Perdenin Ardındakiler - Düşlerim zifiri karanlık🌙
Göz kapaklarımın üzerini örten taşlar birer birer kalkmaya başlarken gözlerim yavaşça yeni bir güne uyandı. Başta olduğum yeri garipsemiș olsam da dün gecenin tozlu sahneleri gözlerimde canlanmaya başladı. Dün gece Kuzey'in evinde uyuyakalmıștım.
Olduğum yerden yavaşça kalkarken örgüsü çözülmüş ve örgüden dolayı kabaran saçlarım yüzüme düştü. Saçlarımı kendim açmamıştım ki ben saçlarımı serbest bırakmayı sevmezdim. Üzerimi örten yumuşak battaniyenin içinden çıkarak bacaklarımı koltuktan aşağı sarkıttım.
Gözlerim Kuzey'i görünce başta korkuyla duraksasam da sonra korkunun yerini şaşkınlık aldı. Benim yattığım koltuğun hemen karşısındaki koltukta bana dönük şekilde uyuyordu. Sessiz olmaya özen gösterdiğim için topuklu ayakkabılarımı giymedim. Saatin kaç olduğunu tam olarak bilmesem de Kuzey'in deyimiyle güneşin kızıl saçları gökyüzünü daha yeni aydınlatıyordu.
Saçlarımı hoyratça arkaya iterken uyuşan kaslarımı gerdirmek için kafamı arkaya doğru attım. Orta sehpanın üzerinde iki şişe ve bir adet kadeh duruyordu. Muhtemelen gece boyunca içki içmiş ve en sonunda sızıp kalmıştı. Tabii tüm bunların ben uyurken gerçekleşmesi gerçekten çok hoştu.
Telefonumu masanın üzerinde görünce kaşlarım çatıldı. Telefonumu buraya getirmek bir yana dursun çantamdan çıkardığımı bile hatırlamıyordum. Hemen telefonu elime alıp en son nereye girildiğinde baktım. Bir telefon görüşmesi yapılmıştı. Gece Leyla aramış Kuzey ise yanıtlamıștı zira ben o saatlerde onuncu rüyamı görüyor olmalıydım.
Ayağa kalkıp çıplak ayaklarla sessizce yürümeye başladım. Mutfak masasının üzeri hatta mutfak tamamen toplanmıştı. Uykum ağır değildi, en ufak sese bile gözlerim hemen açılırdı ama gece boyunca sadece uyumuştum çünkü buraları topladığını hiç hatırlamıyordum. Usul adımlarla salondan koridora geçtim ve vestiyere astığı ceketimi üzerime geçirdim. Ardından yeniden salona girdim, saçımı bağlamak için tokamı bulmam gerekiyordu. Salondaki her eşyanın üzerine baktım ama tokam yoktu sırf bunun için Kuzey'i de uyandıramazdım.
Tokayı aramayı bıraktım, ayakkabılarımı alıp çıkarken son bir defa gözlerim Kuzey'e yöneldi. Üzeri açık uyuyordu, evin içi soğuk değildi ama babaannem hep 'uyuyanın üstüne kar yağar' derdi. Elimdeki ayakkabıları sessizce yere bırakıp iç çektim. İçimi saran şefkat duygusu filizlenmeye başladı az önce benim üzerimde olan battaniyeyi elime aldım ve Kuzey'e yaklaştım. İçkinin keskin kokusunu alabiliyordum fakat o koku kendi tenine ait olan kokuyu bastıramamıştı. Battaniyeyi rahatsız olmayacağı şekilde üzerine örttüm. Başta kıpırdansa da kendini yeniden uykunun sessiz kollarına bıraktı. Yüzüne düşen saçları yavaşça parmaklarımı dokundurdum. Yumuşak saç tellerini narin hareketle alnından geriye doğru attım.
Şu an bu evde o uyurken bir şeyleri karıştırabilir, hiç bir şey bulamasam bile içimi soğutabilirdim. Fakat bu hareketim içimi soğutur muydu yoksa kendime olan saygımı zedeler miydi, cevabı belliydi. Bu yüzden yalnızca evden çıktım.
Kapıyı yavaşça kapattıktan sonra ayakkabılarımı giydim. Çantamı omzuma aldım ve asansöre yöneldim. Asansörün aynalarında saçlarımı serbest görmek garip hissettiriyordu. Masalın sonunu dinleyememiştim ama eğer Kuzey haklıysa Ay'ı, Güneş'in saçları ısıtıyordu ve bence bu masal onların kavuşmasıyla bitiyordu.
🌓
Sabahın ilk ışıkları henüz dünyaya yeni yeni serpilirken ben evime geçmiş, duş almış, kişisel her bakımımı yapmıș ve üzerime göbeğimi açıkta bırakan gömlek altına ise dizlerimin altında biten etek giymeyi tercih etmiştim. Uzun saçlarımı dalgalandırmıș, serbest bırakmıștım. Önü açık topuklu ayakkabılarımın zeminde çıkardığı sesler binanın kalabalığına rağmen duyuluyordu. Beni gören herkes ya "Günaydın" diyor ya da başlarıyla kısaca selam veriyordu. Keyifli bir gülümseme ile hepsine karşılık vermiş ardından odama çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE
Teen FictionAy gökyüzündeki evinde hilale dönüktü. Bakışları hüzünlü, dalgın ve sönüktü. Gözlerine bir kız takıldı, duruşu dik olsada kanatları kırıktı. Kız büyüdü, Ay'da büyüdü. Herkesi büyüleyen kadının adı, Efsun'du. Birden fırtına koptu, Ay görünmez oldu...