Arctic Monkeys - Do I Wanna Know🎶
🌓
Yaşanılan her an insanlar için birer yeni başlangıç ya da sondur. Fakat son bile bir başlangıçtır. Bir sonraki adımı düşünmeden attığımızda artık sonuçlarına da katlanmak zorunda kaldığımızı anlarız. Ancak sonuçlarının bizi etkileyeceğini bile bile o adımı atıyorsak, her şeyi arkamızda bırakmışızdır.
Her şeyi arkamda bıraktığımı biliyordum. Bu bir kumardı; varsayım üzerine plan yapıp, risk almak üstelik bunları bile isteye yapmak. Gözüm kapalı bu kumarı oynayabiliyordum zira kaybedecek kimsemin olmadığını biliyordum. Sonunda eğer yanacaksam sesimi çıkartmaya hakkım var mıydı, bilmiyordum çünkü başıma geleceklere razı gelmiştim.
Önümde Kuzey Arslaner'e ait fotoğraflar vardı. Beyaz tenini gölgeleyen siyah saçları rüzgarla dağılmış, gözleri direkt olarak kamerayı hedef almamıştı. Hiç bir fotoğrafında gözlerini tam olarak seçemiyorum çünkü hep farklı yerlere bakıyordu.
Beklediğim marjinal imajına oldukça tezat düşen giyimi beni bir kez daha ön yargılarımla yüzleştirmişti.
Uzun olmayan fakat yorucu görüşmelerin ardından İstanbul'a açılacak olan otelin barı için Kuzey Arslaner ile görüşülecek ve bir teklif sunulacaktı.
Holdingde bu haberin aleyhine sesler yükselse de Leyla'nın uğraşları ve benim kararım ile sesler bastırılmıştı. Direkt bizimle muhatap olamayacaktı fakat hatrı sayılır bir teklifle gidecektik. Hatta şuan gidilmiş olmalıydı.
Otelin barı için bir kar payı istemeyecek ve adının bizimle anılarak markalaşmasına olanak tanıyacaktık. Üstelik barın bütün masraflarını biz karşılayacaktık. İşletme ona ait olsa bile idare tamamı ile benim şahsıma ait olacaktı.
"Teklif için görüşmelere gidildi." dedi Leyla ciddi bir ifadeyle. "Bütçemiz oldukça yeterli fakat umarım bizi çok yolmaya çalışmaz." diye mırıldandı keyifsizce.
"Bu işe bende çok istekli değilim." dedim elimdeki fotoğrafları elimin tersi ile geriye iterek. "Üstelik asıl görüştüğümüz kişilere karşı zor duruma düştük."
Leyla elindeki kağıtları masamın üzerine bıraktı. Kaşları hafifçe çatılırken "Öyle." dedi onaylayarak. "Neyse ki Antalya için bize tavır almadılar."
Odamın kapısı tıklatıldığında yerimde biraz doğruldum. "Gir!" dedim yüksek çıkan bir sesle. Talimat ile içeriye proje yönetmeni Giray girdi. Onu daha iki saat önce Kuzey Arslaner'in yanına teklif için göndermiştik. Görüşmenin bu kadar kısa süreceğini düşünmüyordum belli ki bulduğu imkanı havada kapmıştı.
"Sizin şuan bir görüşmede olmanız gerekmiyor mu?" diye sordum, Giray'a oturması için masamın önünde duran koltuğu işaret ederek.
"Görüşmeye gittim Efsun hanım." dedi Giray koltuğa oturarak. Henüz yeni çalışmaya başladığı için önümde gergin bir şekilde oturduğunu biliyordum.
"Kuzey bey her şeyi gözü kapalı kabul etmiş anlaşılan." dedi Leyla alayla. "Bu kadar çabuk geldiğinize göre." diye devam etti kaşlarını kaldırarak.
Giray elindeki dosyaları sehpanın üzerine bıraktı. "Kuzey beye aldığımız tüm kararları ileterek bir teklifte bulundum." dedi Giray ve başını biraz yana eğdi. "Öylesine kârlı bir iş ki, inanın anlayamadım." dedi ve sıkıntılı bir nefes verdi. "Fakat teklifle ilgilenmek bir yana dursun resmen bizi başından savuşturdu."
Şaşkınlıkla büyüyen gözlerime mani olamadım. Sanki benden izinsiz hareket eden dişlerim dudaklarımı ısırırken dudağımın kenarı hafifçe kıvrıldı. "Teklifin kimden geldiğini söylemediniz o zaman?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASKE
Fiksi RemajaAy gökyüzündeki evinde hilale dönüktü. Bakışları hüzünlü, dalgın ve sönüktü. Gözlerine bir kız takıldı, duruşu dik olsada kanatları kırıktı. Kız büyüdü, Ay'da büyüdü. Herkesi büyüleyen kadının adı, Efsun'du. Birden fırtına koptu, Ay görünmez oldu...