twelve

1.5K 175 68
                                    

Dolabının önüne geçmiş, giymek için bir şeyler arıyordu.

Gözüne ilişen beyaz,kendisine fazla bol gelen tişörtü ve siyah kot pantolonunu eline alıp yatağın üzerine bıraktı.

Odasının içinde bulunan banyoya girdi ardından.

Üzerinde alkol kokan kıyafetlerden kurtulup kendini soğuk suyun altına attı.

Bilinmeyen, yazdıklarına görüldü atıp bırakmıştı. Onun için pek eğlence olmamıştı. İkisi içinde geçerli gibiydi bu, aslına bakılırsa.

Düşünmemeye çalışmıştı. Bu yüzden de içmişti. Düşünmeme yöntemi buydu onun. Ağzındaki oluşan o mayhoş tadı düşünürdü içerken sadece, herhangi başka bir şeyi değil.

Yine de biraz fazla kaçırmıştı. Tam anlamıyla sarhoş olmasa da, oturtamadığı şeyler de vardı. Hatırlayamıyordu bazı şeyleri. Vazgeçmişti zaten hatırlamaya çalışmaktan da.

Bir kaç saat önce gelen mesaj sesi ile uyanmıştı. Başındaki ağrı da onu yoruyordu. Bir kaç bardak kahve ile başındaki ağrı da azalmıştı neredeyse.

Şimdi ise Jisung ile buluşmak için hazırlanmaya çalışıyordu.

Soğuk su onu biraz daha titretmeye başlarken, soğuk olan tarafı kapatmış ve sıcak olanı açmıştı.

Tenine yavaşça değen ılık su ile kendine geliyordu.

Şeftali kokulu olan şampuanını eline alıp saçlarını yıkadı.

Burnuna doluşan şeftali kokusu onu mutlu etmiş, gülümsemesini sağlamıştı. Biraz daha suyun altında durduktan sonra banyodan çıkmıştı.

Sakince üzerini giyip elindeki havlu ile saçlarını kuruttu. Hafif nemli kalmıştı saçları ama pekte umrunda değildi, sürekli haliydi onun.

Yatağın üzerinde duran telefonu eline alıp saate baktı.

21.27

Oflayarak yatağa bıraktı kendini. Tavanı izleyerek oyalandı biraz. Dayanamayarak yattığı yerden doğruldu.

Yatağın dibinde duran Dori'yi kucağına alıp onunla uğraşmıştı biraz. Bu fazla ilgileden sıkılmış ve miyavlayıp Minho'nun kucağında inmişti. Minho, Dori'nin arkasından gözlerini devirmişti.

Ayaklanıp dolabının kapağını açıp içinden bir tane ceketi alıp, üzerine geçirmiş, tişörtünün bir kısmını da pantolonun içine sokmuştu.

Komidinin üzerindeki cüzdanını da cebine sıkıştırmış, telefonunu da eline almıştı.

Merdivenlerden yavaşca inerek aşağı ulaşmıştı. Dori'nin koltuğa kurulduğunu gördüğünde gülmüştü. Yanına gidip başını okşamıştı.

Biraz daha oyanlandıktan sonra sonunda evden dışarı adımını atmıştı.

Bir kaç gündür evden dışarı adımı dahi atmıyordu. Şimdi ise dışarı çıkmış olması onu gülümsetmişti.

Garajdaki arabası aklına gelince garaja doğru adımlamıştı. Son anda durup, vazgeçmişti. Biraz temiz hava almak istiyordu.

Taşlı olan yolu takip ederek bahçe kapısına ulaşmış, kapıyı açıp çıkmıştı ardından da.

Boş cadde de sadece adım sesleri yankılanıyordu. Ancak adım seslerine dolaşan, telefonundan yükselen bildirim sesi dikkatini çekmişti.

Telefonunu görüş açısına sokup, gelen bildirime bakmıştı. Saçma bir kaç mesaj görmesi gözlerini devirmesini sağlamıştı.

smoke Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin