on altıncı bölüm

410 45 75
                                    

ama sanki, bu halini görüpte sana aşık olmuşum gibi hissediyorum.

yibo; bir maket olan sırtındaki beyaz, martı tüyleriyle süslenmiş kanadın, kendisini gerçek anlamda uçurduğunu hissetti. zhan'ın emin olmadığını belirtir bir tavırla kıstığı gözlerinin arkasında yer alan beyni, sanki yibo'yu bu giysiler içerisinde gördüğü zamanı ve hatıraları anımsamakla uğraşıyordu. pes edercesine nefesini dışarıya verirken, yibo'nun hayal kırıklığına uğramış yüz ifadesiyle karşılaşmak şaşkınlığa doğru iteledi zhan'ı.

"bir şey.. mi oldu?"

titrekçe kaldırdığı parmağını kendini işaret etmek amaçlı göğsüne götürdü. bilip bilmeden, kötü bir şey söyleyip söylemediğini kolaçan etmek istiyor gibi görünüyordu zhan. yibo başını iki yana salladı.

"yok bir şey, daldım sadece. sende bu giysilerle çok hoş görünüyorsun bu arada."

zhan hızlıca yanından çekip giden yibo'nun ardından baktığıyla kaldı. sonra bir köşesini kıvırdığı dudaklarının aralanma şiddeti büyüyerek bir gülüşe dönüştü.

"yibo bana.. hoş göründüğümü söyledi. AH TANRI'M DELİRECEĞİM."

yibo'nun peşinden seri adımlarla, sahneye doğru yol aldı zhan.

xuan lu, ziyi, kuan, zan jin ve şanssızlık eseri olarak oyuna dahil olmuş yu bin ile fan xing'in yanına vardıklarında yizhan ikilisi; onların da kendi cüppelerini giyinmiş, peruklarını takmış olduklarını farkettiler, xuan lu dışında.

yu bin ile fan xing; giymeleri emredilen paçavraların içerisinde oldukça rahatsız görünüyorlardı ki dudaklarını büzmüş, kollarını havaya dikmişlerdi. sanki bir çöp bidonun içerisindelerdi, öyle bir haz edememezlik durumu hakimdi. haklı da sayılabilirlerdi bir nevi, fan xing ile yu bin tiyatronun son sahnesinde yer alacaklardı; wuxian'ın flütüyle yeniden hayata dönen ölmüş bedenler olarak. pek gurur duyulacak bir rol olduğu söylenemezdi.

"pekalaa!" xuan lu avuç içlerini birleştirdi ve çizgi filmlerdeki heyecanlanan karakterler gibi adeta gözlerinin üzerinde kocaman birer yıldız belirdi.

"yibo ile zhan! sizin ilk tanışma sahnenizi oynamaya çalışalım mı, sadece birazcık? replikleri elinizdeki kağıttan okuyabilirsiniz, yalnızca deneme ve kimyalarınız birbirinizle uyuşuyor mu onu kontrol etme amaçlı."

tabii bu amacın dışında xuan lu'nun aşırı erkeklerin birbirleri arasındaki aşklarına fanatik olması da yer alıyor olabilirdi. birbirine yakıştırdığı iki insan olan zhan ile yibo'nun bir an evvel ilk sahnelerini oynamaya çalışmalarını izlemek istiyordu.

diğer öğrencileri yanına aldığı gibi aşağıya inen xuan lu, yanıt vermelerini beklemeden yibo ile zhan'ın repliklerinin yazılı olduğu senaryo kağıtlarını fırlattı.

"hafta sonu hazırladık hepsini, sahneler aynı yibo'nun bize bahsettiği şekilde yazıldı. haydi bakalım, başlayın!"

çektiği beyaz, plastik sandalyelerden birine oturan genç kız, kendini yönetmen sanar gibi bacak bacak üstüne attı ve kollarını göğsünde kavuşturdu.

zhan elindeki kağıda bakındı.

birinci sahne: ilk tanışma.

"ah, yerde uzanıp içki içmem gerekiyor?"

bu eylemin nedenini merak eder biçimde kısa çaplı bir bakış fırlattı, senaryonun fikir babası olan sevdiği adama. yibo elindeki kağıda üstünkörü bir bakış atıyordu, aslında buna hiç gerek yoktu. nihayetinde o şuanda gerçekleştirecekleri sahneyi tüm ayrıntılarına dek zihninde defalarca kez hatırlayıp, yaşatıyordu.

kanatlarından mahrum bırakılmış ‹yizhan›Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin