fourteen

1.4K 164 42
                                    

Sessizlik, koca bir sessizlik. Bir o kadar rahatlatıcı bir o kadar da rahatsız edici. Ne kadar da çelişki dolu. Düşüncelerinden kurtulmak ve düşüncelerine çekilmek, sessizlik ile ortaya çıkan birkaç şey. Düşüncelerinden kurtulmak için sessizliği seçersin aynı zamanda rahatlatıcı olur değil mi? Ancak sessizlik, istemediğin düşünceleri de peşinde sürükler bu yüzden rahatsız edici olur değil mi?

Saatlerdir o kayalıkların üzerinde oturmuş denizi seyrediyorlardı. Saat iyice geçmiş, etrafta sadece dalga sesleri yankılanmaya başlamıştı. Hoş, dalga seslerini dinlemek fazlasıyla iç açıcı ve rahatlatıcıydı.

Aralarında oluşan sessizlik gittikçe uzamıştı. Düşüncelere kapılmış gibi bir halleri vardı dışarıdan bakıldığında. Ancak pekte öyle sayılmazdı. Sadece anın ve karşılarındaki güzelliğin etkisindelerdi biraz. İkisinin herhangi bir şey düşündüğü yoktu.

Aralarından biri sıkılmıştı biraz ama o da sesini çıkartmıyor, sadece karşısındaki denizi izliyordu. Arada bakışları yanında Tanrı misali duran çocuğa kayıyordu. Yüzünü izleyip iç çekiyor ve tekrar önüne dönüyordu. Diğeri içinde aynı şey geçerliydi. Arada yanındakine bakıp tekrar önüne dönüyordu. Çok kısa bir an gözleri birleşmişti birbirlerine bakmaya çalışırken, her klişe de olduğu gibi. Bir daha da birbirlerine bakmamışlardı zaten.

Yanında bir hareketlilik oluştuğunda yan tarafa döndürmüştü kafasını. Ancak karşılaştığı şey bir çift bacak olmuştu.

Kafasını yavaşça yukarı kaldırmış ve Minho ile göz göze gelmişti. Bir kaç dakika da öylece bakışmışlardı.

Sonunda Minho gözlerini çekmiş ve kayalıklardan inmişti. Adımları, sahildeki kayalıklardan uzaklaşmaya başlarken kumsala da gittikçe yaklaşıyordu.

"Nereye?" sorduğu soru kayalıklara vuran dalga seslerine karışmış ve onlarla birlikte yankılanmıştı boşlukta.

"Nereye gittiğimi görüyorsun." arkasını dönmeden ilerlemeye devam ederken kendisine gelen soruyu yanıtlamıştı Minho.

"Beni beklesene." oturduğu kayadan kalkarken seslenmişti Jisung.

Minho durup arkasına dönmüş ve Jisung'a kısa bir bakış atıp tekrar ilerlemeye başlamıştı.

Jisung adımlarını biraz daha hızlandırarak Minho'ya yetişmişti. Bir kaç dakikanın sonunda kumlarla buluşmuşlardı.

Jisung kum da yavaşça ilerlerken yanındaki adımların arkasında kaldığını fark etmişti. Arkasını dönüp baktığında, Minho'nun ayakkabılarından kurtulmaya çalıştığını görmüştü.

Ayakkabıları çıkarttığında sağ eline alıp tekrar yürümeye başlamıştı. Jisung'un yanına ulaştığında ayakkabıları işaret ederek yoluna devam etmişti.

Jisung da Minho'yu taklit ederek ayakkabılarını ayağından çıkartmıştı.

Teni ılık ve nemli olan kumlarla buluştuğunda içine doluşan rahatlama hissi küçük tebessüm parçalarının yüzüne yerleşmesine sebep olmuştu.

Minho'nun kumlara oturduğunu görünce onun yanına doğru ilerlemişti.

Jisung da onun gibi kumların üzerine oturmuştu. Elindeki ayakkabıları da yanındaki boşluğa bırakmıştı. Pantolonunun paçalarını katlamış ve önünde oluşan gelgitlerin teninde iz bırakmasına izin vermişti.

Öne doğru biraz eğilip elini suyun içine sokmuştu. Eline ulaşan gelgitler, kumun üzerine yaptığı şekilleri silerken, bu onu rahatsız etmiyordu. Yerine önceki yaptıklarından farklı şeyler çizmeye çalışıyordu. Ve bunu yapmak fazlasıyla hoşuna gitmişti. Biraz daha oyalanmıştı kendi kendine bu şekilde.

Gözlerini, çizdiği şekilleri yok eden gelgitlerden çekip yanındaki Tanrı çocuğa dikmişti. Hala suyun içinde olan eline dönmüştü çok geçmeden bakışları. Aklına gelen ufak yaramazlık ile muzipçe gülümsemişti. Kendini, sürekli işleri haylazlık olan küçük çocuklar gibi hissediyordu.

Onun gibi öne eğilmiş olan yakınındaki Minho'ya bakmıştı. Gözlerini kapatmış ve ayaklarına çarpan gelgitlerin hissetirdiği güzel şeylerde takılı kalmıştı. Yüzünde ise ufacık, mutluluğunu hafifçe belli eden bir gülümseyiş vardı.

Jisung, yanındaki Tanrı çocuğa bakarken dalıp gitmişti. Güzelliği kendisini fazlasıyla mest ediyor, beynindeki düşünceleri bulanıklaştırıyordu.

Daldığı yerden yavaş yavaş uzaklaşırken bulunduğu ortamı da idrak ediyordu. Bir kaç dakika ardından düşünceleri yerine yerleşirken gülümseyiş kapladı yüzünü.

Suyun içinde dolaşan elini hareketlendirip Minho'ya doğru su sıçratmıştı.

Yüzüne ve saçlarına gelen su Minho'yu şaşırtmıştı. Ancak yanından gelen kıkırtılar yüzünde bir tebessüm oluşturmuştu.

"Yüzünün hali çok komikti." diyerek kahkaha atmıştı Jisung. Sesi boşluktaki gelgit seslerinin arasında yankılanmış ve onlara geri dönmüştü.

Minho ise çocuğun bu sevecen haline gülümsemişti, kendine yaptığı şeyi unutarak.

Jisung hala gülmeye devam ederken Minho'nun aynısını yanındaki gence yapmak gibi bir fikir dolaşıyordu beyninde.

Yüzünde beliren sırıtıştan habersiz yanındaki çocuğa bakmıştı. Gülüşleri yavaş yavaş soluklaşıyor, yüzünde ise sadece ufak bir tebessüm kalıyordu.

Minho'nun suyun üzerinde dolaşan elleri bir kaç kez yanındakinin üzerine ve yüzüne su sıçratmasında yardımcı olmuştu.

Jisung'ın suratında oluşan şaşkınlık ifadesi, Minho'nun gülme isteğini daha da arttıyordu.

Yüksek desibelli kahkahası ile birlikte bedenini nemli kumların üzerine bırakmıştı.

Yüzündeki şaşkınlık ifadesi  yok olurken Jisung da Minho'yu taklit ederek kumların üzerindeki yerini almıştı.

İkisininde yüzünde birer gülümseme hala yok olmamışken göz göze gelmişlerdi.

Gözlerinin en derinlerde buluşuyor, kısacık bir zaman sonra hüzünle ayrılıyorlardı.
Kendilerinin haberi olmasa da gözleri her şeyin farkındaydı.

Ilık ve nemli kum taneleri ikisini de rahatlatırken yüzlerinden düşmeyen bir gülümseyişte onlara eşlik ediyordu.

Birbirlerine biraz daha yaklaşırken önlerindeki tarifsiz manzaraya dalıp gitmişlerdi. Arada birbirlerine attıkları kaçamak bakışlar ise peşlerini bırakmamaya niyetli gibiydi.

Yanı başlarında onları izleyen huzur ile birliktelerdi.

Sabah birbirlerine sarılarak uyanacak olmalarından bir haber; yanlarında olan huzurla birlikte, alevlenen küçük hisler de onlara eşlik ederken bilinçleri de yok olmaya yüz tutmuştu.

__________________

*793
Bu bölümün bazı kısımları içime sinmesede seviyorum. Derslerime odaklanacağım için bir iki bölüm atıp bu uygulamadan gideceğim. Biraz daha rahatlarsam dersler konusunda eğer yine birkaç bölüm atabilirim belki. Ama bu ihtimalin olacağını pek sanmıyorum. Birazdan on beşinci bölümü de atacağım. Umarım beğenirsiniz, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın <3

11.10.2020

smoke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin