II- ZİHİN KIYILARINDAKİ ÖFKELİ DALGALAR

19 4 0
                                    


ZEMHERİR

II- ZİHİN KIYILARINDAKİ ÖFKELİ DALGALAR   

      

🔥

"İnsanlar plan yapardı.

"Hayat ise o planların üstüne bir oyun kurgulardı."

🔥


"Efnan..." Zihnimdeki kanlı ihtilalden sıyrılmamı sağlayan, Altuğ'un adımı telaffuz edişiydi. Böyle olmaması gerekiyordu. İntikam ateşimi harlayan şirketin aradan çekilmemesi gerekiyordu.

"Kim?" Dedim sadece. İçimdeki karışıklığa rağmen oldukça stabil bir şekilde dilimden dökülmüştü bu kelime.

"Bilmiyorum. Şirketin yeni sahibi gizli tutuluyor." Çekindiğini anlayabiliyordum. Öfkemden ziyade, sakinliğimden korkuyordu. "Bir şey söylemeyecek misin?"

Omuz silktim. Bedenimden, ruhumdan, varlığımdan taşmak için damarlarımı zorlayan öfkeyi zorlukla zapt ediyordum. "Ne söyleyebilirim ki Altuğ?" Hastalıklı sayılabilecek bir gülüş peyda olduğunda dudaklarımda, her ikisinin de telaşı gözlerine sıçramıştı.

"Tarık Karacahan'ın ölüm korkusu, uğruna bir aile yakıp paramparça ettiği şirketinden daha baskın gelmiş." Dedim alayla. Ne amaçla Kudret Karacahan'la bir olup hisseleri satmışlardı, bilmiyordum ama emindim ki bu hamlelerinin ucu da bir şekilde bana dokunuyordu.

Uğruna babamı harcadıkları şirketi, çok kolay gözden çıkarmışlardı.

İsterse hayat, şeytanın soytarılık yaptığı bir gösteriyi izletsin gözlerime. Şahit olsun şu evrende yaşayan herkes ki intikamıma hiçbir varlık engel olamayacak.

"Orası öyle gibi görünüyor. Şirket, tek güvenceleri ve onu elden çıkarmak için geçerli bir nedenleri olmak zorunda." Parmaklarımla koltuğun kenarındaki deri yüzeyde bir ritim tuttururken bakışlarım, konuşan Altuğ'u buldu.

"Ama bu akılsızca yapılan bir hamle olurdu." Kaşları çatılmış, dudaklarından fısıltı gibi dökülmüştü bu cümle. Altuğ'la eş zamanlı olarak gözlerimiz Zehra'yı buldu.

"Ne diyorsun Zehra?" Sorgulayıcı bir ses tonuyla konuştu Altuğ. Zehra, olaylara tam olarak hâkim değildi. Bir şeyler bilse de bunlar, yaşananların yanında çok önemsiz ayrıntılardı.

"Şirketi satmalarının nedeni ne sizce?" Zehra'nın Altuğ'u yok sayarak sorduğu soruya karşılık, ifadesizliğimi koruyup zihnimden geçenleri dışarı yansıtmadım. Zeki bir kızdı ve bu zekâsı hayranlık uyandırıcıydı.

"Korku Zehra..." Dedim kendimden emin bir şekilde, kara gözlerimi ela harelere dikmiştim. "Öylesine nedenlerden dolayı şirketi elden çıkarmazlar. İflas eşiğinde de olsalar, şirketin kendi ellerindeyken batmasını isterler. Tanıyorum onları." Önüme düşen bir tutam saçı özensizce geriye attım. "Bunu onlara yaptırabilecek tek şey korku."

Cevabımla birlikte başını iki yana salladı onaylamadığını belli edercesine. Kaşları, ela gözlerini gölgelemişti. "Hayır, bu çok anlamsız."

"Anlamsız olan ne Zehra?" Bizi yok sayıyor, sesli düşünüyordu.

"Senden korkuyor olabilir. Ama seni daha da kızdırabileceğini tahmin ettiği bir şeyi yapmış olması... Çok anlamsız değil mi?"

ZEMHERİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin