Bölüm 12

108 59 34
                                    

12. BÖLÜM

Dertleşmek çoğu insana iyi gelirdi ama bana göre ellerine koz vermekten başka bir şey değildi'

'Zeynep Orgen

Ah bu ben kendimi, nerelere koşsam?

Saklansam bir yerlerde, gizlice ağlasam

Ah bu ben kendimi, nerelerde bulsam?

Çekilsem sahillere, hayaller mi kursam?

Mert'den..

Ah barmen kız hayatımda Damla olmasa kesinlikle sana aşık olabilirdim. İçses yine şaşırtmıyordu ama ya suçu içses de değilde kendimde arasam? Gerçekten böyle birşeyin imkanı var mıydı yoksa beynim sulandığı için mi böyle düşünüyordum emin değildim.

"Sevdiğim bir şarkı dans edelim mi?" bu soruyu sorarken gülümsemişti. Ahh gülüşü çok güzeldi gerçekten de.

"olur" diyerek ayağa kalkıp o herkes tarafından bilindik soruyu sormuştum.

"Benimle dans eder misin barmen kız?" yüzünde alayla karışık tatlı sıcak bir tebessümle kafasını sallayarak

"ismim Pelin, barmen kız değil" demişti.

Pelin... güzel isim ama ona göre güzel, bir başkasında bu ismin bu kadar güzel duracağını pek zannetmiyordum ama yine de keşke karşımda ki kız Pelin değil de Damla olsaydı bunu gerçekten çok isterdim.

"barmen kız demeyi tercih ederim, Pelin." Gülümsemiştim sanırım bu gülümsemem uzun zaman sonra en içten bir şekilde gülümsememdi çünkü o malum kaza olduğundan beri yüzümün doğru düzgün güldüğünü hatırlamıyordum bile.

"olur dans edelim" en son dediğimi tamamiyle duymazdan gelerek cevap verdiğinde bende kafamda ki gereksiz düşüncelerden kurtulmaya çalışmıştım.

.

.

.

"ohh be şarkının yarısında dans etmek için kalktık ama ayak bileklerim kopmak üzere hissedebiliyorum." Diyerek kalın olmayan ama incede olmayan sesiyle tatlı bir kahkaha atmıştı.

Ben ise sadece gülümsemekle yetinmiştim. Pelin de bunu fark etmiş olacak ki yüzüme doğru eğilerek

"sana bir şey sormak istiyorum?" demişti.

"aslında ben de sana bir şey sormak istiyorum." demiştim. Soracağım şey ise patronunun burada benimle olduğu için görse bile bir şey demiyor oluşuydu. Sohbet etmek dışında dans da etmiştik ve patronlar genelde böyle şeylere oldukça karıydılar.

"tamam ilk sen sor" diyerek önceliği bana vermişti ama centilmen falan olmak istemiyordum o an.

"patronun şu an burada benimle sohbet etmene sohbeti geçtim dans etmemize bir şey demeyecek mi?" bu soruyu beklediğini belli edercesini kafasını yavaşta sallayarak gülümsemişti.

"muhtemelen diyecek" verdiği bu cevabının karşısında biraz afallamıştım. Benim yüzümden azar yiyebilirdi daha kötüsü işinden olabilirdi ve ben bunun olmasını asla istemezdim. Vicdanı geçtim insanlık olarak bana uygun bir şey değildi.

"Yakalanırsan napacaksın peki? İşinden olabilirsin Pelin?" diyerek ayağa kalkmaya yeltendiğim sırada kolumdan tutmuştu. Gözlerim bir kolumu tutan eline bir de kızın suratında gelip gidiyordu.

Rahatsız olduğumu düşünerek elini hızla geri çekmişti ama rahatsız olmamıştım.

"kusura bakma aniden sen kalkınca" mahcupça gülümsemişti.

"sorun değil rahatsız olmadım ama işinden olmanı istemem" diyerek kendimi açıklamaya çalışmıştım.,

"sorun yok, gerçekten ben kuzenim falan derim hallederim bir şekilde"

"tamam o zaman" diyerek elimi iki yana açmıştım madem bu kadar sohbet etmek istiyordu kırmak ayıp olurdu.

"senin bana sormak istediğin soru neydi?" asıl konuya direk geçmek istemiştim çünkü önemliydi sanırım yerinde duramıyordu nasıl soracağını bilemiyormuş gibi.

"İnsanlar genelde buraya ya acı çektikleri için gelirler ya da eğlenmek için. Sen eğlenmek için geldin değil mi?" bu soru değildi bu daha çok 'lütfen eğlenmek içi geldiğini söyle'nin üstü kapalı haliydi. Peki ya ben bu soruya ne cevabı verecektim?

"öyle bir halim mi var?" cevabım yüzünün düşmesine sebep olmuştu. Ama gerçekler hiçbir zaman insanı mutlu etmezdi.

"anlatmak ister misin peki?" diyerek yüzüme umutla bakmıştı ama dertleşmek çoğu insana iyi gelirdi lakin bana göre ellerine koz vermekten başka bir şey değildi, öteki yandan daha iki veya üç saat önce karşılaşmıştık ve bunu benim açımdan nasıl bir şekilde koz gibi kullanabilir diye düşününce içimdeki mahkeme de ikinci seçenek galip gelerek anlatmaya karar vermiştim. Hepsini değil tabi ki de.

"aslında anlatmak iyi gelebilir bana"

"dinliyorum" diyerek gerçekten de küçük çocuklar gibi büyük bir hevesle beni dinlemeye başlamıştı.

"Bir kız var Damla." Anlatamayacak gibi hissetmeye başlamıştım ama hızla boğazımı bir iki öksürükle temizlemiştim. Her şey daha rahat anlatabilmem içindi.

"Lisede tanıştık daha çok ben onla tanışmış gibi oldum çünkü pek fazla konuşmazdı o, olabildiğince en arka sıralara otururdu. Ben de onunla bir kelime de olsa konuşabilmek için her şeyi yapıyordum.

İşte bir gün bu okula baya geç geldi bir veya iki ders falan kaçırdı ha bu arada okula baya erken gelir, kimse gelmeden sınıfta olmuş olurdu en arka sıraya oturabilmek için.

O otursun diye de ara sıra çocuk dövmek zorunda kalırdım hatta" burayı anlatırken gerçekten de gülmüştüm eskileri hatırlamak iyi gelmişti bana ama bundan sonrası çok kötüydü. Biraz durdum anlatmaya devam ederken.

"istersen anlatmak zorunda değilsin" sorun yok dercesine kafamı iki yana sallamakla yetinmiştim, anlatınca sanki kurtulacakmış gibi hissedecektim bunu az çok tahmin edebiliyordum.

"derse geç kaldı falan tabi ben şüphelendim ve doğru da çıktı. Bilinmeyen bir numaradan mesajlar geliyormuş buna. Her haltı da biliyor pezevenk." Aniden sinirlenip küfür edince

"kusura bakma" demiştim o da zaten sorun değil devam et dercesine elini savurmuştu.

"okul gezisine giderken kaza geçirdik tabi bunu da biliyormuş o bilinmeyen Damla'ya kazayla ilgili mesaj atmış ama söylemedi bana, bize. Damla'yı kollarımdan alıp ambulansa bindirdiler.

Yüzüne dokunmaya kıyamadığım kişinin yüzünde çizikler vardı Pelin. Bir süre komada kaldı uyandığında ise felç kaldığını öğrendik, kazaya dair çok bir şey hatırlamıyor." Diyerek devamını getirmemiştim gözlerimi yerden alıp Pelin'in yüzüne baktığım da ise ağladığını gördüm bu manzara kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu.

"neden ağlıyorsun"

"ismini bilmiyorum ama mutlu ol tamam mı Damla'da sende çok mutlu olun bunu hakkediyorsunuz" diyerek elleriyle yüzünü kapatıp hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. 

DAMLA OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin