XXVII

466 47 39
                                    

Yoongi

Rahat bir uykunun ardından yavaşça gözlerimi araladım. Kollarımın arasındaki, göğsüme sinmiş olan Jungkook'u fark ettiğimde gülmeden edemedim.

Dün gece saçma bir nedenden tartışıp yatakta aramıza yastık koymuştuk. Ama Jungkook yastığı bacak arasına almış, bana sarılarak uymuştu. Tabii ben de ona sarılmadan duramamışım anlaşılan.

Yandan telefonumu alıp saate baktım 11'i geçmişti. İkimizinde sabah dersi vardı ama çoktan kaçırmıştık. Umursamayıp telefonu geri yerine koyup üstüme çıkmaya yüz tutmuş bedene kollarımı tekrar doladım.

Burnumu ensesine sürtüp kokusunu içime çekerken ferahladığımı hissettim. Saçlarının arasına öpücük kondururken koltuk altlarından destek alarak yüzümle hizalamaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü belime o kadar sıkı sarılmıştı ki kollarından kurtulamadım.

Gözlerini açmadan yüzünü buruşturup daha sıkı sarılıp göğsümde kayboldu. Gülüp saçlarını okşadım. Her dokunuşumda burnuma gelen şampuan kokusuyla büyülenirken ismini mırıldanmaya başladım.

"Jungkook, Jungkookie, bebeğim, güzelim. Uyan hadi bir tanem, geç oldu."

Oflayıp omuz silkti. Bu tavrına karşılık, oyuncu bir şekilde hayıflandım. "Uykunu alamadın mı? Benden mi rahatsız oldun?"

Hızla başını kaldırıp iri olan gözlerinini daha da irileştirip yüzüme bakmaya başladı. "Yoongi her şeyi nasıl yanlış anlayabiliyorsun? Yatakta biraz daha sana sarılarak uzanmak için çırpınıyorum burda gelmiş sen ne diyorsun ya! Off sinirlendim sabah sabah!"

Derin bir kahkaha atıp, yine koltuk altlarından tutup çektim. Bu sefer yüzlerimizi eşitleyebildim. Kaşlarını çatmış sinirli olduğunu sanıp sevimlice bakarken alnını öptüm.

"Günaydın sevgilim."

Hemen eski haline bürünüp kafasını göğsüme yasladı. "Sana da günaydın."

Gülümserken başımı iki yana sallıyordum. "Ne yapacağım ben seninle?"

Kıkırdarken başını kaldırıp dudaklarını büzdü. "Öpebilirsin mesela."

Gülüp büzmüş dudaklarına parmak uçlarımla hafifçe vurdum. "Kalkmamanın cezası, öpücük yok sana."

Somurtup oturur hale geldi. "O zaman ben de seni baştan çıkartıp alırım."

Anlamaz gözlerle ona bakıyordum. "Ne?"

Bir şey demeden tam gözlerimin içine bakıyordu. Elleri tişörtünün eteklerine gitti ve yavaşça kavradı. Aynı yavaşlıkta yukarı doğru sıyırmaya başladı.

Gözlerim istemsiz sıkı karnına kaydığında yutkunmadan edemedim. Tişörtten kurtulup elini pijamasının lastiğine attığında elimle durdurdum panikle.

"Tamam, dur. Vereceğim öpücük."

Memnunca gülümseyip yanıma oturdu. Elimle yanağını okşarken yüzüne yaklaşıp dudaklarını kavradım. Yavaştan hızlanıyorduk, öpüşmemiz ilk defa bu kadar tutkulu ve hırçındı.

Dudaklarımızı ayırmadan onu yatırıp üstünde yerimi alırken hiçbir itirazda bulunmadı. Üstünde zaten tişört yoktu ve bu istemeden tenini okşama isteğimi arttırıyordu. Bir elimle bel boşluğunu okşarken diğer elim yanağındaydı. O da boş durmayıp ensemdeki saçları çekiştirip okşuyordu.

Nefeslerimizin bitmesi üzere istemesemde dudaklarımızı ayırdığımızda yüzüne baktım. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordu ve hâlâ gözleri kapalıydı. Kendine gelmeye çalışıyor gibi görünüyordu.

Alnındaki saçları geri atıp, oradaki açılan alana, derin bir buse buraktım. Sonunda parlak incilerini açıp göz teması kumamızı sağladığında gülümseyip kızarmış yanaklarını süzdüm. Sanki az önce beni baştan çıkarmaya çalışan o değilmiş gibi utanmıştı.

Kendimi yana atarken, yan bir sırıtışla konuştum. "Duş almalıyız. Acaba beraber mi yapsak? Hmm?"

Gözlerini irileştirip şaşkınca yüzüme bakmaya başladı. Öpüşmeden dolayı dudakları şiş ve daha kırmızı görünüyordu.

"Niye öyle bakıyorsun, beraber duş alamaz mıyız?"

Şimdi de kulaklarına kadar kızarmıştı. "B-ben... al-alabiliriz de... Şimdi mi?"

Kıkırdayıp yanağını öptüm. "Sakin ol Kook. Şaka yaptım, gerilme bu kadar."

Tuttu nefesini verdi. "Şey, gerilmedim de şaşırdım. Yani, senn ve benn... Çırıl çıplak böyle beraber duş alacağız. Ah, sesli söyleyince daha farklı hissettirdi."

Elleriyle yüzünü kapatıp, garip sesler çıkartarak yatakta debelenmeye başladı. Gülüp ellerini yüzünden çektim.

"Sen baya kirli düşüncelere daldın. Gel hadi."

Elinden tutup yataktan kaldırırken masum masum yüzüme bakmaya başladı. "Nereye?"

Sorusunu es geçip banyonun kapısını açtım. Ona dönüp baktığımda gözlerini yine kocaman açmıştı. Yanakları kızarmaya başlarken, elerimizi ayırmadan, küvete su dolması için musluğu açtım.

"Bugünü kendimize ayılarım."

***

🧡

Köfte Sever |YoonKook-Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin