Nefret ettim kendimden. Yıllarca kendimden nefret ettim. Ama insanlardan daha çok nefret ediyorum.
İnsanların ruhlarını görebilmekten nefret ediyorum. En çok da bundan...
Her şeyimi ortaya koydum. Herkesin görebileceği şekilde. Savunmasızdım bu kör kuyuda.
Kalbimi görüp, incelediler ve yaralayabilecek yer aradılar.
Sığıncak ve güvenle kalabilceğim yerlerim olduğunu düşündüğümde bile şüpheyle bakmaya başladım.
Böyle bir Dünya'da endişelerimin olması çok doğal olmalı. Çünkü hiçbir şey kafamdaki gibi değil. Düşündüğüm ve hayal ettiğim her şey çok farklı. Davranışlar ve sevgiler çok başka. Açıkçası korkuyorum insanlardan.
Kendimi uçurumdan aşağı bırakırken hiç düşünmedim. Kanatlarımın ve meleklerin beni kurtaracağını hayal ettim hep.
Şimdi parçalanmış kanatlarımla yerin dibindeyim.
Çiçekli yolda yürürken rüzgarın önüme taş koyabileceğini düşünmedim hiç.
Keşke daha kolay gülümseyebilseydim ve maskemin arkasına sığınabilseydim.
Keşke siyah yollarımın hepsini gökkuşağına boyayabilseydim.
Ne kadar büyürsem büyüyeyim içimdeki özümün asla değişmediğini biliyorum.
Bütün acı gerçekleri öğrenebilseydim tek seferde, daha dikkatli olur muydum? Yoksa yine aynı saflıkla devam mı ederdim yoluma?
O kadar acıya rağmen her seferinde güzellikleri düşünmeden edemiyorum. Koruyucu meleğimi düşünmeden edemiyorum. Şu an olduğu gibi...
Mutlu olmak istiyorum. Bu hayatı doyasıya yaşamak istiyorum. Sevmek istiyorum. Bu Dünya'da kendimi sevmek istiyorum.
Ne kadar zor olsa da devam edeceğim. Benim hayallerim mavi. Aynı gökyüzü ve deniz gibi sonsuz.
Aynı senin gibi...19.07.2020
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKSİYETE GÜNLÜĞÜM
Chick-LitHayattan gerçekten zevk almamak da bir çeşit intihar değil midir?