comedy [soukoku]

eight

"Dazai-san, fark ettim de. Chuuya-san'dan uzunmuşum."

"ah..Atsushi-kun, dünyanın %90ı ondan uzun zaten. yeni fark etmen komik. neyse, şu kızıl kafadan bahsetmişken."

Dazai sözünün yarım kalmasını umursamayarak çayından bir yudum aldı.

"bizim şu iddia işini düşünmemiz gerek. o bücürden önce davranmalıyız. yoksa güzeller güzeli çifte intihar edebileceğim sevdiceğim gider.."

elini alnına koyup dramatik bir sahnedeymiş gibi bağırmaya başladı.

"onsuz intihar etmek, ya da etmemek. iki seçenek de intihar etme isteği uyandırıyor. ah, Atsushi-kun, niye vuruyorsun şimdi canım acıdı ya."

"Dazai-san şuraya bak. Chuuya-san, Shimizu'ya yaklaşıyor."

Atsushi parmağını kantinin öteki tarafında yürümekte olan kızıl kafalı ve arkasındaki sevdiği gence doğru uzatmıştı. sonrasında beklenen atak olmuş, Dazai hemen kalkmıştı masadan. elleri pideci küreği gibi açık, sanki gördüğü an dövecekti.

"Atsushi-kun, plan şu, ben kızıl canavarı alıp kaçıyorum sen de beni idare ediyorsun. çok hızlı atak yaptı bu yerden bitme. ne ara fikir bulduysa. hadi."

Atsushi, oflayıp dediğini yapmak için ilerlerdi. Dazai ise koşucular gibi koşmuş, Shimizu'ya 2 masa kala kızılın kolundan tutmuştu.

"ne istiyorsun lan uskumru manyağı?"

"benden önce teklifi etmemeni, hadi gel seninle bir çay içelim."

Chuuya kolunu tutan kolun bırakması için hareket ettirse de nafileydi, ahtapot gibi yapışmıştı bu şerefsiz.

"bırak lan beni. çıkma teklifi edeceğim ben, işime karışma."

"bak kızıl kafalım benim, canım arkadaşım. şu an etme, olmaz. daha özel bir anda edersin. okul çok.... klişe? senden daha iyisini beklerim."

Chuuya gözlerini kırpıştırmıştı. mantıklıydı dediği. daha özel ve güzel bir konseptle bu işi yapmalıydı.

"haklısın galiba. öyle yapayım. sonuçta sevdiğim en iyisini hak ediyor."

"ayyyyynen, yola gel böyle. hadi şimdi birer çay ısmarlayayım sana da iki kart atarız okul arkasında."

Dazai, kolunu Chuuya'nın omzuna atmış, yürümeye başlamışlardı. sanki kırk yıllık arkadaş gibi çaylarını alıp okulun arkasında pişti oynamaya gitmişlerdi. sonrasında da onları Mori senseileri görmüş, birkaç el de onla oynamışlardı. Ranpo hocası da oynadıklarını görünce katılmış, oyun papaz kimde'ye dönmüştü. ama Ranpo her seferinde kazanınca ortam kızışmış, Fukuzawa sensei onları bulup bir güzel cezalandırmıştı.