Scarlett Rose - Dark Times
Teoman- N'apim tabiatım böyle 🥀🌑
"Kabul ediyorum." dedim şaşıran gözlere aldırmayarak. Şuan aklımdaki en son şey belki de bu oteldi. "Şartların nedir?"
Kuzey'in yüzünde beklediğim tatmin olmuş gururlanan yüz ifadesi yoktu. Aksine en az benim kadar ciddiydi. Uzun masanın diğer ucuna yani tam karşıma oturarak ellerini masanın üzerinde birleştirdi.
"Kendini naza çekerek fırsatçılık kovalayan biri olarak görünmek istemem." dedi Kuzey, gözleri doğrudan beni hedef alıyor sanki sözlerini sadece bana söylüyordu. "Önüme gelen teklif benim için zaten oldukça kârlıydı. Kesinlikle maddi çıkarım doğrultusunda şart sunmayacağımı söylemek isterim öncelikle." dedi ardından tek elini koltuğunun kenarına koyarak arkasına yaslandı. "Sadece Barın tasarımı ve iç dizaynı ile bizzat ben ilgilenmek isterim."
Şart dediği şey bu muydu yani?
"Bu kadar mı?" diye sordum şaşkınlığımı gizleme gereği duymadan. Alper'e kısa bir bakış attım fakat o, benim aksime hiç şaşkın durmuyordu.
"Bu kadar." dedi Kuzey olağan bir tavırla. "İdare veya işletme kimde olur bilemem ama benim olacak yerin hesabını burada kimseye vermem. Muhatap olarak yalnızca ortağımı esas alırım."
Şimdi olduğu gibi sadece benimle muhatap olacağını alenen belli etmesi benim için bir sorun teşkil etmese de buradaki insanlar açısından hoş karşılanmazdı. Ama Kuzey'in bunu umursamayacağı zaten bu sözleri direkt söylemesinden belliydi.
"İster istemez bizde dahil olmak zorundayız." dedi Giray. Tecrübesizdi ama hafife alındığını düşünmek onu öfkelendirmiș olmalıydı zira bakışları ateşler saçan bir şömineden farksızdı. "Bireysel bir proje değil bu. Batarsakta birlikte, yükselirsekte."
"Batacağını düşündüğüm işe hiç bir zaman girmedik." dedim onu bozmak istemeyerek. Ama bu uyarıyı anlamasını umuyordum.
"Batacağını düşündüğüm kimsenin yanında olmadım." dedi Kuzey kendinden emin şekilde.
"O halde hayırlı olsun." dedi Alper zoraki gülümsemesiyle. Hayırlı olup olmayacağını bilmiyordum ama umarım bu işin içinden Kuzey Arslaner çıkmazdı, kardeşimin ölümüne sebep olan adamla ortak olmak zorunda kalıyor olmazdım, Asya'nın ruhuna ihanet etme düşüncesi bile beni kahrederken başta bir çok tarafını kabullendiğim bu planın ağırlığını ilk defa omuzlarımda hissediyordum.
"Otele kadar bizden birinin eşlik etmesini ister misiniz yoksa yolu bile tek giderim mi dersiniz?" diye sordu Giray alttan bir alayla.
Yersiz ego savaşına girmesini anlamsız bularak gözlerimi devirdim. Bu konunun direkt muhatabı olan ben bile bu kadar gocunmamıștım.
"Oteli biz gösterebiliriz." dedi Alper alaycı olmayan içten bir sesle. Giray'ın bu tavrı onu da rahatsız etmiş olmalıydı. Gözleri sorgulayan bakışlarla bana bakmaya başladı. Dudaklarımı büzerek "Olur." dedim ifadesizce. Kuzey ile iletişim kurmamız gerekiyordu ve Alper ilk bulduğu anı fırsata çevirmekten geri kalmıyordu. "Tabii Kuzey bey içinde uygunsa.." diyerek topu ona attım. Fakat bu nezaketen yapılmış hareketten ziyade bir emrivakiydi.
Kuzey'in gözleri kolundaki saate gitti. "Olur." dedi tok sesiyle. "Fakat bir arkadaşım daha bize eşlik edecek."
"Elbette." dedi Alper. Elimle Giray ve diğer iki kişinin çıkmasını işaret ederken telefonumu kulağıma götürüp Şule'yi aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE
Teen FictionAy gökyüzündeki evinde hilale dönüktü. Bakışları hüzünlü, dalgın ve sönüktü. Gözlerine bir kız takıldı, duruşu dik olsada kanatları kırıktı. Kız büyüdü, Ay'da büyüdü. Herkesi büyüleyen kadının adı, Efsun'du. Birden fırtına koptu, Ay görünmez oldu...