aynı kahve dükkanı, daha seyrek müşteri ve bu seyrekliği doldurmak istercesine birbirine birleştirilmiş iki masanın, etrafına sandalye çekip kurulmuş yedi beden vardı. masanın üzeri herkes için bir fincan kahve ve bu kahveleri görünmez edecek kadar da çeşit çeşit çerez ile kaplanmıştı. sınav haftası kimisi için mutlu ve kimisi içinse mutsuz bir sonla bitivermişken, bu haftadaki çalışmaları adına birbirlerini kutlamak için buluşmuş bu gençler son derece memnun görünüyorlardı; tek biri harici.
"biz sınavlara ve sanırım sınavlarda xuan'a girdi." xing, yu bin'in ağzına bir avuç leblebi tıkıştırması sonucu bir fincan gibi şişen yanaklarını avuç içleri ile saklarken, çatılan kaşlarınıysa bu eylemi gerçekleştiren şahsa doğru çevirdi. xuan; yu bin ile xing'in aralarındaki tatlı atışmalarına karşı göz devirip, oturduğu yerde homurdanmayı sürdürdü. dükkana geldiklerinden bu yana ne ağzını bıçak açmış, ne de göğsünde birleştirdiği kollarını çözmek için bir hamlede bulunmuştu.
"ben hala daha zhan-ge'nin ilk yirmiye girmesinde kaldım. cidden bir yanlışlık olmadığına emin miyiz?" abisine karşı oklarını doldurtan cheng, yaramaz iki oğlanın ağızlarındaki çerezleri püskürtmemek namına birbirlerinin dudaklarına avuç içlerini dayamasını seyretti hemen ardından. zhan hemen yanında yer alan sevgilisinin masanın yüzeyinde, fincanının hemen yamacında yer alan elinin üzerine bıraktı kendi elini ve parmakları ile okşadı yumuşak deriyi. "hepsi yibo'mun sayesinde." yanakları al al olan yibo, sadece başını eğmekle yetindi. hala daha dersini almamış olan xing ise, arkadaşı xuan'a laf atmayı sürdürüyordu.
"sende sevgilin ile takılacağına ders çalışsaydın ya da daha yüzünü bile görmemiş olduğum sevgilinden sana ders çalıştırmasını isteseydin böyle olmazdı." yu bin, xing'in pantolonunun üzerinden derisini mıncırınca, xuan'ın kendisine doğru çıkarmış olduğu dili göremez oldu xing acıdan.
"ah, bu arada." ziyi, hem bu birbirine atılan lafları sonlandırmak hem de müjdeyi vermek için havaya kaldırdı işaret parmağını ve muzipçe sırıttı. "cheng ile biz çıkıyoruz." cheng kendisinden hiç beklenmeyecek bir şekilde ve dozda kızarmaya başlamış iken, diğer beş beden de ağızları açık kalakaldı bir süre. hemen ardından şaşkınlığı kısa süren yu bin araya kaynaştı. "belliydi." cheng çatılan kaşları ve soru işareti yüklü gözleriyle süzdü karşısındaki bedeni. "nasıl belliydi?"
omuzlarını silken yu bin, alt dudağını sarkıtırken bilmiş bir edayla da gerildi; sırtını arkaya vererek. "cheng kanka, kusura bakma ama çok belli ediyordun. okulda bulunduğun her saniye, ders kitapları dışında gözün ziyi'deydi. beni bile bıktırmıştın gerçekten." kızarmadan morarmaya doğru evrilen yüzünü, elleri ardına saklayan cheng'in aksine son derece normal görünen ziyi, kahvesinden bir yudum daha alarak kıkırdadı. "nasıl farkedememişim bunca zaman hiç bilmiyorum. gerçi sıramda otururken hep sırtım ürperirdi, demek cheng'in bakışları sebebiyleymiş." bu sefer de abisiyle uğraşan cheng'e okları doğrultan masadaki diğer kişiler; yu bin'in tekrar dudaklarını aralaması sonucu sükunetlerini geri kazandı.
"bir dakika, şimdi bu durumda masadaki tek saplar xing ile ben mi oluyoruz?" önce kendini, sonra da yanındaki bedeni işaret parmağı ile gösteren yu bin, herkesten beklese dahi o kişiden beklemeyeceği atağı gördükten hemen sonra duraksadı. kahkaha tufanının esiri olmuş yibo, tek eli ile ağzını kaparken göz pınarlarında biriken yaşları sildi bir çırpıda. "kusuruma bakma ama.. xing ile ikiniz çıkmıyor muydunuz ki?" yibo'nun dedikleri üzerine onaylar maksatlı başını sallayan zhan da araladı dudaklarını. "sürekli birbirinizle uğraşıyor, aynı tabaktan besleniyor ve son günler tahin ile pekmez gibi birbirinizden ayrılmıyorsunuz."
bu onaylama işi, xuan'a kadar uzanmışken yavaşçana bedenlerini birbirine doğru döndüren ikilinin yüzleri kasılmıştı. "ne yani.." xing iki elini de yanaklarına dayayarak hayrete düşmüş gibi bir ifadeyi yerleştirdi suratına. "BİZ ÇIKIYOR MUYUZ?" xing'in beyninin beş kişi tarafından da manipüle edildiğini düşünerek, onun salaklığına laf atacak gibi olan yu bin, son bir ayı göz önüne getirdiğinde sahiden de yibo ile zhan ikilisinden eksik hiçbir şey yapmadıklarını farkederek afalladı. "BİZ NE ARA ÇIKMAYA BAŞLADIK?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kanatlarından mahrum bırakılmış ‹yizhan›
Hayran Kurgulan wangji ile wei wuxian'ın tek suçu birbirlerine aşık olmaktı. ve bir melekle şeytanın birbirine aşık olmasıysa en büyük suçtu. [modc isimli bir çin dizisinden benzerlikler içermekte ilk bir kaç bölümü. onun dışında kalan bölümler ve olay örgüsü t...