BÖLÜM 19
🦋
Kalbimde ki yaralar ilk kez bu yaşımda açılmamıştı. Tamam belki Mert onları bir kez daha körüklemişti ama asla yaralar onun yüzünden oluşmamıştı.
Kalbimde ki bitmek bilmeyen yaralar ilk kez ben beş yaşımdayken oluşmuştu. Ailemin yangında öldüğü zamanlar da. O zamanlar çok küçüktüm pek bir şey hatırlamıyordum lakin bir takım şeylerin ters gittiğini daha o yaşımda hissetmiştim. Ailem öldükten biraz zaman sonra yurda yerleştirilmişim. Annemi her sorduğumda, her görmek istediğimi söylediğim zamanlar göstermezlerdi. Ben de her gece ağlar, tutam tutam saçlarımın uçlarından keserdim. Ailemin öldüğü bana ilk kez on üç yaşımda söylenmişti. Kabul edememiştim ilk zamanlar ama biliyordum da bir daha geri gelmeyeceklerini.
Ailem öldükten sonra hiç gülmedim. Gülmek istedim ama gülemedim. Kalbim körleşmişti sanki. Yangından nasıl sağ kurtulabilmiştim hala inanamıyor şaşırıyordum. Babam saygıdeğer bir iş insanıymış. Annem de ev hanımı. Annem ile babam otobüste karşılaşmışlar ilk kez. Babamın arabası arızalanmış çok önemli bir toplantısı olduğu gün. Aşık olarak evlenmişler.
Yurda yerleştirildikten on yıl sonra elime bir mektup ulaşmıştı. Annem ile babam ölmeden önce, sanki içlerine doğmuş gibi, mektup yazmışlar. Bu mektubu da babam, şirkette ki odasının kasasına koymuş. Okuyup okumamak arasında birkaç gün gidip gelmiştim. Gece uyurken onları rüyamda görene kadar...
Canımıza...
Kızım, kızımız. Sen bizim göz bebeğimiz, ilk evladımızsın. Bu mektubu okuyorsan bil ki biz ölmüş ve gökyüzünden seni izliyor olacağız. Seni sevdiğimizi her zaman bil güzel kızım. Çünkü sen her şeyin en güzelini en özelini hak ediyorsun. Kendini hiçbir şey ve kimse için üzme. Üzülmek senin en son çaren olsun. Sana değer verip, seni sevenlerle ol, hayatını onlarla devam ettir. Eğer olur da bir gün aşık olursan kızım, asla pes etme. Aşkının peşinden git. Bunu yaparken de asla kendini ezdirme. Küçükken cıvıl cıvıl ama bir o kadar asi bir kızdın. Hep öyle devam et. Kimse seni ezemesin ve üzemesin. Sultanlar gibi yaşa. Derslerine çalışıp büyük bir insan ol. Kocanda dahil kimseye muhtaç kalma. Güzel kızım... Bizi özlediğini biliyoruz. Bizi özleme. Özlemek acını arttırır sadece. Gözümüzün nuru, seni çok seviyoruz. Hoşça kal...
Annen ile Baban...
Mektubu açıp okuduğum gece uyumamıştım. Ağlama, üzülme demişlerdi ama ben aksine ağlamaktan, üzülmekten yorulmuştum.
Bir arkadaşım vardı yurttan mıydı yoksa ailem ölmeden önce oturduğumuz apartmandan mıydı hatırlamıyorum. Adı Efe'ydi. Acaba o şuan ne yapıyordu? Annesi beni oldum olası hiç sevmemişti, küçüktüm ama hissedebiliyordum. Hani çocuklar her şeyi hissederdi ya. Efe ile çok yakındık. Yüzünü hatırlamıyordum ama onu bile çok özlemiştim.
Kalbim paramparçaydı o zamanlar. Her gün onların öldüğünü hatırlayıp sinir krizleri geçiriyordum. Üç yıl sonra yurttan ayrılıp kendime ev tutmuştum. Babamın on sekiz yaşımda kullanabileceğim parayı her ay aynı miktarda bankadan çekiyor ve harcıyordum ama o da bitecekti bir gün.
Tuttuğum eve en yakın lise Güneş Devlet Lisesi idi. Kaydımı yaptırmak için görüşmeye gittiğim de zaten başka bir okulda kaydımın olduğunu öğrenmiştim. İlk başta tam kavrayamamıştım çünkü kaydımın olduğu okul bir kolejdi. Koleje gidebilecek param yoktu. Bankadan çektiğim para ev ihtiyaçlarına zor yetişirken, kolej bana haliyle hayaller de kalıyordu. Neden bu şekilde olduğunu araştırmak için bir çevrem de yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAMLA OLMAK
Novela JuvenilGüven problemi yaşayan bir genç kız... Günün birinde tanımadığı birisinden mesajlar alır ve hayatı tehlikeye girer. Tek güvendiği kişi en yakın arkadaşı iken sırtından bıçaklanır... #1asosyel