smoke

five

Arkasındaki adımlar gittikçe yaklaşırken Minho adımlarını hızlandırmayı bırakmıştı.

Ne olacaksa olsun diye düşünüyordu.

Aniden kolundan tutulup döndürülmesi ile afallamıştı.

Karşısındaki adamlara tek tek bakıp sinir bozucu bir şekilde sırıtmıştı.

Yakın durdukları için üzerlerinden gelen içki kokusunu almıştı. Yüzünü buruşturmuş ve birkaç adım uzaklaşmıştı Minho.

Adamlara bakıyordu, hepsinin de yüzünde ayrı sırıtış vardı ve bu hiç hoş bir görüntü değildi.

Yüzüne gelen yumruk ile hafif gerilemişti. Dudağından yayılan metalimsi tadı aldığında dudağının patladığını anlamıştı.

Tekrar gelen yumruğu kolu ile engellemiş ve adamın suratına bir yumruk indirmişti.

Karşısındaki adam yumruk darbesi ile gerilediğinde, diğeri Minho'ya bir hamle yapmıştı.

Minho eğilip yüzüne gelecek olan darbeden kurtulup adamın karnına yumruğunu geçirmişti.

Yan taraftan gelen darbeyi anlayamamıştı ancak.

Kaşının patladığını hissediyordu ve öyle de olmuştu.

Kavga giderek kızışıyordu ve Minho da yorulmaya başlamıştı. Üç kişiye tek kişi olması da aleyhineydi.

Tüm bu kavgayı dışarıdan izleyen genç, sonunun kötü biteceğini anladığı zaman hızlıca kavga edenlerin yanına gitti.

Adamları biraz da olsa geri püskürttüğünde yanında duran çocuğun elini tutmuş ve hızla koşmaya başlamıştı.

Adamların hala iyi durumda olduğunu ve onları takip edeceklerini düşünüyordu genç.

Omzunun üzerinden arkasına baktığında tahminin doğru olduğunu anlamıştı.

Hızını biraz daha arttırıp ara sokaklardan geçmeye başladılar.

Minho da ne olduğunu anlayamamıştı ama ayak uyduruyordu.

Arkalarında bulunan ayak sesleri giderek uzaklaşmıştı.
Onların artık peşlerini bıraktığını düşünerek omzunun üzerinden arkasına baktı. Peşlerini bırakmışlardı.

İki evin arasında bulunan küçük boşluğa attı kendini genç. Yanındaki de onunla birlikte.

Sırtını duvara yasladı, ellerini bacaklarını yaslayıp nefesini düzene sokmaya çalıştı.

Çaprazında duran Minho da onun gibiydi. Başını eğmiş terden sırılsıklam olmuş saçları aşağı doğru düşmüş yüzünü kapatıyordu. Yan profili oldukça mükemmel diye geçirdi içinden Jisung. Göğsü hızla inip kalkıyordu.

Minho da Jisung için neredeyse aynı şeyleri düşünüyordu.

Mavi saçları önüne düşmüş yüzünü kaplıyordu ve dudaklarında hafif bir tebessüm vardı. Nefesini düzene sokmaya çalışıyordu.

Kafasını kaldırıp boş duvara dikti gözlerini. Ardından az önce yaşadı şeyler aklında gelince dudaklarında bir kahkaha firar etti Jisung'ın.

Bu halini gören ona deli diyebilirdi.

Minho da çocuğa bakıp kahkaha atmıştı.

Şimdi ise bu hallerini gören biri onların ikisine deli derdi ve onlardan da pek bir farkları yok gibiydi.

Zor da olsa kahkahalarını durdurduklarında, gözleri birbirlerine kenetlenmişti.

Minho bu yüzü aklına kazımak istercesine inceliyordu Jisung'u.