Mirza'nın dişleri sıkılı olsa da bozuntuya vermeden içeri girdik.
"Ah nihayet canım kardeşim, nerelerdesiniz?" Dedi Fırat yapmacık bir gülümsemeyle yanıma yaklaşırken. Gözlerimi kısarak suratına baktım, ne planlıyordu yine?
"Güzelim hani gelmeyecekti abinler?" Dedi kızıl saçlı kadın sevecenlikle bana bakarken. Mirza ise bir küfür mırıldanmıştı. Fırat bana sarılırken kaşlarımı çattım, gözlerim Mirza'ya kaydığında çenesinin kasıldığını farkettim. Fırat'ı görmeye tahammül edemiyordu.
"Sen hiç özlemedin herhalde."
"Aynen kızım sarılsana abine bak o kadar yol gelmiş." Dediğinde dişlerimi sıkıp kollarımı Fırat'a sardım.
"Aferin. Kimmiş öğrendin mi?" Dedi kulağıma fısıldayarak.
"Hayır." Derken nihayet geri çekilebildi.
"Ne demek hayır?!" Dedi fısıltı ve ölüm gibi bir surat ifadesiyle suratıma bakarken. Kaşlarım çatık halde geri çekiliyordum ki kolumu tuttu. Etrafa bakındığımda bir tek Mirza'nın bizi izlediğini farkettim.
Kolumu sıkarak ona bakmamı sağladı Fırat. "Sen beni hafife alıyorsun sanırım, yapacaklarımın sınırı yok bilmiş ol." Dediğinde kolumu sertçe ondan kurtarıp yanından geçtim. Mirza elimi tutarak ona daha yakın olmamı sağladı ve odamıza çekiştirdi.
"Canın acıdı mı?" Dediğinde anlamayarak suratına baktım.
"Bileğin." Dedi ve elimi tutarak kaldırdı. Hafif kızarmıştı.
"Ha, yok. Hissetmedim bile." Dedim yalan söyleyerek.
"O itin parmaklarını koparmak istiyorum."
"Sakin ol lütfen, bunun kimseye faydası olmaz."
"Fırat'ı yakınlarımızda görmeye dahi katlanamıyorum." Dedi elleriyle şakaklarını ovarken.
"Bende öyle." Diye mırıldandım.
"Niye her fırsatta yanındasın o zaman."
"O ne demek ya, ben mi onun yanındayım?" Diyerek sitem ettim.
"Kulağına bir şeyler fısıldıyor bu hoşuma gitmiyor." Dediğinde ne yapacağımı şaşırır bir halde odada göz gezdirdim.
"Seni üzecek bir şey yaparsa onu öldürürüm."
"Saçmalama."
"Andım olsun." Dediğinde inanamayan gözlerle ona baktım. Ne geliyorsa sen birilerini öldürdüğün için geliyor zaten başımıza Mirza. Peki öldürdüklerini neden öldürüyor? Benim için, benim için ve en acısı da bu ya zaten.
Yavaş adımlarla ona yaklaştım ve tam önünde durdum. "Benim için bir daha birini öldürmeni ya da zarar vermeni istemiyorum, lütfen." Dedim eline dokunarak. Gözleri her bir ayrıntımı aklında tutmak istercesine beni süzüyordu.
"Gerekirse yaparım."
"Mirza." Diye fısıldadım. "Yapma lütfen."
"Anlamıyorsun." Dedikten sonra geri çekildi. "Bu işin dönüşü yok."
"Hangi işin?" Dedim fakat cevap vermeyerek dolabına gitti. Üzerindeki tişörtü bir hamlede çıkarırken gözlerimi başka tarafa çevirdim. Üzerini giyindikten sonra önümden geçti kapıyı açıp çıkıyorken bir anlığına bana kaydı gözleri. Bakışları bir kaç saniye boyunca yüzümde gezindi fakat hiçbir ifade barındırmıyordu. Bir şey diyecek gibi oldu ama o sırada dışarıdan birinin seslenmesiyle derin bir nefes alıp çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEYUS(Ara Verildi)
Teen Fiction~ "Ben katilim." Diye tekrar etti bir kız, o bir katildi ve öyle de kalacaktı. Olmayan fakat sadece kendisinin gördüğü kanlı ellerini silmeye çalıştı. Ne kadar silerse silsin gitmiyordu kan ve onu delirtecek bir güçte beynini esir altına alan düşünc...