GÜZEL BİR GÜN | 🏛️📖

25 2 0
                                    

LAVİN :

Sabah erkenden kalkıp unniemle birlikte şirkete gelmiş işlere koşuşturuyorduk. Bu iş benim için iyi mi olcaktı yoksa kötü mü? Bundan emin değildim ama zorlanacağım kesindi. Yapmam gereken çok fazla şey vardı. Jungkook bana genel rutinini anlatıp yapmam gerekenleri söylemişti. Özel asistan olmak bayağı sorumluluk ve sabır gerektiriyordu. Şimdi de Jungkook Bey bugünkü programını not edeyim diye beni çağırmıştı. Of ne diye bu Jungkook ile uğraşıyordum ki? Aslında biliyorum normalde olsa asla böyle bir şey demezdim ama normal değildi işte şu an bulunduğumuz durum. Onun beni sevmesi olanaksızında ötesi ve imkanı olmayan bir şeydi. Aklımda türlü sorularla Jungkook'un yanına varıp arabasına binmiştim. Yol boyu öylesine sessiz ve dalgındım ki

"Ee inmeyecek misin?" diyen Jungkook'a bakıp

"Hııı" dememle onun evine gelmiş olduğumuzu farkettim. "Aish dalmışım özür dilerim." diyip indim.

Kapıyı açıp önden geçmemi sağladı.
Kendisinden beklenildiği gibi ihtişamlı ve göz kamaştırıcı bir eve sahipti. Evin çoğuna siyah rengin hakim olması beni şaşırtmıştı. Demek ki o da benim gibi siyah seviyordu. Siyahı insanlar iç karartıcı bir renk olarak görsede ben seviyordum.

"Sen geç otur şu sandalyeye ben çalışma kağıdı ve içecek getirip geliyorum hemen."

diyerek yanımdan ayrıldı ve gitti. Kısa sürede dediklerini alıp hemen yanımdaki sandalyede oturdu. Of neden bu kadar yakındık ki şu an? İlk önce 1 haftalık programını not ettim. Daha sonra ise o yeni çıkaracağı şarkı için bir şeyler mırıldanırken ben onun artık tüm hatlarıyla ezberimde olan yakışıklı yüzünü incelemeye dalmıştım. Bu dalgınlıktan Jungkook'un parmağını şıklatıp

"Hey nasıl olmuş melodiyi beğendin mi?" demesiyle kendime geldim.

"Haa evet her zamanki gibi yine çok güzel." diyip gülümsemedim.

"Emin misin? Şarkıdan çok beni izledin gibi sanki." diyerek sırıttı.

Lanet olsun. Yakalanmıştım. Hem olamaz ya kesin yine kıpkırmızı olmuşumdur.

"İyi misin bir kızardın sanki. Utandın mı yoksa sen?" diye gülmeye başladı.

"Aish lütfen şöyle davranmayı keser misiniz?"

"Bu kaçıncı oldu saymıyorum ama sizli bizli konuşmaya bıraksan artık diyorum."

"Söz siz böyle davranmaktan vazgeçerseniz bende öyle konuşmam."

Kook bana göz devirip "Sen bilirsin." diyerek tekrar işine odaklandı.

Evinde bir süre daha oyalandıktan sonra işi bitince beni eve bırakmayı teklif etti. Tabi başta kabul etmedim ama ısrarlarına dayanamayıp onun susması için kabul etmek zorunda kalmıştım. Arabayla eve doğru ilerlerken aklıma evde bir şey olmadığı ve marketten birkaç malzeme almamın iyi olacağı geldi.

"Arabayı durdur musunuz?"

"Niçin ne oldu?"

"Yok bir şey sadece marketten almam gereken şeyler var."

"Peki." diyip arabayı durdurdu.

Bende inip çok fazla oyalanmadan kasaya doğru gidiyorken bir çocuk bana çarptı. Ufacık 4 yaşlarında mini minnak bir çocuktu.

"Özür dilerim umarım canın acımamıştır." diyip gülümseyerek onu kaldırdım yerden.

"Hayır aba hiç açımadı çanım." dedikten sonra yanındaki kadına bakıp "Ayye bende iyede böye güzel bi kız ile evlenmek istiyorum." diyip güldü.

BİR RÜYA MASALI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin