BİR RÜYADAYIM SANKİ | 🎐

22 4 0
                                    

Üzgünüm çok geç geldi bölüm fakat  yazarken bölüm 2 defa filan silindi. Tekrar düzenleyip yazana kadar ancak paylaşabilme fırsatı buldum.

LAVİN :

Kendime uygun üniversitelere göz atıp eve geri döndüğümde unniem beni sevinçle karşılayıp "Sana müjdeli bir haberim var." diyerek sarıldı.

"Neymiş o müjdeli haber?"

"Ben işe kabul edildim ya. İş için gerekli evrakları imzaladıktan sonra sen gittin hani?"

"Çatlatmada söyle ne olduğunu?"

"Senden sonra Kook yanıma geldi ve bana seni sordu. Birde PD'nim seni
Jungkook'un koruması ve özel asistanı olarak işe almış. Yani Jungkook öyle dedi. -

Gözlerim şaşkınlıktan irileşirken

"Ne? İnanamıyorum. Bu nasıl olabilir ki? Beni tanımadan görmeden nasıl işe alırlar?"

"Bilmiyorum ama işe alındığını Kook söyledi. Yalan söyleyemeyeceğine göre bu işte çalışacağına sevinmelisin. Ben zaten umutsuz vakayım bari siz mutlu olun."

"Öyle deme unnie benimde senden farkım yok. Sadece yakınlaşma fırsatı bulabilirim ki o tarz bir şeyide yapıp Kook'u rahatsız etmek, benide diğer sıradan sözde aşık fangirller gibi görmesini istemem. Benim durumumda senden farksız değil o yüzden."

"Ah be resmen hayat bizimle oyun oynuyor. Hayallerimize bir adım atıp yaklaşmışken şimdi bir bataklıkta gittikçe dibe batıyor gibi hissediyorum."

"Bende unnie. Yıllar sonra her gün rüyamda gördüğüm kişinin Kookie olduğunu öğreniyorum. Seninle Kore'ye geliyorum. Nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok ama onun koruması ve asistanı olarak işe alındığımı öğreniyorum şu an fakat gel gör ki beni sevmeyeceğinden ya da beraber olsak bile ortaya çıkınca mesleğini etkileyeceğinden ona olan aşkımı söyleyemiyorum." dediğimde gözlerim dolmuştu.

Boğazınızın düğümlenip hüngür hüngür ağlamak isterken ağlayamamak nasıl bir his bilir misiniz? Kendinize engel olduğunuz bir ağlayamama değil. Elinizde olmadan ağlayamamak.

"Üzülme meleğim zaman her şeyin ilacıdır. Akışına bırakıp olacakları bekleyelim." diyerek eliyle güven vermek istercesine sırtımı sıvazlıyordu.

"Tamam Unnie beni düşünme sen iyiyim ben. Biraz odama çıkıp dinleneyim şimdi olur mu?"

"Tabi birtanem nasıl istersen."

Zeynep'i salonda bırakıp sakinleşmek için odama geçtim. İçimden ağlamak gelirken ağlayamamak beni çıldırtıyor daha da harap ediyordu.
Ağlayarak rahatlayamadığımdan dolayı banyoya gidip bir jilet aldım ve bileğime kesikler attım. Bu rahatlayıp psikopat gibi sırıtmama neden olmuştu. Bir yanım erkenden kendimi bunalıma sokmamamı söylerken şeytan mutluluğu asla bulamayacağımı fısıldıyordu bana ve genelde benim ruhumda kazanan taraf hep şeytan olurdu fakat ben ilk defa ona yenilmeyi istemiyordum. Hele ki bu defa asla. Bunları düşünmeyi bırakıp kendimi yatağa attım. Saatlerce boş tavanı izleyip mayıştıktan sonra gözlerim kapanmıştı.

ZEYNEP :

Lavin kendisini odasına kapattıktan sonra bende oturmuş kitap okuyordum. Okurken bir söz çok dikkatimi çekmişti. "Hayaller dikenli bir güle benzer. Nasıl ki gülün güzelliğine hayran olanın dikenine katlanması gerekiyorsa kişinin hayaline ulaşması içinde tüm zorlukları göze alması gerekir."
Gözlerim yavaş yavaş kapanırken son gördüğüm şey bu sözler olmuştu.

BİR RÜYA MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin