüştüm.

İlkinin aksine daha sakin ve sesimi daha az çıkararak " Damla nerde?" diye sormuştum sorum çok netti, Damla neredeydi? Doktor ise yine ilkinki gibi "üzgünüz" demiş sonrasında sakin kalmamı ister gibi cümlenin devamını getirmişti " üzgünüz çünkü kendisi şuan yoğun bakımda yüzde seksen iyileşme ihtimali var ama şu son kırk sekiz saat onun için çok kritik" diye yapacağı açıklamayı yapmıştı ben ise doktorun yüzüne bakmayıp direk olarak bembeyaz tavanı izliyordum ve ağzımdan tek bir soru çıkmıştı, "onu görebilme şansım var mı?" doktor bu sorumun karşısında şoka uğramış bir şekilde yanıma gelerek "daha yeni uyandınız" deyince hemen sözünü kesip "umurum da değil" diyerek kesin kararımı ortaya koymuştum, doktor da bu kararımı anlamış olacak ki "tamam o zaman, on dakika içinde hemşireler sizi hazırlamak üzere gelirler sonra da gidip görebilirsin ama sadece on dakika" diyerek sorar gibi bakmaya başlamıştı benden onay bekliyordu anlaşılan, bende onun beklediği gibi "tamam" deyince, yaklaşık yedi, sekiz dakika sonra bayan hemşire gelip yoğun bakım ünitesinin kapısına getirmişti beni.

Saçıma ne ara bone takıldı ne ara üstüme mavi bir gömlek giydirildi hatırlamıyorum bile. Kapıdan içeriye girdiğimde onu görmüştüm... Damla'yı...

Orda öylece yatıyordu, yüzü bembeyaz olmasına rağmen hala çok güzeldi. Belki o hayran olduğum yemyeşil gözler şimdi bana ışıl ışıl bakmıyordu ama elbet bakacaktı.

Ne zaman olursa olsun Damla ne zaman isterse yemyeşil gözlerini açıp bana bakabilirdi ben onu beklerdim ister kırk yıl ister bir ömür yeter ki gözlerini açsın ben ölmeye de razıydım.

Yüzü bembeyaz olmasına rağmen güzelliğine hayran hayran bakarken yanımda ki hemşire "sadece 10 dakika onu üzecek veya gerilmesine yol açacak hiçbir şey demek yok çünkü o bunu duyar ve hisseder." deyince hiçbir şey demeden, sadece kafa sallayarak onaylamıştım hemşirenin dediğini.

Sanki hızla yanına gidersem görürde üstüne yürüdüğümü zannederek korkar diye düşünüp yavaş yavaş temkinli bir şekilde gidiyordum. Yanına ulaştığım da yere çömelip, elini tutarak, rahat konuşmak için boğazımı temizlediğim de artık konuşmak için kendimi hazır hissediyordum.

"Ben geldim hayatım..." dediğim de cevap bekledim aniden belki gözlerini açıp da sarılır bir umutla diye ama olmadı, konuşmadı, gözlerini açmadı, sarılmadı...

Cevap vermiş gibi gülüp dedim, yine cevap vermedi. O cevap vermedikçe gözlerimden akan yaşlar gibi umudum da damla damla akıp gidiyordudedim aniden ağladığımı hissedip de üzülmesin diye sonra hemen dedim, belki bunları gözleri açıkken diyemeyecektim ama böyle de duyuyordu, hissediyordu. diye ekledikten sonra yanında ki televizyon gibi şey ötmeye başladı sonrası zaten bir kargaşa; koşarak gelen hemşireler, beni oradan çıkartmaya çalıştıkları, benim direnerek neler oluyor ne olur ölmesin diye ağlamam ve doktorun gelip değerlerini hemşirelere söylemesi "nabzı düşüyor, kalp atışları hızlanıyor..." doktor bunları bir kere demişti ama dedikten sonra beynimin için de bu ses uğultuya dönüşmüştü hem de binlerce kez... Damla'ya bir şey olmaması lazım eğer ki olursa ben onsuz yapamam.

DAMLA OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin