BÖLÜM -11- Ev

78 9 1
                                    

Arabaya bindiğimde gerçekten çok heyecanlıydım. Beni almaya gelen 3 kişi vardı. Onlara kim olduklarını sordum ve bana kendilerini tanıtmaya başladılar.

"Ben Zehra. Annem ve babam ben küçükken ölmüş. Ben de sokakta su satarak yaşıyordum. Bizi kullanan Aslan adında kötü bir adam vardı. O adamı biri şikayet etti ve hapishaneye götürdüler. Ben de oradan kurtuldum. Bir gün açlıktan ölecekken onları gördüm. İşte şimdi burdayım."

"Zehra sen gerçekten hiç yetimhaneye gitmedin mi? Hep böyle sokaklarda mıydın?"

"Yanii .... Evet hiç gitmedim. Gitmekte istemem zaten."

Zehra ile konuştuktan sonra diyerleri de bana kendilerini tanıttılar.

Diğerlerinin isimleri de Çağatay ve Zeynep idi. Onlarda bana kendilerini kısaca tanıttıktan 20 dakika sonra arabadan indik. Arabayı kim kullanıyordu diye merak ediyorsanız hemen söyleyeyim 17 yaşındaki Ada adında bir kız kullanıyordu. Kız yeşil gözlü çok tatlı bir kızdı.

Arabadan indikten sonra biraz yürüdük ve eski bir binanın önünde durduk. Bina yaklaşık 3 katlı ve sanırım boştu. Elif kapıyı tıklayıp birşeyler söyledi ve kapı açıldığında bizi Mert karşıladı. Mert eğer bu çetendeyse neden hala yetimhanede duruyordu ki?

Elif bana parmağıyla yolu gösterip ilerlememi işaret etti.

Herkes bana bakıyordu ki Elif dikkatleri üstüne toplayıp konuşmaya başladı.

"Arkadaşlar bu İlgin. Çetemizin yeni  üyesi. Ceyda hadi İlgine içeriyi göster."

Ceyda oflayarak yanıma geldi ve bana yapmacık bir şekilde gülümsedi. Ben de ona gülümsedim ve bana içeriyi gezdirmeye başladı.

Dışarıdan bakıldığında pek büyük görünmüyordu ama içerisi baya büyüktü. Elif çaldığımız şeyleri içeriye koyup birilerine selam verdi. Sonra biz Ceyda ile boş bir odaya  girdik. Odada sadece bir lamba ve battaniye vardı. Bu eski püskü odaya neden gelmiştik anlayamamıştım.

"Neden buraya geldik?"

"Bodrum katına inmek için."

Ceyda battaniyeyi kaldırıp yere fırlattı. Ve ordaki kapıyı kaldırdı ve bana gelmemi işaret etti. Ordaki merdivenlerden inmeye başladık. Oda çok karanlıktı. Ceyda bi an ışığı açtı ve gördüklerim karşısında şoka girdim.

Içeride birsürü bilgisayar ve teknolojik alet vardı. Burası sanırım araştırma yerleriydi.

"Şimdi sana bir telsiz vereceğim. Bunu hediye olarak algılama. Herkeste haberleşmek için var."

"Tamam teşekkürler."

"Rica ederim."

"Peki birşey sorabilir miyim?"

"Tabii."

"Buradaki bilgisayarlarla ne yapıyorsunuz?"

"Birilerini hackliyoruz. Bazı yerlerdeki kilitleri bozuyoruz. Ya da bazı insanların kimliklerini tespit ediyoruz falan işte. Daha birsürü şey var ama zaten ilerde bunları anlayacaksın."

Biraz durduktan sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Haydi gel yukarı çıkalım. Zaten görmen gereken yeri gördün."

Tamam dercesine kafa salladım ve peşinden geldim. Yukarı çıktığımda herkes makarna yiyordu. Bende bir tabak alıp yanlarına oturdum. Herkes daire yapmış, konuşmadan makarnaya odaklanmış yiyordu. Ama gerçekten makarna güzeldi. Yani yetimhanedekilre göre gayet harikaydı. Yedikten sonra Elif herkese 1 kağıt verdi ve yarınki intikam alacağımız adam ile ilgili bilgiler vardı. En azından okumayı biliyordum. Derslerim de gayet iyiydi. Orada gönüllü çalışan bir abla bana öğretmişti.

Kâğıtta 40 yaşında buradaki birinin ailesini katleden bir adamın resmi vardı. Herkesin farklı acıklı bir hikayesi vardı burada. Içerde yaklaşık 20-25 çocuk vardı.

Bu hayatta bazılarımız dünyaya şanslı gelmiyor işte.

Saat yaklaşık 11 olmuştu. Elif bana uyumam için 1 yastık 1 çarşaf ve 1 battaniye uzattı. Battaniye biraz eski ve pembe renkliydi. Öghh pembe renginden nefret ederim!
Ama başka alternatifim yoktu. Zaten hiç olmamıştı. Hayatımda ilk defa pembe bir battaniyem olmuştu. Ehh bu da bişey.

Herkes bir odaya toplanmış uyuyordu. Daha doğrusu uyumaya çalışıyordu. Ben de battaniyeyi üstüme örtüp derin bir uykuya daldım...

______

Merhaba yeni bir bölümle daha karşınızdayım. Umarım bölümü beğenirsiniz...


:)

YETIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin