10.08.2020
Arabanın açık penceresinden gelen rüzgar genç kadının toplu saçlarını arkaya doğru savuruyor sertçe yüzünü yalıyordu. Sağ eli sıkıca direksiyonu kavramıştı, sol elindeki sigarayı ise araba camından sarkıtıyordu. Yakıcı dumanı son defa içine çekerek camı kapattı.
Kız kardeşinin zor bir dönemden geçtiğinin farkındaydı. Bunu annesinin sorumsuzluğuna ve annesinin kocasının baskıcı tavrına bağlıyordu.
Efsun, annesini daha sekiz yaşındayken başka bir adamla yakalamış ve babasını aldattığını öğrenmişti. Küçücük kız çocuğunun kalbi yıllarca bu yükün ağırlığı ile atmıştı. Annesi şuan aldattığı adam ile evli, babası ise mezardaydı.
Kız kardeşinin babası, o adamdı. Efsun ikisine de nefret doluydu ama kız kardeşini hep ayrı tutmuştu. İki günahkârın kirli hayatında, Asya lekesiz taraftı.
Efsun Karaca'nın babası, Necati Karaca; karısının ihanetini hiç bir zaman kaldıramamıştı. Biricik kızı Efsun'u için dayansa da gün geçtikçe alkole daha da bağlanmış ve en sonunda üç yıl önce bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Babası için her şeyi yapmayı göze alan Efsun, babasının ölümünün ardından Karaca Holdingin başına geçerek yönetimi eline almıştı. Onun için suçlu belliydi; annesi ve o adamdı.
Efsun'un onlara zarar vermesini önleyen tek kişi vardı. Biricik kız kardeşi, Asya Çetin'di. Efsun, onlarla aynı evde yaşamak bir yana dursun, onların olduğu hiç bir ortama girmiyordu bile.
Genç kadın toplu saçlarından çıkan tutamları kulağının arkasına sıkıştırarak kulaklığını kulağına geçirdi. Ardından telefondan kız kardeşini aradı ve açmasını bekledi. Annesi ve o adamla kalmasa bile kız kardeşini kendinden asla uzak tutmuyordu. Sırf onun için bir aylık tatil planı yapmıştı. Kendi arkadaşları da onlarla olacak ve Asya'nın en azından biraz kafası dağılacaktı.
Telefon ancak dördüncü defa açıldığında Asya'nın sesini duyabildi. "Efsun'lum." dedi yorgun bir sesle. Efsun'un üzeri yorgunlukla gölgelenen sesi duymasıyla biçimli kaşları hafifçe çatıldı.
"Uyumadın mı sen?" diye sordu hemen Efsun, koyu kahverengi tonlarında olan gözleri kısılmıştı. Tatile gideceklerini önceden söylemiş ve hazır olmasını istemişti kız kardeşinden. Kontrolcü ve işini asla şansa bırakmak istemeyen bir kadındı.
"Uyuyacağım." dedi Asya.
Efsun bu cümlenin ne demek olduğunu daha sonra anlayacaktı.
Şuan ise dudağının kenarını ısırarak direksiyonu daha sıkı kavradı. Kafasını iki yana sallayarak, kız kardeşi görmese bile ona sitem etti. "Hazır olmadığını söyleme bana." dedi yumuşak tutmaya çalıştığı sesiyle.
"Hazırım." dedi genç kız bir solukta. Sesi buzulları aratmayacak soğukluktaydı. Efsun, kız kardeşinin bu tavrını ergenliğine veriyordu.
"Güzel." dedi Efsun memnuniyetle. "Evime aldıracağım seni güzelim. Oradan havalimanına geçeceğiz."
Asya'nın nefes alış veriş sesleri yayıldı kulaklığa. Efsun direksiyonu çevirerek sağ yola girdi. Evine gitmek üzereydi.
"Seni seviyorum abla." dedi Asya ve iç çekti. Efsun ağlamaklı sesi duyduğu an göremeyeceğini bilse de telefona baktı. Asya ona çok nadir abla derdi.
O, Asya'nın Efsun'lusuydu. Aynı babasının olduğu gibi.
Genç kadın afalladığını belli etmeden "Birazdan yanıma geleceksin." dedi neşeli çıkarmaya çalıştığı sesiyle. "Ne bu dramatize?" diye devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE
Teen FictionAy gökyüzündeki evinde hilale dönüktü. Bakışları hüzünlü, dalgın ve sönüktü. Gözlerine bir kız takıldı, duruşu dik olsada kanatları kırıktı. Kız büyüdü, Ay'da büyüdü. Herkesi büyüleyen kadının adı, Efsun'du. Birden fırtına koptu, Ay görünmez oldu...